keçi
-
"ağaca çıkan keçinin dağa bakan oğlağı olur." atasözü
"keçinin meşeye ettiğini, kül derisinden çıkarır." atasözü
nişanyan, etimolojisinde eski türkçe eçki/eçkü sözcüğüne yer veriyor, hem de kaşgarlı mahmut'tan. güneybatı oğuz grubu dışındaki türk dillerinde eçkü sözcüğünün türevleri kullanılırmış. birçok türki dilde kiçi küçük anlamına geliyor. keçiborlu da galiba küçük hisar/burç anlamına geliyormuş.
çeşitleri için ayrıca (bkz: çebiç), göleme, kırkım, erkeç, oğlak, teke, filik, daşabasan*, süsek, kır teke, küpeli, harbılı, yanal, kabak, doğuş, çelek, kürük, dikmen, ger, sekili
keçi ve keçi sürüsü komutları arasında ey, ey ciyya, ciş, veyk, ci/ciğ/ciy, gurpşa, dekiş , biçi, biçi biçi vardır.
keçi kılı boya tutmazmış. sadece beyaz boyayı tutar diyor annem. keçi kılından çul* da çok iyi toz ve kum süzer, alt tarafına eler. başka hiçbir hayvanın yaklaşmadığı pıynar/pırnal çalısı keçi için ziyafettir. o bakımdan keçi hem ege'ye hem akdeniz bölgesine uygundur, teke yarımadası da onlara has.
keçi burnunu yele verir. bu hareket su içmiş yatağına geçermiş. serinlik en azından. karnı doyduğunda taşı çok sever. taşta geviş getirir. 'taşa çıkan keçinin taşa çıkan oğlağı olur.' diye atasözü vardır. geviş getirmenin kara sığır alternatifi de var. iyi bakılan keçi ete gidermiş, koyun ise yağa gidermiş. keçi yattığı yere ailesiyle, oğlu uşağıyla birlikte yatarmış; sahip çıkıyor. koyun da öyle kökçüymüş. keçi kuzulayacağında yokuşa yokuşa kaçar/koşarmış. yerçekimi avantajı için, yavruyu aşağıya, engine bırakmak için.
keçi veya tekelerin yaşı boynuzlu olduklarında boynuzlarındaki kertikler yani kabartı halindeki çizgiler sayılarak ölçülebilir. 1 kertik 1 yaş hesabıyla. boynuzsuz yani kabak olduklarında yaş hesabı zor, onlarda ise dişlerine bakan biraz anlayabiliyormuş.
iyon dilinde aigaios, eski yunancada aiks keçi, aigai keçi kenti aigaios pontos: ege denizi/keçi denizi demekmiş. kökte aiga sözcüğü var. ayrıca (bkz: capra), aigeus/aegeus. athena'nın kalkanı için (bkz: aegis).
göktürk hanedanlığının* arması keçidir ve her hanedan üyesinin mezarının üzerinde keçi arması yer almaktadır. (bkz: khan uya uc otizide yok balti utugsi tozilti)
olasılıkla her ağaç gibi ardıç da bir gezegenin ve mitolojik tanrısının temsilcisidir. benim için bir kutsal tarafı, ardıç akması yani reçinesi. en sevdiğim evcil hayvan olan oğlağın kokusunu birebir çağırır, çünkü oğlak ve keçi kuzlukları hep ardıç dallarıyla* süslenir ve korunur. ardıç yaprak ve dalları ardıç reçinesinin (akma) kokusunu değişen oranlarda taşır. akma tıbbi olarak da yararlı galiba, kekre tadı, kokusunun keskinliğiyle bana ardıç bazlı içkiler içme isteği de veriyor.
