• şu an okumaya devam ettiğim kitaptır , farketmeden yaptığımız bir çok yanlılık hakkında nesnel ve öznel yargılarını döktürmüş yazar.

    bu kitabı okumanın insana yeni şeyler kattığını düşünüyorum. özellikle ilk baştaki çiftçi ve kütüphaneci deneyi bana aslında ne kadar mantıktan uzak olduğumuzu hatırlatan bir hikayeye dönüştü.

    özetle hiçbirimiz rasyonel değiliz. bunun farkına ne kadar çabuk varırsak o kadar diğer insanlardan beklentilerimizde kendimize dürüst oluruz. bu kitabı okumakta bunu sağlıyor.
  • kafamızın içinde neler döndüğünü anlamak için için güzel bir kitap.

    kitap bilgi dolu, altı çizilecek satırlar oldukça fazla ve bir çok yeri okuduktan sonra unutumamak istiyorsunuz.

    beynimizin işleyişini "sistem 1" ve "sistem 2" olarak ifade edilen 2 sistemle açıklamaya başladığında (daha yeni incognito okumuş biri olarak) bunu fazla basite indirgeme olarak algılamış ve biraz beğenmemiştim. ancak kitabı okudukça "beğenmemek de ne haddimeymiş" diyorum.

    sayın yazarımız, gizemli bir sistemin (bilincimiz?, aklımız?, beynimiz?) çalışma yöntemini yapılan bilimsel çalışma ve deneylere dayanarak anlatmaya uğraşıyor. yüzlerce binlerce makale mi okuyalım.. daha ne isteyelim... (tembeliz sonuçta).

    sistem 2'nin sistem 1'i denetleme konusu, otomatik tepkiler vs devreye girince çağrışım makinesi olan beynim bana "farkındalık" konusunu hatırlatıyor ve soruyorum.. osho'nun vs bahsettiği farkındalık gerçekten mümkün mü ve bu kitaptakiler ışığında düşünüldüğünde farkındalık ne anlama geliyor?

    kitabın henüz başlarından bu nokta ile ilgili bir alıntı yapayım:

    "hayatınızı yaşamanın bir yolu olarak sürekli tetikte olmak illa iyi bir şey değildir ve kesinlikle işe yaramaz. kendi düşüncemizi sürekli sorgulamak dayanılmaz ölçüde yorucu olacaktır. 2.sistem rutin kararları almakta 1.sistemin yerini tutmayacak kadar yavaş ve verimsizdir. yapabileceğimizin en iyisi bir uzlaşıdır: hata yapabileceğimiz durumları tanımayı öğrenmek ve risk yüksek olduğunda önemli yanlışlardan kaçınmak için daha çok çabalamak."
  • orijinal adı thinking fast and slow olan kitap. zor okuma ama eğer benim gibi aklı bir yerden diğerine izinsiz sürüklenen biriyseniz zamanınıza değer.

    üşenenler için özeti buraya bırakıyorum.
  • • kitap incelemesi •

    akıldışı ama öngörülebilir
    yazan: dan ariely
    yayınevi : optimist

    akıldışıyız ama öngörülebiliriz

    daha önce "hızlı ve yavaş düşünme" kitabı için yazdığım aşağıdaki inceleme, dan ariely'nin bu kitabı için de geçerlidir. davranışsal iktisadın ufuk açıcı olduğu bir gerçek.

    -

    bazı kitaplar vardır, okuduktan sonra kendinizi daha zeki olmasa bile, daha rasyonel hissedersiniz. "hızlı ve yavaş düşünme", onlardan biri.

    aslında insan türü olarak nasıl irrasyonel olduğumuzu anlatan bir kitabı okuduktan sonra daha rasyonel kararlar verebileceğini hissetmek, bir çelişki gibi görünebilir.

    bazılarının kapağındaki "nobel ödülü" yazısını görmeyip, zavallılar için üretilen "kişisel gelişim" türündeki kitaplarla karıştırabildiği "hızlı ve yavaş düşünme", hayatın olasılıklarla açıklanabilen birtakım gizemlerini çözmek ve düşünme biçimimizi ehlileştirmek için yollar gösteriyor.

    bunu yaparken tatlı bir dil kullanıyor olsa da, zihnimize art arda utandırıcı tokatlar atmaktan geri durmuyor.

    kitabın okunması, benimsenmesi ve içerdiği örneklerin akılda tutulması; bireysel kurtuluşumuza olduğu kadar, mantıksızlığından yakındığımız toplumumuzun kurtuluşuna da katkı sunacaktır. buna inanıyorum!

    birilerine kitap hediye edeceğiniz zaman, önceliği "hızlı ve yavaş düşünme"ye vermenizi dilerim...

    kitaptan bazı alıntılar

    bir insanın maaşı bir şeyi anlamamasına bağlıysa, o insanın o şeyi anlamasını sağlamak zordur.

    upton sinclair

    bu deney bize ne öğretti? ilk sonuç, fırsat verildiğinde dürüst insanların çoğunun hile yapacağıdır.

