• erken çocukluk dönemi, çocuğun okula başlayana kadarki dönemidir. gelişim programlarında da 0-6 yaş arasına verilecek tüm eğitimler erken'le başlar. mesela erken müzik eğitimi. gelişim basamaklarına ilişkin kazanılması gereken beceriler, çocuğun neyle ilgili eğitim aldığına bağlı olarak değişir. müzik eğitimiyle ilgili bir durum varsa, çalan ritmi tekrar etme, ritme göre hareket edebilme, entrümanları ve seslerini ayırt edebilme şeklinde gider.
    özel bir alan tercih edilmediyse de genel gelişim, soyut-somut şeyleri ayırt edebilme, kavramlar, tuvalet eğitimi, yemek yeme alışkanlıkları gibi günlük hayata dair şeylerdir. beden eğitimi de bazen genel eğitime dahil edilir. (her zaman edilmesi gereklidir aslında) çünkü çocuğun okula başlayana kadarki dönemde uzuvlarını kendine yetecek derecede kullanabilmesi önemlidir. zıplamak, ayaklarını yere vurmak, el çırpmak, tek ayak üstünde durmak gibi sıradan görünen birçok faaliyet çocuğun bedensel gelişimini destekleyecek alıştırmalardır.
  • özel eğitimde hayati önem taşıyan dönemdir. zira özel gereksinimli bireye tıbbi tanı ne kadar geç konursa, çocuğun eğitim açığı daha fazla olacağı gibi, aileye ve devlete de maliyeti artar.
    esasen erken çocukluk dönemini;
    - 0-3 yaşları arası
    ve
    - 3-6 yaşları arası
    olarak ikiye ayırmak mümkündür. ülkemizde 2. gruptaki özel gereksinimli çocuklar için okul öncesi eğitim yasa ve yönetmeliklerle zorunlu kılınmıştır. 2011 şartlarında haftalık 12 saatlik eğitim masrafını devlet karşılamaktadır. lakin her özel gereksinimli öğrencinin 12 saat karşılığı gibi bir ücret ödenmesi sistemdeki açıktır. söz konusu ders saatinden daha az eğitime ihtiyaç duyan öğrencilerin ailelerine de, ileri derecede zihin engeli bulunan öğrencilerin ebeveynlerine de eşit miktarda ödeme yapılmaktadır. özel eğitim masraflarının da bir hayli yüksek olduğunu kabul edecek olursak, ileri derecede zihin engeli bulunan çocukları olan, fakir ailelerin bu arta kalan ücreti ödemeleri imkansız olmakta ve bu uğurda özel eğitim öğretmeninin ve ailenin harcadığı çaba boşa gitmektedir.
  • iyimser ile kötümser:

    aslında umutlu/iyimser olma ile umutsuz/kötümser olma eşit ölçüde olgulardan (istatistikten ve deneyimden) bağımsız, içsel yani sanal kaynaklılar. içsel/kişiliksel olan bunların kökü erken çocukluk dönemi ve ailedeki büyüme öyküsü bakımından yine olgusal olanla (deneyimle) birleşiyor. orada ise olgusalın yönü ve yönetimi denetlenemiyor, rastlantısal kalıyor. can suyu diyebileceğimiz anne (anababa) ne benzersiz bir ilk hız (ilk etki) vericidir, hayret!

    bu durumda düzeltici-onarıcı deneyimler, kurulmuş zemberek gibi keyfi giden insanoğlu için altın veya gömü değerinde. hani yaşamın bazen kötü başlayan darbelerinin bizde umut dinamiği yaratacak bir yön kazanması gibi. bir de dönüşüm ebeliği yapan terapi, yardımlaşma mesleklerinin değeri o seyrek yaşanabilen viraj alışlarda saklı. daha düzensiz olarak olağanüstü haller, toplumsal histeriler, bir de devrim dönemleri yüksek potansiyelli trafolardır denebilir. mucizenin başka terimlerle tanınması ve irdelenmesi* bu.
  • 3-5 yaş arası. (bkz: early childhood)
  • çocukların; bedensel, zihinsel ve duygusal gelişimlerinde ilk adımların atıldığı, güzel alışkanlıkların kazandırıldığı, sosyal davranışlarının, zihinsel yeteneklerinin geliştiği, ana dillerini doğru ve güzel konuşma yetisi elde ettikleri 0-72 ay arası dönem.

    çocuklara okul öncesi eğitim verilen bu dönemde eğitimciden / anneden; insan fizyolojisinden çocuk ruh sağlığına bilgi sahibi olması, gelişimlerini takip etmesi, psikoseksüel, psikososyal, bilişsel gelişimlerini gözlemleyecek yeterliliği elde etmesi, çocukların seviyesine uygun mizah, edebiyat, oyun programlarında yöntem ve uygulamaları bilmesi beklenir.

    aynı zamanda tüm bunların teoride kaldığını, her çocuğun özel ve başlı başına bir kitap olduğunu çocuk sahibi olan herkes yaşayarak öğrenir.

    pekiiii, her çocuk farklıdır, her çocuk ayrı bir dünyadır diyerek hiç mi okuma girişiminde bulunmayacağız? elbette hayır.
    aşağıda, çocuk psikolojisini anlama noktasında faydalı olacak birkaç kitap önerisinde bulundum.

