• yonetmenligini barry levinson'un yaptigi gayet uzunca ve suruklemeyici bir film.
  • 1999 yapımı olup 50li yıllardaki yahudi bir ailenin abdnin baltimore $ehrindeki ya$amından kesitler sunan, kah güldürüp, kah ağlatmayı amaçlamı$ ama bunu ba$ardığı pek söylenemiyecek filimsi.
  • abdde ırk ayrımcılığını, insanların öteki korkusunu ve tahammülsüzlüğünü ve bunun ilaci olan önyargısızlığı anlatan bir film liberty heights.
    işin aslı ben sinemadan hiç anlamam, göze güzel gelen herşeyi izlerim durumum hasıldır ve bu anlamayışımı yada popüler olandan inatla etkilenmemeye çalışışımı diyelim korumaya özen gösteririm. buna ramen, inatla belirtmek isterim ki, liberty heights ömrümde izlediğim en güzel filmlerden biriydi. neden diye sorarsanız, buyrun anlatayım.
    filmden anlayanlar filmi nelere göre değerlendirir bilemiyorum, ama öykü ve öykü anlatıcılığı benim için önemli bir husustur filmde. bu filmin öyküsü çok naif, çok güzeldi. bir yanda frank sinatra söylerken arabayı terk etmeyen, tüm beyazlar burun kıvırıken, james brown konserine giderek rock n rolla hayran kalan bir yahudi oglan, öte yanda, onu yahudiler ve other kind diye yetiştirmiş, zenci bir kızı beğendiğinde vurun beni diye ağlayan annesi. loto oynatan ve striptiz klup işleten, münir özkul tadi yakaladığım baba, şehrin zengin drama quinine aşık olan büyük oğul -ki adrien brody nasil şiir gibi bakan bir adamdır- ve aralarındaki, komik, küçük, insancıl öykü. şahane seçilmiş müzikler ile, insanı rahatsız etmeyen geçişler, akıllıca yazılmış dialoglar. insan amerikan yapımı bir sait faik öyküsü izler gibi oluyor inanır mısınız? filmdeki herşey öyle doğal ve naif ki.
    bu akıllıca dialoglara da spoiler içermesi mümkün bir alıntı yapalım. yahudi oğlan, zenci kız arkadaşıyla beraberken, kızın dinlediği radyo için, "bu zenci radyosu öyle değil mi?" diyor, ve ekliyor "biz regular radyoyu dinliyoruz" "peki ben ne dinliyorum?" diye soruyor kız. haliyle herkesin reguları kendine göre sıradan. ötekileri tanımadıkça, kesin doğru ve standart bildiklerimizin ne kadar ehemmiyetsiz olduklarının farkına bile varamıyoruz. kendi bildiğimizin, alışkanlığımızın, aileden getirdiklerimizin tek doğru, tek gerçek olduğuna inanarak yaşıyoruz. sadece daha önce hiç dinlememiş oldğumuz için, bazı müzikler ve sesleri çirkin, tatmaya alışık olmadığımız için yemekleri tatsız, görmeye alışık olmadığımız hareketlerde bulundukları için insanları kötü ve yabancı olarak nitelendiriyoruz. ve evet, liberty heights tüm bunları anlatıyor. çok da güzel anlatıyor üstelik.
  • filmdeki dilek yerine getiricisi meleğin adı carolyn murphydir efendim.
  • izlenilebilir bi filmdi ama gece tekrarına kalınıp izlenicek kadar da etkileyici bi film değil..filmin en güzel sahnelerinden biri cadılar bayramında yahudi gencimizin hitler kılığına bürünmesiydi..aferin..
  • güzel müzik, cadillac, briyantin, james brown, jukebox gibi şahane ögeler barındıran hoş bir akşamüstü izlencesi film. din ve renk arasındaki dönemin kat'i çizgilerine de film boyunca değinilmiş. 50'leri sevenler için ekstra sıcak hisler uyandırıyo ben bunu gördüm, rastlanırsa izlenmeli. radyoda frank sinatra çalarken şarkı bitmeden arabadan inmeyen ve işaret parmağını kaldırıp "hişş hişş bi dk" diyen karakter gibi altı çizilesi sahneleri mevcut.
  • değerli ve pek bilinmeyen bir filmdir. benim için efsanedir
    film 50'li yıllarda geçiyor ve haliyle insanlar gruplara ayrılmış durumda. yahudiler, zenciler ve yahudi ya da zenci olmayanlar.
    ee ayrımcılık var tabi fakat film bunu önyargısız anlatıyor.
    ayrıyeten adrien brody bu filmde 25-26 yaşlarında ve bakışları izleyicide gülümsemeye yol açıyor. (canım adrien brody yaa. yıllar önce piyanist filmiyle oscar ödülünü almak için sahneye çıktığında halle berry'i öpmesi ve bu eylemin planlanmamış olması. bazen aklıma geldiğinde youtube'dan açar izlerim o anı. çook seviyorum :) ) filmde onun kardeşini oynayan ben foster'in ise, insanlara aykırı gelen ama kendisine normal-olduğu gibi gelen davranışları ve düşünceleri en dikkat çeken unsur
hesabın var mı? giriş yap