    ...basitleştirmek gerçek dehanın göstergesidir.

    ...baştan çıkarıcı şeylerden tümüyle kaçınmak, onunla başa çıkmaktan daha kolaydır.
  • • kitap inceleme •

    hızlı ve yavaş düşünme
    yazan: daniel kahneman
    yayınevi: varlık

    gerçek kutsal kitap budur!

    bazı kitaplar vardır, okuduktan sonra kendinizi daha zeki olmasa bile, daha rasyonel hissedersiniz. "hızlı ve yavaş düşünme", onlardan biri.

    aslında insan türü olarak nasıl irrasyonel olduğumuzu anlatan bir kitabı okuduktan sonra daha rasyonel kararlar verebileceğini hissetmek, bir çelişki gibi görünebilir.

    bazılarının kapağındaki "nobel ödülü" yazısını görmeyip, zavallılar için üretilen "kişisel gelişim" türündeki kitaplarla karıştırabildiği "hızlı ve yavaş düşünme", hayatın olasılıklarla açıklanabilen birtakım gizemlerini çözmek ve düşünme biçimimizi ehlileştirmek için yollar gösteriyor.

    bunu yaparken tatlı bir dil kullanıyor olsa da, zihnimize art arda utandırıcı tokatlar atmaktan geri durmuyor.

    kitabın okunması, benimsenmesi ve içerdiği örneklerin akılda tutulması; bireysel kurtuluşumuza olduğu kadar, mantıksızlığından yakındığımız toplumumuzun kurtuluşuna da katkı sunacaktır. buna inanıyorum!

    birilerine kitap hediye edeceğiniz zaman, önceliği "hızlı ve yavaş düşünme"ye vermenizi dilerim...

    kitaptan bazı alıntılar

    ...bilmeden bilmenin gizemi sezginin belirgin bir özelliği değil, zihinsel bir yaşam normudur.

    şu kuralı unutmayın: ortamda istikrarlı düzenlilikler yoksa sezgiye güvenilemez.

    çok karmaşık bir senaryo oluşturdular ve ısrarla gayet olası olduğunu savundular. olası değil; sadece akla yakın bir öyküdür bu.

    deliller zayıf olduğunda, temel oranlara bağlı kalınmalı.

    öykülerini bozabilecek fazladan bilgi istemediler.

    bu dünya senin sandığından çok daha az mantıklı. tutarlılık çoğunlukla zihninin işleyişinden geliyor.
  • okumayı yeni bitirdiğim kitap

    --- spoiler ---

    ... tek bir hamam böceği kirazlarla dolu bir kasenin çekiciliğini mahveder; ama bir kiraz, hamam böcekleriyle dolu bir kaseye hiçbir şey yapmaz.

    bazen doğru yanıt gözünüzün içine baksa bile, sezgi mantığı bastırır.

    insanların yalanlara inanmasını sağlamanın güvenilir bir yolu, onları sık sık tekrarlamaktır, çünkü tanıdık olanı gerçek olandan ayırt etmek kolay değildir.

    örneğin bir beysbol oyuncusunun yakışıklı ve atletik yapılı olduğunu düşünüyorsak, topu atmakta da daha başarılı olduğu değerlendirmesini yapabiliriz. haleler olumsuz da olabilir: bir oyuncunun çirkin olduğunu düşünüyorsak, atletik becerilerini azımsayabiliriz. hale etkisi değerlendirmelerin uygunluğunu abartarak, açıklayıcı anlatıların basit ve tutarlı kalmasına yardımcı olur: iyi insanlar sadece iyi şeyler yapar ve kötü insanlar tamamen kötüdür. "hitler köpekleri ve çocukları severdi" cümlesi, kaç kez duyarsınız duyun, şok etkisi yapar; çünkü bu kadar kötü bir insanda herhangi bir iyilik emaresi, hale etkisinin yarattığı beklentileri çiğner. tutarsızlıklar düşüncelerimizin rahatlığını ve duygularımızın berraklığını azaltır.

    suçlar renk olsaydı, cinayet hırsızlıktan daha koyu bir kırmızı olurdu. suçlar müzik şeklinde ifade edilseydi, kitle katliamı fortissimo çalınır, ödenmemiş otopark biletlerini biriktirmekse zayıf bir pianissimo olurdu.

    bir göreve yoğun bir şekilde odaklanmak, insanları -normal şartlarda dikkat çeken uyaranlara karşı bile- fiilen körleştirebilir.

    zeka sadece akıl yürütme yeteneği değildir, aynı zamanda ilgili malzemeyi bulup çıkarma ve gerektiğinde dikkat gösterme yeteneğidir.

    insanların seçimleri parasal değerlerine değil, sonuçların psikolojik değerlerine, yani faydalarına dayanır.

    hayatta hiçbir şey üzerinde düşünürken sandığımız kadar önemli değildir.

    insanlar mutluluklarını değerlendirdiklerinde o anki ruh halleri çok önemlidir.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap