• star trek the next generationin $u andaki en son temsilcisi olan filmdir. eglencelik konusu ve murettebat arasi ili$kileri çok iyi irdelemesiyle trekkerlar tarafindan sevilen vasat denebilecek bir filmdir.serinin son filmi nemesis çekim a$amasindadir.
  • taksi şöförlerinin "abi ön takımlardan ses geliyo duyuyo musun" paranoyasını enterprize'da bi adım öteye taşıyan komedi filmi imiş. star trek'in şebeklik abidesi.

    picard: when was the last time we aligned the torque sensors?
    tayfa: two months ago.
    picard: they don't sound right.
    tayfa: they are out of alignment by 12 microns. you could hear that?
    picard: when l was an ensign, l could detect a 3-micron misalignment.
  • konu olarak star trek nemesis ten çok daha iyi olan ama yönetmeni* aynı olmasına rağmen görüntü yönetimi first contact kadar iyi olmayan dokuzuncu star trek filmi. montaj da daha iyi olabilirmiş ayrıca...
    konusu ise kısaca, picard ve ekibinin yıldız filosuna karşı isyanını ve olayların gelişmesini konu alıyor. evet.
  • brent spiner*'ın tum star trek filmlerindekinden daha ba$arili oynadigi, hatta dokturdugu filmdir. kanimca first contact ile hem senaryo hem de cekimler acisindan yari$ir.
  • (bkz: insurrection)
  • --- spoiler ---
    admiral matthew dougherty: jean-luc, we're only moving 600 people.
    captain picard: how many people does it take, admiral, before it becomes wrong? hmm? a thousand, fifty thousand, a million? how many people does it take, admiral?
    --- spoiler ---
  • güzel bir fikrin, vasat bir şekilde uygulandığı, vasatı geçemeyen film.
  • star trek serisinin 9. sinema macerası. ancak seriyle çok bağımlı göründüğü söylenemez. yani biraz uğraşsa ayrı eve çıkar o derece bir film. atılgan yolda giderken iki günlük maceraya atılır ve seri devam eder tadında ilerleyen filmin başında uzay yılının bile verilmemesi büyük ayıp. insan bir durum raporu verir arkadaşım.

    hoş nasıl versinler. kaptan picard vermiş kendini şebekliğe zaten. kafaya peruk geçir, dans et derken ne bir rapor vereyim, ne günlük tutayım yok. riker desen düz duvara tırmanmakta, mürettebata sulanıyor. data'nın devreler kısa devre yapmış, maslak oto sanayi'ye tamire gitmiş (hoş burasının esrarı sonradan aydınlanacak). filmde karşımıza çıkan iki yeni ırk var: baku ve sona ırkı. üzerinde yaşadıkları gezegende federasyonla sonalılar ortak bir çalışma yürütüyorlar. olaylara data sayesinde karışan picard ve tayfası da işin iç yüzünü gördükçe maceraya atılmaktan kaçınmıyorlar.

    --- spoiler ---

    picard'ın kulaklarıyla rot balans ayarı yaptığı, baku güzeliyle elele gözgöze trt klipleri tadında doğa yürüyüşleri yaptığı, deri ceketiyle gençlik günlerine selam çaktığı sahneleri saymazsak eli yüzü düzgün olabilecek bir filmken garip bir doğrultuda ilerliyor ne yazık ki. hani ayağa gelen fırsat tepilmiş sanki. ajda pekkan formülüyle gençleşmeye çalışan sonalılar kötü gibi ama değil, federasyondan ortağı çıkarcı gibi ama değil. star trek serisinden bir film gibi ama değil. ama değillerin filmi olmuş.

    --- spoiler ---
  • uzay yolu serisi içinde oldukça zayıf kalan film.
    uyuyakalmadan izlemek oldukça zordur.
  • filmdeki en büyük mantık hatası, baku ırkının yüzeysel verilmesidir. bir gezegende ölümsüzlüğü bulup, yüzlerce yıl yaşamana rağmen, 600 kişiyle sınırlı kaldılar. en katı nüfus kontrol yöntemleriyle bile, bunu başarmak imkansız olurdu. bu gençlik formülünün karanlık bir yönü veya bedeli olsaydı,(gelişimi devam eden çocuk veya gençler için öldürücü etkileri olabilirdi) film çok daha iyi bir senaryoya sahip olabilirdi.

    en güzel sahnesi, riker atılgan'ı tam üzerlerine doğru sürerken, sona'ı subay'ın "bunu yapamaz." sorusuna, worf'un zevkle "evet yapar." diye cevaplamasıdır.
hesabın var mı? giriş yap