• the three burials of melquiades estrada, 21 grams ve amores perros'un senaristi meksikalı yazar, prodüktör.
    13 ya$ında yaptığı bir sokak kavgasında koku alma duygusunu kaybetmi$.

    bu da tipi:
    http://upload.wikimedia.org/…gabyphilkonstantin.jpg
  • babel'i izledikten sonra bile hala diyorum ki, bu adamın yazdığı en iyi senaryo the three burials of melquiades estrada'dır.
  • 1958'de meksiko city'de doğmuş zamana takık yazar. zamana en az onun kadar takık olanlar yazdıklarında ve filmlerinde gizlediği bağlantıları yakaladıkça önünde saygıyla eğilirler (yalnız babil biraz düşündürür).
    bu cümleleri durumu kavramak için kafidir:

    "sen evinde oturmuş haşlanmış patatesini soyarken, tokyo'da iki adam sevişiyor. columbia'da öğrenciler katlediliyor, londra'da akşam yemeği saati. olaylar birbirlerine sadece anlarla bağlanıyor. kimse zamanın hayatımız üzerindeki arsız hükmünü kabullenmek istemiyor."
  • kendi ifadesiyle, william faulkner'ın öykülerindeki kaosu oluşturan serbestlik inarritu ile birlikte kendileri için ilham kaynağı olmuştur.
  • guillermo arriaga

    önünde saygıyla eğilecek bir adam.

    eşsiz bir zeka.
  • 12 eylül 2022’de hollanda’nın vlissingen kentinde düzenlenen guillermo arriaga masterclass söyleşisinden öne çıkanlar.

    yazarken ana odak noktası hikayeyi etrafında inşa edecek anahtar kelimedir. mesela amores perros için bu aşk mıydı diyor. her diyalog veya sahne aşk ana temasına bağlı kalmalıdır.
    aynı şekilde ana konu – yine amores perros için bu bir kazaydı. tüm hikaye kazadan önce/sırasında/sonrasında yaşananlarla ilgiliydi.
    doğrusal olmayan hikaye anlatımını sevdiğini biliyoruz. nedenini şöyle açıklıyor: “asla önce doğrusal bir hikaye yazıp sonra onu doğrusal olmayan bir hale getirmem. sadece aklıma geleni olduğu gibi yazıyorum ve durduğu yerde kesiyorum. sonra tekrar ilham aldığımda yeniden başlıyorum, sonra da dur. her küçük hikaye kendi yolunda ilerler ve ben onlara müdahale etmiyorum. sonuçta hayatta hiçbir şey doğası gereği doğrusal değildir, her zaman bir zaman çizelgesinden diğerine atlarız.”
    syd field ve joseph campbell’a selamlarını iletti ve senaryosunun bir forma ihtiyacı olduğunda onların yöntemlerinden yararlandığını itiraf etti. yine de hikaye anlatımının, özellikle senaryo yazımının yaratıcı aşamasında bu formların ve 3 perdelik kuralın ötesinde bir şey olduğuna inanıyor.
    diyalogları konusunda çok katı olduğunu söylüyor. aktörlerin/aktrislerin onlara aynen yazıldığı gibi, kelime kelime bağlı kalmalarını istiyor; bir aktör/aktris ne kadar iyi doğaçlama yaparsa yapsın, sözleşmelerde bile yapmaması gerektiği belirtiliyor! üstelik bir şeyin o dilde/bölgede anlatılma şekli olmasa da. bunu anlamı korumanın en iyi yolu olarak görüyor. senaryolarını kendi dili olan ispanyolca yazdığını ve tercüme ettirdiğini söylüyor.
    hikayeleri katolik hikaye yapılarını takip ediyor gibi görünse de, tam bir ateist aile, okul ve çevrede büyüdüğünü açıklayarak bunu kesinlikle reddediyor. sadece benzerliği takdir ediyor ve hikayelerinin dinle hiçbir ilgisinin olmadığını bir kez daha vurguluyor.
    acıyı bilmenin çok önemli olduğunu defalarca vurguladı; onun için ağıt yakmayı seçmemek önemli, onun seni iyi bir şeye sürüklemesine, acıdan ders almasına izin vermelisin. ve bunun senaryo yazımında büyük rol oynadığını söylüyor. kendisi bir avcı ve canlı bir varlık olarak bir hayvanı öldürmenin nasıl bir his olduğunu bilmenin önemli olduğunu düşünüyor.

    kaynak
hesabın var mı? giriş yap