    1- otuz milyon kelime: çocuklarınızın beynini geliştirin, dr. dana suskind
    bilimsel araştırmalara dayanılarak hazırlanmış bu kitap, ebeveynlere çocuklarının ilk 36 ay içerisindeki gelişiminin neden önemli olduğu ve bu süre içerisinde kurabilecekleri iletişimin nasıl en iyi şekilde olabileceği yönünde yol gösterici bir rehberdir.

    2- çocuğun duygusal dünyası, isabella filliozat
    gerçek hayattan örneklerden esinlenerek yazılan bu kitap, ebeveynlere çocuklarının özerkliklerini kazanma yolunda onlara nasıl destek olabileceklerini, bu süreçte çocukları ile olabilecek en sağlam bağları nasıl kurabileceklerini ve kendi çocukluklarına dönüp uyumlu bir aile ortamına nasıl sahip olabileceklerini anlatıyor.

    3- oyun oynama sanatı, aletha j. solter
    çocuklar, anne babaları ile mutlu ve uyumlu bir ilişki kuramadıkları zaman aralarındaki bağ giderek zayıflar ve bu ileride ortaya çıkabilecek duygusal ve davranışsal sorunlara zemin hazırlayabilir. çocuklar kendilerini oyun oynayarak iyi bir şekilde ifade edebilirler ve hem iletişimdeki zorluklar hem de çocukların yaşadığı problemler oyun oynayarak ve onlara bu konuda zaman ayırarak çözülebilir. yazar bu kitapta çocukların oyun ile streslerinin nasıl azaltılabileceği, ebeveyn-çocuk bağlarının nasıl sağlamlaştırılabileceği ve olası davranış sorunlarının nasıl çözülebileceği gibi konulara değiniyor.

    4- her çocuk üstün yeteneklidir, bahar eriş
    bilinen dahilerin çocukluk günlerini, zeka testlerinde nelere dikkat edilmesi gerektiğini, yeni bilimsel araştırmaları, yüksek zeka için eğitim sistemlerini ve daha birçok konuyu ele alan bu kitap, üstün yeteneği olan bir çocuğa nasıl yol gösterilebileceği ve destek olunacağı konusunda ebevenylere yol gösteriyor.

    5- çocuklar nasıl başarır, bahar eriş ve mümin sekman
    bu kitapta çocuklara başarı ve başarılı olmak kavramlarının nasıl daha net bir şekilde anlatılabileceği ele alınıyor. aynı zamanda anne, baba ve öğretmenler başta olmak üzere bu konu ile ilgilenen herkese “başarılı çocuk büyütme” konusunda yeni ve yararlı olabilecek yöntemlerden bahsediliyor.

    6- anne beynim aç, bahar eriş
    ailesine bağımlı olmayan, kendi kendine yetebilen, kabiliyetli çocuklar yetiştirmeyi hedefleyen ve bu yolda çocukları ile sağlam ve derin düşünce bağları kurmayı hedefleyen ebeveynlere çocuklarının “beynini” nasıl besleyebileceklerini bilimsel verileri kullanarak açıklayan bir kitap. düşünce bağlarının aynı zamanda çocuğun karakteri üzerindeki önemi de anlatılıyor.

    7- duygusal zekası yüksek çocuklar yetiştirmek, john gottman
    zeka gelişiminin önemli olduğu kadar çocuğun duygularını yönetebilmeyi ve kontrol edebilmeyi öğrenmesi de önemlidir. gottman, çocukların duygu dünyasını anlamalarını ve duyguları düzenleyip dengelemelerini sağlamaya yönelik bir rehber hazırlıyor. kitapta duygusal zekasını geliştiren çocuğun ileride daha yüksek performans göstereceği, yüksek öz güvenle hareket edeceği ve daha derin ahlaki muhakemelerde bulunabileceği işleniyor.

    8- beni ödülle cezalandırma, özgür bolat
    özgür bolat “beni ödülle cezalandırma” adlı kitabında ödül ve ceza sisteminin aslında aynı şekilde işlediğini belirtiyor. ne gibi tutum ve davranışların ödül olduğunu ve aynı zamanda ödülün nelerin göstergesi olabileceğini açıklıyor. ödülle büyütülen çocukları ne gibi tehlikelerin beklediğini açıklayarak nasıl mutlu ve başarılı çocuk yetiştirilebileceğine dair ebeveynlere pratik çözümler ve uygulamalar öneriyor.

    9- çocuk yetiştirirken travmatik yanlışlar, geliştiren doğrular, medaim yanık
    yazar bu kitapta, başta anne-babalar olmak üzere, çocuk eğitiminde rol alan herkesin istifade edeceği temel noktalar üzerinde duruyor. çocuklara olumlu etki eden, onların gelişimini destekleyen davranışların yanı sıra olumsuz etki eden kırmızı kartlık hareketlerden örnekler sunarak yol gösteriyor.

