aynı isimde "mukavemet" başlığı da var
  • yönetmenliğini soner caner'in yaptığı, oyuncu kadrosunda selahattin paşalı, ece çeşmioğlu ve murat kılıç'ın yer aldığı film.

    film, türkiye prömiyerini 41. istanbul film festivali'nde gerçekleştirecek.
  • filmin konusuna bakıldığında aşırı basic ve maalesef 3. sayfa haberlerde görmeye alışık olduğumuz türden. fakat 2 saatlik hikayeyi tek plan anlatımla seyri daha ilgi çekici kılıyor. tek plan çekim türk sinemasında bir ilk ve zor bir teknik. 1 ay süren prova ile birlikte 8 denemeden sonra 6. çekim içlerine sinmiş. yönetmen soner caner'i ve oyuncuları büyük tebrik etmek lazım. ece çeşmioğlu'nun oyunculuğuna uzun süredir vakıftık zaten. ama selahattin paşalı neydi öyle yaa?! duygu geçişleri inanılmazdı. bu yeteneğini ergen dizilerinde heba etmektense daha çok festival filmlerinde, bağımsız sinenada görmek isteriz. dün dünya prömiyeri için atlas'a geldiğinde gördüm kendisini. utangaç, naif, sürekli yere bakarak yürüyen bir adamın içinden rahmi gibi bir psikopat nasıl çıkar inanamadım. bununla ilgili "yaşadığımız kültür ve coğrafyadan dolayı hepimizin içinde bir rahmi olduğunu düşünüyorum ben de içimdeki rahmi'yi ortaya çıkarttım" dedi. e ne diyim ya, haklı adam.
    tekrar tekrar izlenmesi gerek bir kere kesmedi beni, zaten gözümü kapatmaktan doğru düzgün izleyemedim. hassas mide sahiplerinin biraz dikkatli olmasında fayda var.
  • 2022 yapımı soner caner filmi...
    başrollerde ise selahattin paşalı, ece çeşmioğlu, murat kılıç var.
    filmin görüntü yönetmeni vedat özdemir

    bu filmi festivalde ilk gösteriminde izlemiş ve hakkında bir şeyler yazmaya vakit bulamamıştım.

    film hakkında aklımda kalan en epik detay ise sinemayı orta anadolulu bir erkeğin dostoyevski üzerinden anlatımından ibaret gören entel kitlenin ve onların tüm sinema bilgisi iki üç isim üzerine kurulu kanser kitlesinin filmin gösterimi devam ederken ''ayy bu şiddet pornosuuuu' diye bağıra bağıra salolundan kaçması olmuştu...

    'iyi bir film ayakkabınıza gimiş bir çakıl taşı olmalıdır' desturunu kendisini burjuva entel sanan kitlenin makatına şemşiye sokarak genişleten soner caner'i tebrik ediyorum...

    bunlara kalsa tek tip film izler izler dururduk. iyi ki senin gibi bir şeyler yapmaktan korkmayan isimler var.

    mekan kullanımı, renkleri, kameranın oyunları, ses teknisyeninin işini çok iyi bilmesi filmin artılarından...

    ayrıca soner caner elinde bulunan gayet yetenekli iki oyuncuyu sınırlarının sonuna kadar zorlayarak performanslarını arşa çıkartmış.

    rauf flminden beri takipçisi olduğum soner caner umarım bu filmi itunes gibi bir platforma satar da alabilirim... umarım netflix gibi bu filmin ses ve görüntüde hakkını verecek bir platformda ffilm çok daha geniş bir kitleye ulaşır.

    umarım bu film, bir başyapıt olan rauf gibi bazı isimler tarafından sinemadan silinmez.

    son olarak; selahattin paşalı sen nasıl bir oyuncusun öyle yahu..
  • ece çeşmioğlu'nun kendisini izleyip 'ben bu işi bırakmalıyım galiba' demesi gereken film bence. o kadar rahatsız etti ki filmdeki performansı beni, onu izlerken o kadar yoruldum ki. filmdeki kanlı sahnelerden değil, çeşmioğlu'nun performansından rahatsız oldum ben.

