• koguslardan olusan asker ocagı...
  • (bkz: barracks)
  • asker arasinda "amina kodugumun yeri" olarak adlandirilir.
    cumle icinde kullanirsak:
    "sizle mi ugrasicam lan ben! amina kodugumun yerinde kalmis x gunum zaten..."
  • acinin
    cok sonra basladigini
    kim inkar eder

    vardin oydun gar
    ama asil yangin aksama
    kim inkar eder

    bunlar senin
    son yumusak günlerin
    indigin yerlestigin
    kisla
    aciyi
    kim inkar eder

    nerden geldigini
    bilme
    dikleri düzler
    acin
    kimin kari
    kim inkar eder

    behcet necatigil
  • kar üstünde oluşan bütün ayak izlerinin aynı olduğu yer.
    (bkz: bot)
  • metrekareye ortalama beş balgamın düştüğü yerlerdir (kışlasına göre değişebilir tabi bu rakam).
    şöyle kafanızı öne eğip dertli dertli gezemezsiniz. yeşil yeşil falan böyle...
  • trt'de yayınlanan ve zor şartlar altında yaşayan bir kırgız ailenin hayatının anlatıldığı belgesel. sadece belgeseldeki sevimli çocuklar için bile seyretmeye değer.
  • cenk erdoğan'ın kavis albümünün 3. parçasıdır.amerika da kaydedilmiştir albüm ve burada true story isminde geçer. e-bow nameleriyle başlayan harika bir parçadır.cenk erdoğan bu parçayı yazma hikayesini de bir konserinde şu şekilde anlatmıştır.stüdyosu selimiye kışlasına bakar ve çok yakındır. kendisi sıcak stüdyoda çalışırken askerleri soğukta nöbet tutarken görür sürekli, onların da onu gördüğünü görünce bir değil iki değil dayanamaz perdeyi çeker ve sonra da parçanın ana melodisi yazılır.ben kendisinin yalancısıyım.
  • son haberlere bakılırsa, bir tür sanat evidir. *
  • bir mehmet zeki gezici şiiri. arif kemal tarafından bestelenmiş, 'biz sevdayız' adıyla 'red türküleri' serisinin birinci albümünde yer almıştır:

    yüzümüz sevdanın ve hasretin
    ve dağlarında suçlu bir adam gibi
    vurulmuş çıplak üç cesedin
    deliren sakallarından biçildi.

    biz sevdayız
    bu mevsim üç bahar görmüşüz
    üç kuru dalda
    dört mevsim açan.

    yenilginin ve cesaretin
    ve umudun bile ansızın
    perişan ettiği kışladan
    sokaklar mühürlenince akşamları
    kurtuluştan kalma paslı bir hançerin
    yanına uzatmışız
    birden patlayacak gövdemizi.

    alışınca dar geliyor
    insana dağlar
    içimizde yırtılan kuş seslerinden
    acının parmakları gibi
    göğsümüzü kuşatan mermilerden
    adam öldürmenin
    sevdalısı değiliz
    kanatları kırpılmış
    hüznün kuşlarından
    akıp gidiyor yaşamak
    akıp gidiyor
hesabın var mı? giriş yap