*

  • kuantum düşünce tekniği’nin türkiye’deki ilk kurucusu ve tek uygulayıcısı.

    http://www.kuantumdusunce.com/
  • önceleri itici gelen, ama sonra dinledikçe vay anasını dedirten tespitlerde bulunan kuantumcu. pazartesi ve çarşamba akşamları show max kanalında programı var.
  • şu saniye itibariyle kuantum olumlamaya örnek olarak, hayata evet programı setine kurduğu 4 oktavlık casio org çalamayıp, kendi bestelediği şarkıyı söyleyemeyerek bambaşka alemlere yol almış kişi.. bir de konservatuar mezunu olduğu konusunda enforme oldum. umuyorum hatalı bir bilgidir. zira o ağzından çıkan sesi kulağına girince saçmalığı farketti.. sonrası gitgide suskunlaşması, mahsunlaşıp sakıdığının mırıltı halini alması, sürekli yaratmaya çalıştığı kendine güvenen adam imajının da cenaze marşıydı..

    günlerdir evde izlendiği için izlemek durumunda kalıyorum. devamlı din+kuantumdan bahsediyor, batı ve doğu tıp eylem alanları içinde gidip geliyor, lakin iş telefonla bağlanan konuklarla iletişime geldiğinde yaptığı şey tamamen ve hatta takıntılı derecede psikanaliz sınırları içerisinde gibi görünüyor. dine yaklaşımı da belirsiz bir zeminde. işine gelince islam'a yaslanıyor, gelmeyince reankarnasyonda veya ruh çağırmada medet buluyor. mesneti olmayan, birbiriyle bağlam oluşturamayan düşünceler havada uçuşuyor..

    buradaki temel hareket noktasının o adını dilinden düşürmediği kuantum fikizçilerinin günün birinde bulunacağına inandıkları "her şeyi açıklayan yasa" olduğunu sanıyorum. kuantumcular farkında mı bilmiyorum ama şanal gibi bir takım insanlar bu evrensel yasayı buldu. yalnız bulduklarıyla dünya fizik veya düşünce tarihini değiştirmek yerine, televizyon programı yapıp konferans verip ev hanımlarının hayatlarını değiştirmeyi hedeflediler. gözyaşartıcı... şanal, adamımsın *

    tam kafasındaki bu olmasa da şimdilik the secret diyebileceğimiz bu yasa dahilinde el attığı her şeyi önemsizleştirmekte, içini boşaltıp turşusunu kurmakta beis görmüyor. bilim, din ve psikoloji hep bu yasanın sanki bir alt kümesi. hepsi birbirine karışıp bulanıyor ve ortaya the secret veya her ne naneyse o çıkıyor. nlp ve ayna karşısında çokça çalıştığı belli olunan vücut dili bunu sağlıyor. izlerken şunu düşünmemek mümkün değil

    "adam saçmalıyor tamam ama bu kadar kendine güvenle söylüyorsa herhalde doğru bişeyler olmalı" işte cenaze marşı bunun için ilginçti.

    ne yaptığı çok da önemli değil, sonuçta yaptığı şey işliyor ve ekran başındaki izleyiciyi kendine kilitlemeyi başarıyor. bir terapinin ötesinde, sonunda rahatlama getiren bir şartlandırma seansına dönüşüyor. şartlandırılan başta "iyi şeyler yapmaya odaklan, kendinle barışık ol" ise de, aslında söylemlerinin tersine teorik zeminde bir bulanma yaratarak perspektif daralttığından korkmaktayım.

    kişinin kendine ve sadece kendine yönelmesini sağlayıp bencilliği aşılıyor, otomatikleştiriyor. bunu yaparken de kullanmayı çok iyi becerdiği hitabet sanatıyla, sihirli kelimelerle dinleyenler/okuyanlar üzerinde bir mutluluk hissiyatı yaratıyor. bu mutluluk hissi, tekrarı güdümleyip bu tarz programlar izlenmesi, kitaplar okunması konusunda da bir bağımlılık yaratıyor.

    kimsenin mutlu hissetmesiyle ilgili bir sorunum yok. yine de kavramsal düzeyde karman çorman edilen düşüncelerin, analitik düşünce yeteneğinin kökünü dinamitlediğini görmemek mümkün değil. artık doğru olanın değil, bize mutluluk hissi veren şeylerin peşine düşüyoruz. bu da sorun değil, ama bunların evrensel doğruluğunu çığırdığımızda sorunlar başgösteriyor. netekim kendimizi inanmak istediğimize körükörüne inandırıyoruz.

    biraz tarih boyunca dinlerin izlediği yola benziyor. tek fark burada ulaşılan insan tipi davasına adanmış insan değil, kendini gerçekleştirmeye adanmış insan. her ikisinin de çevresindeki gerçekliği neden-sonuç ilişkileri içinde değerlendirme kabiliyetini kaybetmesi tedirgin edici..

