• yönetmenliğini jonathan mostow'un yaptığı basrolü bruce willis'in üstlendiği robotlar ve insanlar temalı 2009 bombası. aksiyon patlaması olacağına kesin gözüyle bakılan filmden simdilik pek fazla söz edilmiyor. 2009 yazı blockbusterlarının gisede sergileyecekleri performansa göre surrogates filmi gündeme gelecektir. yaz bombaları yapımcıların ellerinde patlarsa medya bu filme yönelebilir, yok her sey yolunda giderse bir de bruce willis aksiyonu vardı buna da bakın diyerekten medyada yer alabilir. takipteyiz.

    2009 için bkz.
    (bkz: x-men origins wolverine)
    (bkz: star trek)
    (bkz: terminatör salvation)
    (bkz: transformers revenge of the fallen)
  • fragmanlardan anlaşılacağı üzere biraz i robot, biraz island biraz da minority report olmuş. klişe bir bilimkurguya benziyor. artısı bruce willis.
  • filmin vizyona girmesine paralel, türkçe baskısının da yayınlanacağını düşündüğüm çizgi roman.
  • evet, surrogates çizgi roman uyarlaması olduğundan maça 1-0 galip başlıyor. hikayesi tescillenmiş, önceden beğenilmiş muhakkak. geriye sadece efektler, anlatım, oyunculuk..vs. kalıyor ki hepsi de başarılı. ancak senaryoda tökezliyor ve süresi de çok kısa..bir de fragman sorunu var.. fragmanda neredeyse her şey anlatılmış. film sanki fragmanın extended versiyonu gibi. film boyunca hiç şaşırmadım, buna filmin sonu da dahil. bu sahnede şimdi şöyle olacak deyip durdum içimden. ama fragmanı benim gibi ezberlememişseniz daha çok zevk alacağınız kesin.

    filmin konusunu hemen hemen herkes biliyor. yakın bir gelecekte artık insanların çoğu pek çok nedenden dolayı artık “suret” adı verilen robotlar ile günlük yaşamını idame ettiriyor. siz evinizde yatıyor halde onu kumanda ediyorsunuz. (ilginçtir filmden önce bol bol wii reklamları gösterildi) . ilk başta eğlenceli gibi gözüken bu durumu kötüye kullanmak isteyen bir dizi cinayetler başlıyor. aslında sizin suretiniz ölünce size bir şey olmuyor tabii. başka bir suret ile "hayat" a giriyorsunuz. ama bir şekilde bu cinayetlerde gerçek insan (buna filmde operatör deniyor) ölüyor. devamını filmde izlersiniz. şimdi filmin nacizane yazarınızda bıraktığı tortuyu yazmak isterim.

    işin ilginci ben de dahil pek çok insanın bu “suret” olayına ilk başta hayır diyemeyeceği. film arasında arkamdaki iki kız “ay ne kadar iğrenç bir durum, yapaylık” diyordu ama dünyadaki kozmetik sektörünün cirosuna ne demeli? ya dişlerini yaptıranlar? saç ektirenler? hatta kredi kartları! evet, kullandığımız kartlar paranın bir sureti değil mi? sadece fiziksel olarak değil, karakter olarak bile farklı “kabuk” larda ortalarda salınıyoruz. sims, red light center oyunlarına hiç girmiyorum bile. yani hepimiz olduğumuzdan farklı gibi görünmeye çalışıyoruz. çünkü "sistem" dedikleri şey, bizim kendimizden hoşnut olmamamızı sağlıyor. internette bile. örneğin ben şu anda bu yazıyı yazarken “sinema eleştirmeni” suretine girmiş durumdayım. kaç kere edit ettiğime inanamazsınız. bir bayan arkadaşımız arabamıza binse hemen avam zevke hitap eden cd leri yok etmez miyiz? hatta (ben yeni taşındım) salonumun sehpasını afili dergiler ile süsledim. neden acaba?

    meselenin özü filmin sunduğu durum biz insanlara hiç yabancı değil ve bir fırsatı olsa hepimizin (en azından) denemek isteyeceği bir tecrübe. bu film ise bu hevesimizin yakın gelecekteki bir izdüşümü adeta. bu bizim doğamızda var. o çağın teknolojisi her ne ise, bu dürtümüzü bir şekilde hep tatmin edeceğiz.

