• drew barrymore* ve david arquette*in başrollerini paylaştığı tom hanks meg ryan tarzi filmler kategorisinde yer alabilecek bir film.
  • drew barrymore lisedeyken josie grossie diye çağrıldığı ve cehennem hayatı yaşadığı okuluna bu sefer bir araştırmacı gazeteci olarak geri döner, en az 27 yaşında olmasına rağmen liselim tadını yakalayabilecek, bize alıştığımız türk filmleri standardını yaşatacaktır, olaylar gelişir.

    okulun en popüler kızının kazanmak zorunda olmadığı, asosyal böcükler olarak da hastası olduğumuz yakışıklı çocuğu kapabileceğimizi ve buna benzer faydalı dersleri içeren çok önemli bir film. esas oğlan olarak da david arquette var ki kendisini bazen çok beğeniyoruz. (bazen dedim ki şımarmasın)
  • son yılların en boktan lise filmidir bu hani , ceylan bile bu kadar korkunç bir film çekememiştir , barbie girl ler ve prom ve plastik kız , kurgularıyla yarmıştır mahvetmiştir , drew ve öğretmenin yasak aşkı , iğrenç stadyumda milyonlarca aptal amerikalının önünde yiyişmeyle son bulmuştur harikadır , defalarca izlenir ,ağlanır , böyle gerçek aşkı bulamamanın verdiği hezeyanla lise anıları canlanır , write uplara sarılınır .
  • müzikleri pek güzel olan film.
  • filmden aklımda kalan tek sahne finalde drew barrymore'un giydiği takunyalardır.

    terlik demediğime dikkat edinizi lütfen... bu iğrenç takunyalar ne kılığına uymuştur ne de stadyum çimleri için ideal sayılabilir.... ama simgelediği çok önemli bir şey vardır.. josie grossie'deki değişim..

    benzer bir değişimi daha önce nerede görmüştük? evet aynen grease'in sandy'sinde... peki sorarım size... o hatun siyah lateks pantolonun altına ne giymişti? tabii ki kırmızı takunyalar...

    (bkz: ayrinti ince nuans farkindaki detaylarda gizlidir)
  • balo sahnesinde bi cardigans sarkisi çalan film.
  • klişeler filmidir. tüm amerikan lise filmlerinde olduğu gibi balo ve diş teli kullanan kız etrafında dönmektedir film...
  • her ne kadar klişe bir hikayesi olsa da gecmisinizden benzerlik bulunca aglatabilen bir film. ulkemizde her ne kadar lisede bu kadar acimasiz liseliler olmasa da amerika'da oldukca basa gelebilen bir durum bu filmde yasanan zalimlikler ve alay konusu edilmeler. kendi liseli hatta daha da kucukluk halimizi dusundugumuzde hepimizin hayranlik duydugu birileri, yaristigi populerite manyakligi yada inek ogrenci diye adlandirdigi tipler yok muydu? vardi. eh gece gece gecmise döndürdü beni film iste. birden cirkin ördek yavrusu gibi hissettim kendimi yada simdi gecmise bakinca mi öyle geldi bilemedim.
  • hani romantik komedi seven er kişi olarak hayatımdan 1,5 saati çalan bir film olmuştur ki şuraya 2 kelam edeyim de izleyecek olan birileri varsa izlemesin diyip filmden notlar verecektim ama sanırım filmden aklımda hiçbirşey kalmamış. öyle ki, kötü filmler izlemiştim, kötü romantik komediler de izlemiştim ama her kötü romantik komedide biryerden günü kurtaran bir iki sahne de olmamış değildi hani. ancak bu öyle kötü bir film ki anlatılmaz ve yaşanmasın da daha ziyade...
  • (allaaah kimse yazmamis)

    okulun gizli cevheri geek rolunde canimiz, koca kulakli leelee sobieski'yi, white trash'in tanimini yeniden yapan 3 kizdan biri rolunde kisa ve igrenc saclariyla jessica alba'yi, 99-2000 sezonunda ortaokul-lise gecisini yapan her kizin ruyalarina giren hoca rolunde yalanasi michael vartan'i gordugumuz film. bonus olarak da john c reilly ve scrubs'da 7/24 konusarak cox'i cileden cikaran ambulans soforu teyze (bkz: molly shannon) var.

    rol yapmaktan feci derecede aciz bir kadro olmasina ragmen icimde hala 16 yasinda bir kiz cocugu olmasindan mutevellit karsima cikinca izlemek zorunda oldugum filmlerden birisi kendisi. cunku hepimiz asik olduk, hepimiz opulmeyi bekledik.

    yeterince siirsel olamadim farkindayim, bir dahaki sefere daha cok ugrasicam soz.
hesabın var mı? giriş yap