    10- çocuğunuzun ilk 6 yılı, haluk yavuzer
    araştırmalar, çocukluk yıllarında kazanılan davranışların yetişkinlikte, bireyin kişilik yapısını, tavırlarını, alışkanlıklarını, inançlarını ve değer yargılarını büyük ölçüde biçimlendirdiğini ortaya koymaktadır. bu nedenle, bebeklik yıllarından başlayarak bireyin desteklenmeye, önkoşulsuz kabul, ilgi ve saygı görmeye, paylaşmayı öğrenmeye ve bilgiyi özümsemeye gereksinimi vardır. bu kitap, erken gelişim yıllarının önemi nedeniyle, hem bu dönemdeki gelişim özelliklerini, hem de olması gereken uyarıcı ve sevecen yakın çevre koşullarını ana-babalara anlatmayı amaçlıyor.

    bonus olarak buluğ çağıyla ilgili birkaç güzel kitap

    1- ergenlik: sıkıntılı yıllar, sara villanueva
    ebeveynlerin ergenlik döneminde yaşanan değişimlere öfke ve yabancılıkla yaklaşmaları değil, yaşanan değişimlerin ve etkilerinin farkında olmaları gerekir. çocuk ve ergen psikoloğu olan sara villanueva, bu kitapta akademik ve klinik bulgular ışığında karmaşık bir dönem olan ergenlikte, ebeveynlerin kendi ergenlik dönemlerine dönerek ve kendi deneyimlerinden faydalanarak bu dönemin zenginleştirici ve keyifli yönlerini ortaya çıkarmalarının önemini anlatıyor.

    2- ergen beyni, dr. frances e. jensen, amy ellis mutt
    nörolog dr. frances e. jensen, kendi çocuklarıyla olan ilişkisinden deneyimlediklerinden yola çıkarak ergen bireylerin beynini, önceki yaklaşımlardan farklı bir şekilde ele alıyor. jensen araştırmaları sonucunda, fizyolojik ve nörolojik olarak ergenlik döneminde beyinde ne gibi farklılıklar olduğunu ve bu farklılığın sebeplerini açıklıyor. bu kitap ebeveynlere, öğretmenlere ve eğitimcilere, aynı zamanda gençlere de değerli öneriler sunuyor.

    3- ergenlik ya da merhaba hüzün, talat parman
    istanbul psikanaliz derneği kurucu başkanı olan talat parman, insan yaşamının fazlardan oluştuğunu ve bu fazlarla bireylerde dönüşüm gerçekleştiğini ifade ediyor. çocukluk evresinden erişkinliğe geçiş olan ergenlik evresini ise ikinci doğum olarak ifade ediyor. aile ilişkileri, cinsellik, aşk gibi konularına değinerek ergen bireylerin hakikati arama yolculuğuna rehberlik ediyor.

    4- ergen beyin rehberi, daniel j. siegel
    birçok ebeveyn ergenlik dönemine korku ve çaresizlikle yaklaşır çünkü beynin bu yaş aralığında geçirdiği değişimler çocuğun davranışlarını ve ilişkilerini de etkiler. bu kitap ergenliğin aslında atlatılması gereken sorunlu bir dönem olmadığını ve yaratıcılık ve cesaret gibi boyutlarının da olduğunu ifade ediyor. aynı zamanda, bu durumların nasıl kazanıma dönüştürülebileceği konusunda yol gösterici bir rol oynuyor.
  • çocuk büyütenler farketmiştir. çocuğunuz size doğduğu andan itibaren kendinizdeki eksiklikleri gösteriyor. kimse ideal yetiştirilmedi elbet. kendimizdeki bu eksiklikleri azami düzeyde gidermemiz gerekiyor. bunun içinde biraz gözlem, biraz empati, biraz çaba gerek. bir de şunu anlayalım. çocuk kendi kendine büyümüyor. mutlak surette ilgiyle büyüyor. bu bilinç düzeyi yoksa ve bu efora katlanamayacaksanız bu çocuğun tüm vebali üzerinize olur. çocuk 1 yaşındayken de 81 yaşındayken de annesinin babasının çocuğudur ve sorumluluğundadır.
  • güven duygusunun yerleştiği dönemdir.

    bebek, ilk temas ettiği kisi olan annesiyle fiziksel ve ruhsal bir bağ kurar. bebek açısından baktığımızda, bütün ihtiyaçlarını karşılayan bu canlıya taparcasına bağlılık sözkonusudur. zaman geçtikçe, doğal tutum ile gelen bir süreç içerisinde bebek, anneye bağımlılık derecesini azaltır. bu azalma aşaması, sağlıklı ilerler ise güvenli bağlanma, sağlıklı aşılamaz ve bebek çoğunlukla kendisini terk edilmiş hissederse güvensiz bağlanma gerçekleşir ve ayrılış da güvenli veya güvensiz ayrılma olur.

    bu durum da bireyin hayatı boyuca kuracağı ilişkilerin kalitesini karakterize eder.

    insan hayatının şekillenmesi anlamında en etkili dönem olduğu düşünülmektedir.
hesabın var mı? giriş yap