    selahattin paşalı her zamanki gibi iyi bir performans sergilemiş ama film için yeterli değil maalesef. özellikle filmin son 20 dakikası o kadar kötü ki, ne izliyoruz biz dedirtiyor. selahattin ile ilgili tek eleştirim o kadar içine içine konuşup, oynamış ki çoğu repliği ingilizce altyazıdan takip etmek zorunda kaldım salonda. çoğu söylediği şeyi anlayamadım. sesle ilgili miksajda da bir sıkıntı olmuş olabilir, bilmiyorum.

    film, farklı bir şey deneyeyim demiş, tek plan çekmiş hikayeyi eyvallah çok cesur bir hareket ama hikaye de biraz gerçekçi ve izlek olsaydı hayal ettikleri dünya festivallerinde yer bulabilirler diye düşünüyorum, bir de ece çeşmioğlu ile çalışmasalardı tabii. :)
  • merak ettiğim ancak izlenecek bir platform bulamadığım film. yasal veya korsan bir link ile beni yeşillendirecek varsa müteşekkir olurum.
  • 21 temmuz'da mubi'ye gelecekgelecek film
  • geldik bu geceye...
    prömiyerinden sonra bu gece tekrar izlediğim, soner caner'in ikinci uzun metrajı mukavemet, bir gecede geçen zor, zor olduğu kadar gerçekçi bir tek plan psikolojik gerilim filmi.

    mukavemet, prömiyerini yaptığı 41. istanbul film festivali'nde belli bir kesimi salondan kaçırmıştı, bu kesim aynı zamanda filmi 'şiddet pornosu' olarak nitelendirmişti. ancak mukavemet, 103 dakika boyunca gerilimini sıkı tutmaya devam ederken performanslarla, vedat özdemir'in görüntü yönetimiyle, aslında her şeyiyle öne çıkan, bir üçüncü sayfa haberini tüm gerçekçiliğiyle perdeye taşıyan bir film. izlemesi yer yer zor olabiliyor, ancak öyle bir gerçek olduğunu sanıyorsunuz ki, bu zorluk bir yerden sonra sizi yormamaya başlıyor.

    selahattin paşalı'nın ilk uzun metraj filmi olması perdede izlediğimde şaşırtmıştı, hala çok şaşırıyorum. ece çeşmioğlu ile birbirlerini inanılmaz iyi tamamlıyorlar ve finale kadar aralarındaki ilişkileri daha dark bir hal alırken filmi müthiş bir dengede tutuyorlar.

    soner caner'in bu birbirinden benzersiz filmografisi nereye doğru gidecek merak ediyorum. rauf, mukavemet, gönül, hala birbirine benzemeyen, mukavemet ise türkiye'de eşi benzeri olmayan bir film.

    eleştirirken biraz da karşısına neyi koyacağımızı bilmemiz lazım. bu film için yok mesela.
  • mubi ye gelmiş izlensin
  • sonunda mubi'ye gelen film. sanırım türkiye'de örneği olmayan bir film. bazı konuşmaları anlamadığım için ingilizce altyazıyı açtım. iyi ki de açmışım. duyulması mümkün olmayan şeyler var. film tam olarak gazetelerdeki 3.sayfa haberlerinin beyazperdeye yansıması. son 20 dakikası tatmin edici değildi benim için.

    imdb, fragman

    --- spoiler ---
    1 saat önce telefon konuşmasında kokar anne o diyen rahmi küvette adam doğramaya başladı slfabkj ece çeşmioğlu ağlaya ağlaya bir hallere düştü. 80 dk ağladı resmen.

    rahmi kazım'ın kolunu keserken ecem telefonu alıp yatak odasına gidiyor. daha sonra öğreniyoruz ki rukiye'yi aramış. barda takılan rukiye duymadığı için açmamış. sonra başka bir sahnede ecem rukiye'yi 2.kez arayıp rahmi kazım'ı öldürdü diyor. ya direkt polisi arasaydın ya ecem. embesil misin? rukiye'yi mi aradın cidden?

    dehşet anlar yaşanırken rahmi ecem'e yerdeki kanı ben mi sileyim dediğinde güldüm yalan yok.
    --- spoiler ---
  • filmin ismi ecemin ağlaması olmalıydı mk
    kıza rahmiden daha fazla sinir oldum
hesabın var mı? giriş yap