işin o yanına gelince.. bok gereksinimi için dedem de dahil ev ahalisi ev dışına gidiyordu. ama ev dışında uzun süreler belirli bir tuvalet olmadı biliyorum. (bizim eve ruhsat verilmemeliymiş.) büyük bok için aşağıdaki bahçeye veya evin üst yanındaki tarlaya gidilebilirdi. taharet için yanında bir litrelik bir silindir tarım ilacı tenekesiyle. burada sıçmaya gitmekte sorun yok, sorun öcü korkusuydu. zaten belli bir karanlık korkusu var, bir de gece gece sıçmam gerekirse, karanlıktan geri eve nasıl dönülecek? öcüler hemen arkamda ve nefesleri ensemde ya... neye benzediklerini bilmezdim, benim için önemli olan kaçılmaz bir yakınlıkta pusuya yatmış oldukları inancıydı. kaçma yararsızlığı çok özel bir gerginlikle ne yavaş ne hızlı olan bir tempoyla eve geri dönmeyi gerektirir. hızlı gidersem hemen arkamdan enseleyebilirler*. aşırı yavaş yürürsem kucaklarında kalmış, davet etmiş olurum. bunun kısmi çözümü evimizin önündeki kapalı sınırlı üstü açık ağılda yataduran keçilerimiz olurdu. gizli nefes nefeselikte eve zıplarken keçilerin arasında gözüme bir keçi kestirir, derhal ona muhabbetle sarılırdım ki, tırnaklarını geçirmeye başlamış gibi hissettiğim şeytan/öcü geri çekilsin. nasıl o kesin etkiyi sağlardı? tabii ki boynuna sarıldığım, karnına yattığım keçinin vücut sıcaklığı ve ısının verdiği güven sayesinde. dölyatağı benzeri güveni keçide bulmuş bir çocuk freud hastası. o istasyon, öcünün bir süre bloklanmasını sağlıyor diye deneyimlerdim. sonra bir anlık daha zıplama hamlesiyle eve varabilmişimdir. keçilerde duraklamasam o heyecanla kaçar hıza ulaşırım, öcüler kesin yakalar. yaklaşık 100 keçimizden hepsi dosttur, kurtarıcıdır, sadece harbılı adlı belinde beyaz bir kuşak olan keçimiz her zaman kendi namına korkutucudur. o keçi yakınlardaysa dip kapıya ulaşmak yetmez, bir de peşimden harbılı gelip tos vurmasın diye kapıyı kapatmak gerekir. (bkz: gece korkusu/@ibisile)
"klasik peri figürlerini, estetik açıdan sunduğu güzellikler sağolsun, kabul etmemiz oldukça kolaydır; fakat bu zarif figürlerin arkasında gizlenen antik çağlardan kalma dionysus gizeminin, trajik imalar barındıran bir keçi oyunu olduğu konusunda hiçbir fikrimiz yoktur: bir hayvana dönüşen tanrının kan revan içinde parçalanması. bütün zayıflığıyla avrupa'nın antik çağın gizemlerine karşı tutunduğu çocukça tavrı açıklamak için bir nietzsche gerekti. ancak dionysus'un nietzsche için anlamı neydi? bu konuda söyledikleri ciddiye alınmalı; bunun ona yaptıkları ise daha da fazla ciddiye alınmalı. ölümcül hastalığının ilk başlarındayken bile zaegrus'un kötü talihinin kendisini beklediğini biliyordu." carl gustav jung - rüyalar
[muğla'ya kamyon tepesinde gece vakti indiğimizde ileride kıpırdayan ışık cümbüşüne şaşıracağımı bilen halam: "onlar muğla'nın keçileri. gece vakti boynuzlarını yakmışlar, şehre salıvmışlar," diye tanıtmıştı.] mehmet ibiş - bakışlar mayalar tarihöncesi
"çıngırakları keçilerin boyunlarına takın. çıraları da uçlarından tutuşturup boynuzlarına bağlayın. hepsini birden aşağı* doğru salıverin." yakup kadri karaosmanoğlu - anamın kitabı
(ilk giri tarihi: 29.1.2014)
(bkz: keçiler)
(bkz: keçi sakalı)
(bkz: ahfeş'in keçisi)
(bkz: günah keçisi)
(bkz: kiçi/@ibisile), küçükbaş, keçiborlu
(bkz: likya/@ibisile), kıllı cavır, baphomet
(bkz: asmodeus)
(bkz: amaltheia)
(bkz: alasakar gerdoğuş)
(bkz: sanen), honamlı kıl keçisi
(bkz: kilis keçisi)
(bkz: ekemen)
(bkz: kuzulamak), guzlacı
(bkz: satyr/@ibisile)
(bkz: kurbanlık/@ibisile)
(bkz: samra/@ibisile)
(bkz: kikirenmek)
(bkz: gök keçinin sütlü oğlağı)
(bkz: ben keçiden kıl umarım keçi benden çul umar)
(bkz: olacak oğlak bokundan belli olur)
(bkz: keçi şarap içince dağa kurt aramaya çıkarmış)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap