• nekromantik*den sonra çok gaza gelip devamını da çekmiş jörg abimiz..
    ''the return of the loving dead ! '' tagline ı ile karşımıza çıkıyor film.
    konusu ise kısaca şöyle :
    seksi hemşiremiz monika iki kişiye birden aşıktır, bir canlı bir ölü...canlı olan sevgili gayet yakışıklı ve güvenilirdir ancak yatakta ölü sevgili rob la yarışamayacaktır.
  • dikkatyus, bir demet spoiler:

    bir kaç sahneyi çıkartırsak bu filmi love story 2 adıyla çıkartabilirdik diyor alman yönetmen jörg buttgereit. başrolde ismi gibi kendisi de yıkılan monika m. ki insanın aklını başından alabilir, kustursa da... gore filmler gösteren bir sinemada tanışmışlar jörg ve monika tesadüfen, ekranda kan gövdeyi götürmesine rağmen monika'nın kılı bile kıpırdamıyordu diyor jörg, "ve filmde oynamayı kabul etti ani teklifimize rağmen". setteki herkes aşık oldu kendisine çekimler sürecinde diyor birde. avusturya ve almanya lezbiyen filmleri festivalinde oynabilmiş sadece bu film birçok avrupa ülkesinde yasaklanmış-normal. sadece bir sanat filmi bu demesine rağmen yönetmenin. gerçekten son derece şiirsel, ağır bir anlatım, renkler büyüleyici (hele cesedinki). unutulamayan eski sevgili bahsini çok uç bir noktaya taşıyor film, beterin beteri varmış diyor insan. ceset sevgilisini unutamayıp, yeni tanıştığı son derece masum yüzlü ama porno filmlere dublaj yapan mark'ı sevişirken hareketsiz kalmaya zorlayıp, garip fotograflarını çekiyor monika (çıplak tavana asıyor falan).. ve o inanılmaz final (ayrılmadan önceki son sevişme*), koltuktan fırlayıp salonda çıldırakaçan daireler çiziyorum, iyi ki yanlız seyretmedim bu filmi diyerek.

    videoda bir fok balığının kesilişini izleyen sevgilisine "sapık mısın?" diyor mark, içi kalkarak.. bence senin gibi sik ve amlara zoomlanmış filmler seyretmek esas sapıklık diyor monika...
  • evet muzikleri sayesinde kesinlikle kult olacabilecek bir filmdir. aklimdan cikmayan bir sarki icin:
    nekrohimno

    meraklisina sozleri;

    'tu aperçois le squelette délicieux
    tu t'aperçois tes morts désirs
    l'heure est venue te déguster
    ce que tu as fait de délires
    le monde ne connaîtra? jamais
    des fruits si ténébreux
    ton corps descend, me semble
    morbide et voluptueux'
  • şaka bir yana tam bir yönetmen sineması örneği film. bu tarz sapkınlıklar sandığımızdan çok daha fazla hepimiz biliyoruz, salağa yatıyoruz. ölü ile de olsa yaşanan bir aşk ancak bu kadar ciddi çekilebilirdi. film kendine has ince saçma anlarda barındırıyor ve bu kasıtlı ve hınzırca yapıldığı için oldukça keyif vermekte. filmin geri kalanının bu anlar dışında kusturucu olduğunu söylemekte sıkıntı yok sanırım.

    --- spoiler ---

    tek negatif yanı yeme içme olayına çok abanmışlar. anladık iğrendirmek için sıkı bir yöntem bulmuşsunuz da bu kadar abartılmaz abi. sürekli ölüler ve yemekler arasında geçiyor film. onun dışında ilk filmde olduğu gibi nekrofilinin cinayet ile sonuçlanması oldukça tutarlı. bir de ilk filmde ölüyle grup sex sahnesinde cesedin gözünü dilleyen abinin bir ölü olarak düştüğü haller içler hacısıydı. o eski halinden eser yok şimdi!
    --- spoiler ---

    uçuk finalde ilk filmden sonra yemez diyen seyirciye son saniye golü atmaktan da kaçınmıyor film. uzun lafın kısası olmuş bir devam filmi.
hesabın var mı? giriş yap