    --- spoiler ---

    -konusu demeyelim de olay örgüsü minority report u hatırlattı. onda da "kötü adam" teknolojiyi yaratandı.
    -filmde hiç öpüşme sahnesi yok. bana ilginç geldi.
    -eğer filmin sonlarında "yes" tuşuna basılsaydı ne olurdu. dvd de alternatif son bu olmalı.
    -bir de, o şişman arkadaşımız galiba bbg rolünü üstleniyor. bütün dünyayı nasıl gözleyebiliyor? bunun için apayrı ve kapsamlı bir birim kurulması gerekmez miydi?
    --- spoiler ---
  • fragmanı ile beklentilerimi oldukca yükselten, konusu ile beni heyecanlandıran bir film idi.fakat filmi izledikten sonra hayal kırıklıgına ugradım.
    --- spoiler ---
    öncelikle filmde karakter sayısı bence cok sınırlı ve bu nedenle kötü adamın kim oldugunu az cok cıkartıyorsunuz ve süpriz bir son yok filmde.filmin akısı içinde ne olacağını cıkartabilmek filmin sürükleyiciliğini ve heyecanını alıp götürüyor.ayrıca varolan karakterler de pek fazla derinleştirilmemiş.
    bence senaryodaki hatalardan ya da eksikliklerden biri insanların kullandıgı bu "suret" lerin insanların hayatlarında yol actıgı olumsuz sonuclara fazla değinilmemesi.cok üstünkörü bir sekilde geciliyor bu tip önemli detaylar.sürekli suretlerin kazandırdıkları üzerinde duruluyor.olumsuzluk olarak bruce willis yumruk yiyince kahin gercek acıya benzemiyor diyor mesela ve buradan anlıyoruz aslında kullanılan bu suretlerin hissettikleri seyleri tamamen beyine aktaramadıklarını.suretlerin yaratıcısı insanları özgürleştirmekten söz ediyor ama bunun dayanaklarını tam olarak acıklayamıyor.bence sahip oldugunuz bir kimlik ile toplumun size dayattıklarını yasamak yerine, elde edeceğiniz bir sanal kimlikle özünüzde aslında nasıl bir insansanız onu yasayabilmeniz kişiyi daha da özgürleştirir.bu durumdan dolayı suretlerin yaratıcısı gözümde ileri görüşlü bir kişiden ziyade geri kafalı bir fanatik imajı olsuturdu.
    bruce willis ve eşi arasındaki ilişki daha iyi işlenebilirdi.depresyondaki, suret üzerinden kendini genc hissetme ve bu sayede hayata tutunmaya calısan, hayatın verdiği zevklerden sürekli faydalanmaya calısan bir kadının hikayesi bile biraz ugrasılsa bir film senaryosu yapabilir ama sanki araya öylesine sokusturulmus bir gönül ilişkisi gibi olmus.
    çizgi roman uyarlamalarında orjinal kaynağı okumadan film hakkında yorum yapmanın haksızlık oldugunu düşünen biriyim.bu filmde bazı eksiklikler oldugunu düşündüğüm için de önce cizgi romanı okuyup sonra filme gitmek daha mantıklı olacaktır.cizgi romanı okumadım fakat orada karakterlerin daha detaylı olarak işlendiğini ve konunun daha akıcı ve ayrıntılı oldugunu tahmin etmekteyim.bu yüzden öncelikle cizgi romanı okumanızı öneririm.
    --- spoiler ---
  • matrix'in donanım versiyonudur. bildiğiniz gibi matrix'de herkes dünyaya yazılım olarak bağlanıyordu burada ise herkes donanım ile dünyada dolaşıyor. güzel bir konu yanında bir sürü bug da taşımaktadır. çok fazla aksiyon sahnesi yoktur. filmin bir yerinden sonra olayları ve kötü adamı tahmin etmek çok zor değil.

    vizyona giren yeni filmler arasında en iyisi bu gibi durmaktadır.
  • çok sevdiğiniz bir arkadaşınızın (m.ş.) ısrarı sonucu bile gidilmemesi gereken, 88 dakikalık film.
  • konu çok güzel, ama sanki yönetmenin elinde harcanmış gibi... her şey oldu bittiye getiriliyor... film çok kısa olmuş... oysa bu suretlerle yaşam detaylandırılabilirdi, aksiyon daha fazla olabilirdi... film sanki konuyu özet geçmiş gibi... bruce willis rolüne yakışmış orası ayrı bir konu tabi... sonuçta film izlenebilirliği yüksek, ortalama bir film, ancak bu konudan çok daha mükemmel işler çıkabilirdi bence, o açıdan yazık olmuş...
  • olmamış bu be. bir hafta önce izlediğim gamer'da insan insanı "sürer" iken bunda insan robotu "sürüyor", lakin gamer gayet sürükleyici bir filmdi sadece sonu olmamıştı, surrogates ise nasıl diyeyim çok "düğümsüz" bir film olmuş, ne bileyim insan kendini böyle senaryoyu daha önceden bilen kameraman asistanı falan gibi hissediyor.
  • en az 2 filmlik konunun 88 dakikaya sığıdırılığı film. ama yine olmuş.
hesabın var mı? giriş yap