parizyen

• zarif saglam esnek.
• (bkz: parisien)
• bağyan çorap satıcılarının, "taze ergen erkeklerin ne olacağını" düşünmeden hatta bundan utanmadan dışarıya koydukları "mini mini" parizyen kutularının her erkeğin hayatında çok büyük bir yeri wardır, "yoq walla" dese bile bilinç altındadır.
  
  utana sıkıla ve kaçamak bakışlarla parizyen kutularındaki "ah be abi" etkili "süt" kadın bacaklarına direnen yurdum genci, çoğu zaman "ilk açık bacağı" bu kutular sayesinde "yakından" görebilir, yakından arşivleyebilir. parizyen bu bağlamda, ayrı bi hizmet yapmaktadır, hem sana, hem bana...
• bir de şu wardır ki: parizyen kutularındakine benzer "kadın bacakları"na bırak dokunmayı, göremeyiz bile. belki de göwde görünmediğinden, belki de ona ulaşmak imkânsız olduğundan, hatta yine belki de o "çok boş bi anda, çok önemli bi yeri" doldurduğundan onu bu kadar yüceltir, kimsenin ona benzemesine izin vermeyiz.
  
  her halükârda, -kim bilir bir reklam hilesi olsa bile- öylesine bacaklara, rastlayamayız, şöyle bi dil sürtüp ememeyiz terini, toprağını... [pis]
• helena paris'e yamuk yapinca dumur oldu paris, nice bunalimlara girdi cikti, sonra erkekliginden vazgecti ve kadin oldu, killarini tiras ettirdi, sutun gibi bacaklari vardi allah icin, onun anisina parizyen kulotlu coraplarini urettiler, ama ne yazik ki nice guzel genc kizimiz farkinda degildir bu mitin giyerlerken o coraplari.
• hepimizin akıllarında yer etmiş o güzide cingılı tekrar hatırlamak istedim:
  
  "müjde müjde size,
  parizyenden müjde size,
  zarif sağlam esnek çorap,
  rahat çorap
  müjdeeeğeğeğeee..."
  
  parizyen külotlu çorap.
  
  3-5 kişilik kadın grubunun seslendirdiği bu cingılın pek de eğlenceli bir müziği wardı, öyle ki otobüs durağında bekleyen 20 yaşını geçmiş her ki$iye arkadan usulca yakla$ip kaidesiyle "müjde müjde size..." deseniz bir refleks olarak devamını getirecektir.
• (bkz: vantilator kayisi)
• bir salam ce$idi..
• reklami icin hayat agaci'nin sam'inin o sutun gibi bacaklariyla poz verdigi corap markasi.
• sanıyorum şimdilerde parizyeni gitmiş müjdesi baki kalmış bu çorap markasının bir çok genç kızın ortaokul ve lise yıllarında önemli yeri olmuştur.
  en azından forma altına bordo ya da lacivert çorap zorunluluğu olmayan okullardaki kızlar bu markanın 57 ve 58 nomerosuyla yakından ilişkilidirler. o zamanlar okul çevrelerindeki kırtasiyede olsun parfümeride olsun "58 no bir beden" denince ne olduğunu derhal anlaşılırdı, hatta bendeniz çok kereler "58 beden 2 nomero" diyerek insanları istemeden güldürmüşümdür. (2, çünkü çok uzun boyluyum ben selvi gibi)
  neyse, 58 no "kızıl ten" iken 57yi o vakitler hor görür, giyenleri "ne bu be ölü gibi olmuşsun" diyerek dışlardık.
  durup duruken rüyamda da görmedim bu çorabı hayır, bakkalda gördüm, nostalji yaptım.