• (bkz: dargın)
  • (bkz: kuskun)
  • kırgın, dargın biçiminde çevrilir "günümüz" türkçesine. menderes merhumun idam sehpasında söylediği sözlerinde geçer bu hazin kelime: "hiç muğber değilim... hiçbir iğbibar duymuyorum..."

    muğber, kırgın ve dargından daha derin bir mânâca kuşatılmış gibidir. gubar kelimesinden türetilmiştir. toz. olabildiğince küçük parçalara ayrılmış, paramparça olmuş, bir atomizerden çıkar gibi havaya savrulmuş... kırgın ve kırılmış olanın parçaları bidayetindeki gibi olmayacaksa da bir araya getirilebilir, sarılabilir; fakat muğber olanın kırılan parçalarını bir araya getirerek onları birbirine lehimlemek mümkün değildir. dargının dargınlığı, küskünün küskünlüğü, kırgının kırgınlığı bir nebze giderilebilir, muğber olanın zerreler hâlinde uçuşmuş, havaya, suya karışmış parçaları bulunamaz ki birleştirilsin.

    menderes işte belki de bu sebeple "hiç muğber olma"dığını söyledi. kırgındı, dargındı, küskündü ama bu toprakların adamıydı. bir toz gibi havaya savrulabilir, unutulabilir biri olmadığının farkındaydı. uğradığı büyük bir zulümle ömrünü tamamladı. adını yâd edenleri, ardından bir fatiha da olsa gönderenleri, onu güzel hatırlayanları görüyor gibi olmalıydı o sözlerini söylerken.
  • "17 teşrinievvel 1930 pazartesi
    bugün üçüncü gündür ki zembul yataktan çıkmamaktadır. bu hali tenkit edişime muğber olarak beni ağır bir lisan ile ziya bey'e şikayet etmiştir." sevim burak - yanık saraylar (ah ya rab yehova)

    (bkz: dargın), küskün, kırgın, gücenik
    (bkz: iğbirar)
  • (bkz: mugber)
hesabın var mı? giriş yap