• faş, lümpen trakya lehçesinde hafifmeşrep, haydi dürüst olalım, orospu tabir edilen kadınlar için kullanılan bir tanımdır. bir diğer anlamı ise bir iddia sahibine karşı 'hade leeeen!" şeklinde yaklaşımdır. doğal ortamda kullanımını görelim:

    (orospu anlamında)
    - ahaolm kıza bak amma güzel...
    - boşversene olm faş o!

    (hade leeen anlamında)
    - ben faul çizgisinden 5te 5 atarım...
    - faşşşşş!
  • "faş" diye yazılır.

    ifşa edilmiş anlamına gelir.
  • kelimenin cümle içinde nasıl kullanıldığına dair bir örnek vermek gerekirse yetvart danzikyan'ın bugünkü yazısı örnek gösterilebilir.

    "aslına bakılırsa bütün bu olanlar has parti'nin iddiasını sürdürmek isteyenler için yeni bir imkan da yaratıyor. neyin akp'yi korkuttuğu faş olmuştur. dolayısıyla siyasal islam hareketi içinde böyle bir imkanın varolduğu da ortaya çıkmıştır."

    http://www.radikal.com.tr/…-danzikyan&categoryid=97
  • farsça kökenli kelime.

    telaffuz edilirken a harfinin uzatılması gerekir; yani, "faş diye suyu döktü" cümlesindeki "faş"ı sesletir gibi değil.
  • farsçadaki aşikar olmak, açığa çıkmak anlamına gelen, pratikten de bildiğimiz a harfi uzun, veya fağş gibi okunabilen aynı sözcükten alınmaymış. türkçede faş isim gibi, durum betimi, faş etmek ve faş olmak da fiil hali için kullanılıyor. ifşa arapçaymış, ama ne gam ikisi hala birbirinin türevi.

    (bkz: faşılamak)
    (bkz: foş), fış
    (bkz: ifşa)
  • faş

    isim (fa:ş) eskimiş farsça faş

    isim "gizli olanı açığa vurmak, duyurmak, ortaya dökmek, dile vermek" anlamlarındaki faş etmek, "belli olmak, açıklanmak, ortaya çıkmak" anlamlarındaki faş olmak birleşik fiillerinde geçen bir söz

    "ona en büyük sırrını faş etmek, ona imdi yukarıda, kocasının yanı başında yemek yiyen güzide'yi göstermek istemişti." - n. hikmet

    "sırrının faş olduğu gün ona ölümden başka çıkar yol kalmazdı." - r. h. karay
  • fâş kelimesi farsça olup meydana çıkmış, açığa vurulmuş, duyulmuş anlamlarına gelir.

    ifşâ ise arapça olup yine benzer anlamdaki feşv kelimesinden türemiştir.

    her iki başlığa bir diğerini bakınız olarak vermiş ahali. aradaki fonetik ve anlamsal benzerlik iki kelimenin aynı kökten geldiği yanılgısına yol açmış sanıyorum. yine de bir bilene sormalı. belki ervah-ı ezelde levh-i kalemde aynı beşikteydiler, kim bilir?
hesabın var mı? giriş yap