• (bkz: aziz sancar)
  • kader olsa japonyanın endonezya dan farkı olmazdı her ülkenin ulusu kendi geleceğini kendi
    belirler...
  • heh deyince avrupada, amerikada hayat kurabiliyormuşçasına söylenmiş bir cümle.

    coğrafya kaderdir, bazıları daha özgür coğrafyadır.
  • kader olmasa da insanın hayatını etkileyen büyük bir faktördür.
  • coğrafya dediğin böyle puşt gibin ibne gibin bişey.

    zaten dünya delikanlı olsa yuvarlak olmazdı.

    her neyse coğrafya ebeveyninizin 2 bacağı arasından şutlanmak suretiyle hayata gözlerinizi açtığınız yer esasında.

    (bkz: evet tarafından)

    peki kaderiniz mi ? hayır. çünkü o evi o apartmanı o mahalleyi o şehri o ülkeyi o kıtayı terk etmek sizin tercihiniz.

    imkanınız mı yok ? demek ki yeteri kadar çabalamamışsınız ve başlıkta da görüldüğü üzre kader diye ağlayanlar sırasında yerinizi almışsınız.
  • coğrafya uzun vadede, mesela 100, 500, 1000 senelik perspektiflerde genel trendleri tayin eder, bu yüzden de kaderdir.

    coğrafya ile “kader” arasındaki ilişki tıpkı külli irade/cüzi irade, nesnel etken/öznel etken, altyapı/üstyapı ya da strateji ile taktik arasındaki ilişki gibidir. uzun vadede arka planda diğer süreçleri tayin edip sonuç doğurduğundan etkisi, gücü ve sonuçları öyle kolayca fark edilmez. yavaş işler, ama kesin sonuç doğurur.

    kısa vadelerde bir ülkenin ya da insanın başına olumlu ya da olumsuz her şey gelebilir. öznel irade ile bir çok şey değiştirilebilir gibi gözükür, ama geniş bir perspektif ile incelenip uzun vadeli sonuçlara bakıldığında dönüp dolaşıp coğrafya’ya ulaşılır.

    daran acemoğlu, odaklandığı çalışma alanı ya da işaret ettiği sorunlar itibarıyla söylediklerinde haklıdır, ama coğrafya başka bir düzlemde çalışıp başka vadelerde sonuç üretir. başka bir hikayedir.

    ortadoğu’da 100 yıldır demokrasiden diktatörlüğe, krallıktan cumhuriyete, sosyalizmden teokrasiye kadar her türlü rejim denendi. birinin ötekinden çok farkı var mı? bunun gibi güney amerika’sından afrika’sına, avrupa’sına kadar her yere bakabilirsiniz, sonuç değişmeyecektir. her balık akvaryum içerisinde istediği yere özgürce gidebilir, sınırları coğrafyadır. o balıklar ki akvaryum içindedir, akvaryumu bilmezler. bu kadar basit.

    not: israil, bölgeye dışarıdan gelmiş insanlarca, dışarıdan gelen para, kültür ve ordularca kurulmuş sentetik bir devlettir. buna rağmen, bu dışsal ve sürekli beslenen kaynaklar kurusa 50 sene bile dayanamaz. tıpkı güney amerika, asya ya da afrika’da kurulmuş dominyonlar gibi 50 senede bölgenin coğrafyasına dayalı temel dinamiklerine uygun bir ülke haline gelir.
  • bu burçlar falan var ya, çok saçma. insanın kişiliğini doğum tarihinden anlayamazsın. insanın kişiliğini doğum yeri belirler. bizim anadolu insanı bunu bilir mesela. onun için yeni tanıştığı kişiye "burcun ne?" diye sormaz. "memleket nere?" diye sorar.
    cemil, şahsiyet, 6.bölüm
  • insanların ağaçlar gibi doğduğu yerde yaşayıp ölmesi şart değildir.

    evet çok önemli bir engel olabilir ama gezegende sosyal ve fiziki olarak pek çok güzel yer var, bunlara gitmek her zaman zor da olsa bir seçenek olmalıdır.
  • bi bakıma öyledir. coğrafya kaderdir derken, uppermestik bir fatalizmle cümleyi ele alıp, kum dolmuş ayakkabıyı silker gibi silkerek içini boşaltmaya çalışanlar, yannış yapıyonuz. burada adı konulmamış determinizm var. sen şimdi kuzey ülkelerinde, ne kadar seversen sev, efil efil elbiselerle gezebilir misin? hayır çünkü götün donar. peki giydiğin elbiselerin senin karakterine, tavrına ve duruşuna bir etkisi yok mudur? bi bakıma vardır. işte coğrafya böyle bir kaderdir. dağların denize konumu, rüzgarlar, yağmurlar gibi somustik coğrafi faktörlerin, insanın kendini ve toplumunu tamamlama serüvenindeki etkisinden bahsediyor. üstelik sadece bununla sınırlamıyor, jeopolitik konumunun, coğrafyayı etkisi altına alan genel geçer ideoloji ve felsefelerin, içine doğduğun politik atmosferin, şarkıların, şiirlerin, filmlerin vs toplamının insanın kaderini yani kendini olumlama çabasını belirlediğini, en azından büyük oranda etkilediğini ifade eder iş bu söz ki, bu kanıya 700 yıl önce varmış olan ibn haldun ile aynı hırkayı giyiyor olmak da bir onurdur.

    tıfıl örneklerle bu devasa hakikati parçalayamaz, ancak lambaya çarpıp ölmüş kelebekler gibi lekelersiniz. bakınız bu konuda istisna dahi yoktur, yetersiz değerlendirme vardır. sözgelimi aziz sancar. görende seni aziz sancar öhhöhöömm emarikalı bir bilim adamı olmuş nobeli almıştır. bu demek midir ki coğrafya kadr olmasın? aziz sancar'ın connecticut'lı prototipini görmeden bu konuda bir kanıya varılamaz.
hesabın var mı? giriş yap