• çalışanların iş tanımlarının gerektirdiklerinin ötesine geçmemesidir özetle. herhangi bir fark yaratmaya çalışmaz, beklentilerin üzerine çıkmak için çabalamaz.
  • insan gibi yasamayi tercih edenlerin baslattigi yeni akim.

    oksijen gazetesindeki tanimi direkt buraya koyuyorum:

    "pandemide iş dünyasına katılan z kuşağı, tiktok'ta yeni bir akım yarattı. sessiz istifa olarak anılan bu akım koşuşturma kültüründen tamamen çıkmayı ve mesai saati dışında çalışmamayı ifade ediyor."

    boyle seyler genelde z kusagindan cikiyor ve onlara atfediliyor ama bir y kusagi olarak ciddi bir tukenmislik sendromunun da etkisiyle beraber yaklasik 2 senedir uyguladigim calisma sekli.

    mesai saatleri disinda isi iste birakip, dusunmemeye ve ilgilenmemeye calisarak (calisarak diyorum cunku kulturel olarak o kadar kafamiza islemisler ki sanki 7/24 ise goz kulak olmaliyim durtusunu bastirmak ve azaltmak kolay olmadi, ayrica sinir cizmeye calissam da haftasonu bile toplantilarin icine cekildigim oldu maalesef) ve kendime, hobilerime, sagligima, aileme daha fazla zaman ayirarak yasamaya basladim. mesai saatleri icerisinde de muhakkak kendimi gelistirmeye (makale okumak, yeni bir konuyu arastirmak vs gibi) zaman ayirmaya calisiyorum cunku yeni seyler ogrenip gelismeden sirkete de daha fazla katkıda bulunamam.

    simdi kendimi cok daha iyi, verimli hissediyorum.

    z kusagi kolay bir kusak degil, bircok insanin anlamakta zorlandigi farkli bir bakis acilari var ama ben bu ozgurlukcu kafa yapilarini cok begeniyorum ve destekliyorum.

    https://www.wsj.com/…es-what-that-means-11660260608

    https://gazeteoksijen.com/…kim-sessiz-istifa-159574
  • internette gördüğüm, patronumla sık sık tartıştığım bir konuya dönüşen yeni bir iş dünyası tanımı.

    kozmopolit bir ülke olduğumuz için ekonomisi gelişmiş ülkelerin duyarlarını da ithal etmemizle içinde bulunduğumuz yeni jenerasyonun patronumun tabiriyle " düzgün çalışmama" halleridir.

    bizim ülkemizdeki düzgün çalışmadan kasıt karşılıksız mesai yapmak iken, bu tanımının çıktığı yerlerde karşılıklı olsa da olmasa da kendi hayatına daha çok vakit ayırma üzerinedir.
  • bir işkolik olarak yürekten destekliyorum.

    bende yeni bir akım başlatacağım, " bir ruh hastası için çalışmak istemiyorum " akımı.
    tüm patronlar yılda bir kere psikolojik testen geçirilmeli. devletler, vatandaşlarını, ruh hastası patronlardan koruk zorundadırlar. bu bir toplumsal sorundur ve titizlikle yönetilmesi gerekmektedir.

    nasıl ki şöförler bu görevi icra etmek için psikoteknik testinden geçiyor. patronlar da böyle bir testten geçirilsin. testin temelerini, insan sevgisi, doğa sevgisi ve çocukların geleceği konuları oluşturmalı.
  • haftanin 6 gunu sabah 8 aksam 6 mesai ucreti verilmiyor bende salakta takiliyorum firmada mutluyum en fazla kovarlar diyorum aynı sartlarda bana is dolu kendileri dusunsun :)
  • bir süredir içinde bulunduğum durum. genellikle işine dört elle sarılan, gerekirse iş yetişsin diye ekstra efor sarfedip - işin bitiş süresini her zaman yanlış hesaplayan proje yöneticileri sağ olsun - işi bitiren ve sorumluluk alan biriyim. ancak bir süredir hem ülke şartları hem de buna paralel olarak sanki sorun yokmuş gibi takılan şirket yönetiminden dolayı, yalnızca elimdeki işi yapıyorum. üstüne ekstra bir şey koyma gereği duymadan, kalan vakitte kendimi geliştirmeye devam ediyorum. ve tabii yeni iş bakıp, görüşmeler yapıyorum.

    size faydası olan ve elinizdeki işleri gerektiği şekilde yapan teknik bir elemanı memnun edemediğiniz durumda da her sene ilgili departmanda çalışan ekip değişir. süreklilik sıfır olur. verim de öyle. az para vereceğim diye, şirket kültürü ve kalitesi oturtamayan tüm firmalara yapılması normaldir.

    tanım: gerektiği kadar efor gösterip, fazlasını sunmayan; şirket ne veriyorsa karşılığında onu veren çalışma şekli.
  • kimine göre istifa etmeden yapılan işle ilgili sınırları belirlemek, kimine göre de yalnızca minimum olanı yapmak anlamlarına gelen 'sessiz vazgeçiş', aslında çalışanların yalnızca iş tanımlarında belirtilen görevleri yerine getirmelerini ve bunların dışında kalan sorumlulukları reddetmelerini içeriyor.

    ama bence gereksiz bir aktivite. işinde başarılı olmak ve kariyer basamakları için vazgeçiş yanlış bir yöntem. önermem kesinlikle...
  • yıllardır var olan bi kavram aslında. mutsuz çalışanların, ekstra değer yaratma çabasına girmeden işini yapması ve bitirmesi olarak özetlenebilir. kötü patron ve yönetici bunun başlıca sebebidir. çalışanlarınızı mutlu etmezseniz, mutlu olamazsınız. çalışanlarınızdan kısarak oradan elde ettiğinizi düşündüğünüz kârın, zamanla ellerinizde nasıl yok olduğunu fark ettiğinizde çok geç olacak.
  • son günlerde pek moda olan deyim. yine bir yerlerde birileri amerika'yı yeniden keşfedip götünden kavram uydurmuş. çalışma hayatının en az kendisi kadar eskidir yeterince değer görmeyen ve motive olmayan bir çalışanın salla başını al maaşını takılıp sadece kendisinden asgari düzeyde beklenen ve kovulmamasına yetecek kadar işi sikinin ucuyla yapması.
  • ülkemizin şirketlerinin, çalışanlarına yaşattığı durumun neticesidir.
    bir şeyler düzelmeli ve değişmeli; biz çalışanlar için bu durum daha fazla bu şekilde devam edemez.
    (bu mesaj iş yerinde, masa başında hayatın sorgulandığı yüzlerce andan birinde yazıldı)
hesabın var mı? giriş yap