    şanal tabi ki bu konuda tek değil. günümüzde sayıları binleri aşan yeni nesil peygamberciklerden sadece bir tanesi..
  • gerek hal ve tavrından gerekse kendini lanse ediş biçiminden bir ex mevlana kardeşlik birliği üyesi olduğuna neredeyse emin olduğum (efendimiz anlamına geldiği için mevlana demeyi reddetmesine dikkat) new age peygamber aday adayı. yalnız görüyorum ki füzyon olayını biraz abartmış, kuantum fiziğinin zavallı insanlara umut dağıtabilme ihtimalini sevmiş, tasavvufla da so called mistizmini tamamlamış bir garip adamcağız. lahmacunun içinde beluga havyarı nalaga diyor ve über egosuna selam ediyorum. ha bir de kişisel mutluluk bir yere kadar da dünyadaki reel sorunlar nolucak, afrikadaki çocuklar da taşı tutup bigmac enerjisi mi göndersin diyen biri çıkarsa sen babanın ölmesini istiyosun suçluluk duyduğun için her şeyden şikayet ediyosun, evet sen busun diye çemkireceğinden eminim oh bebek...
    not: mevlana kardeşlik birliği'nin jargonunu bilenler için gelsin: hem kendi, hem de eşi için seçilen adlara dikkat.. (bkz: ışık elçi)
  • sosyal hayata tutunmakta, hayata ilişik yaşamakta sıkıntı çeken insanların sımsıkı sarıldığı can simidi gibi biri. son zamanlarda böyle insanlar çoğaldıkça çoğaldı. kitapçılarda, kitap raflarında bu insanların kitapları gırla.

    bir şekilde çıkmaza girmiş veyahut ilerleyen yaşına rağmen kendi toplumsal pozisyonunu omurgalı kişilik duruşuyla besleyemeyen felsefeden bihaber insanlara hitap ediyor r. şanal. benim nazarımda televizyonlarda "x kardeşini bıçakladı. işte x'in bağcılar'da çekilen son görüntülerini yayımlıyoruz" gibi kendini adalet ile kolluk kuvvetleri arasında bir yerlere sıkıştıran uyanık sabah kuşağı televizyoncularından farkı yok. çünkü şanal günseli'nin de yaptığı başka bir şey yok. bir ilahiyat profesörü ile uzman psikiyatrist/psikolog arasında bir yerlere sıkıştırıvermiş kendisini. bir profesör düşünün ki ömrünün hatırı sayılır bir kısmını sadece bir konuya adamış. o konu hakkında ne kadar deruni bilgi edinebilirim amacına odaklamış kendini. insanlığın ortak kültür ve birikim havuzuna benim ömrümden alınmış kısma karşılık ne sunabilirimin kaygısında. eğitimi, görgüsü, bilgisi, sosyal hayattaki mesleki varoluşu bunu gerektiriyor çünkü. bir psikiyatrist düşünün ki seneler boyu dirsek çürütmüş okulda, raflar dolusu kitap okumuş, belki kilomuz kadar mürekkep akıtmış. ilerleyen yıllarda da kendi mesleki tecrübelerinden damıtarak edindiği faydalı bilgileri toplumla paylaşmak istemiş ve bunu kamu yararına sunmuş. bu iki portre arasında da aralardaki çatlaklardan faydalanarak saf zihinlere hitap etme kaygısıyla umut tacirliği türemiş. para verip alıyorsunuz, sonra okuyup zamanınızı veriyorsunuz, her şey bittiğinde ise bir ton çerçöple bir arada kalakalıyorsunuz. prim vermemek lazım. hücre zarı gibi olmak lazım bazen kitap okurken. seçici geçirgen hani. son olarak okuyalım öğrenelim kuşağında pası tolstoyevskiye atalım. (bkz: #8889136)
  • çoğu insanın önyargıyla yaklaştığı, hal ve hareketlerini itici bulduğu kişi. değerlendirmeden önce en az 3-4 programını izlemeniz gerekir. "bu işi elbette para için yapıyorum, ya ne olacağıdı" diyecek kadar da açık sözlüdür. tuhaf oluşumlarla uzaktan yakından ilgisi yoktur. uzaylılardan, öcü böcülerden, fallardan falan bahsetmez. insan vücudunun ve ruhunun ne kadar değerli ve güçlü olduğunu, fiziksel rahatsızlıklarımızın sebebinin büyük oranda düşünce ve davranışlarımızdan kaynaklandığını anlatmaktan başka bir derdi yoktur. telefona bağlananların ses tonundan kaç kardeş olduklarını, kaçıncı çocuk olduklarını bilir. dinleyicilerin anlattıklarından bebekken ve hatta annesinin karnında ölen kardeşleri olduğunu bilir. ilginçtir.
    şu sıralar her salı akşamı saat 21'de airport tv'de... sanırım netten de izlenebiliyor.
  • bir yeni çağ/new age yanlısı olarak kendisini neden sevmediğimin açıkça anlaşılabileceği kişidir. türkiyedeki yeni çağ araştırmacılarının yaptığı ve yapabileceği en büyük hatayı yapmaktadır ve islam ile yeni çağı bağdaştırmaya çalışmaktadır. hayhouse yayınevinden çıkan çoğu eserde geçebilecek bir yaklaşımı yani doğru olduğu bilinen bir şeyi savunmaktadır. ama yanlış yerden gitmektedir. en azından nil gün gibi plagiarism yapmamaktadır. ancak islam'ı hep özellikle son zamanlarda yeni çağ ile bağdaşırmış gibi kullanmaya çalışmaktadır.
  • kuantum tipoloji adında, beni hayretlere düşüren bir kitabın yazarı. tespitler bu kadar mı cuk oturur kardeşim...
  • bu gece ve her perşembe saat 00:30'da* skytürk'te program yapacak olan kuantum düşünce tekniği eğitmeni.
hesabın var mı? giriş yap