• 2000 kısında devlet tiyatrolarında izledigim sahane oyun..freud 'un tanrıyla konusmalarıyla geciyor ve insanı gercekten düsünmeye itiyor..
  • (bkz: visitors)
  • 9 kasım - 5 aralık 2004 tarihleri arasında galeristte beğeniye sunulan, 10 yerli 10 rotterdam'lı sanatçıyla emre baykal ve rob perree küratörlüğünde düzenlenen çağdaş plastik sanatlar sergisi. son zamanların en kalabalık açılışına sahip bir sergi oldu aynı zamanda.

    katılan sanatçılar:
    - wafae ahalouch
    - desiree de baar
    - bas van beek
    - aysel bodur
    - banu cennetoğlu
    - elmas deniz
    - ömer ali kazma
    - katja mater
    - maurice meeuwisse & jordy walker
    - ceren oykut
    - ahmet öğüt
    - şener özmen
    - thomas raat
    - erinç seymen
    - mukadder şimşek
    - cengiz tekin
    - derk thijs
    - nasan tur
  • üç beş kelamım olan insandır; ziyaretçi, elbette farazi ve somut anlamlarının birleşiminde. ziyaretçi önemli bir insandır, yalnız insan için. bir yerlerde pinekleyen, başını kollarıın arasına sıkıştırmış, cenin pozisyonunda battaniyenin ufak aralıklarından hava almaya çalışan insan için bir mucizedir ziyaretçi.

    hapisanede olsam ziyaretçim olsun isterdim ama çok değil, bir ya da iki kişi. onları görmek ve onların bana söyleyecekleri-bir anlamda hediyeleri- yalnızlık dehlizinin anlık yırtılmalarını oluşturur. hapisanedekilere ziyaretçi olmak istemem ama. benden ziyaretçi olmaz zira, ama ben yalnız olsam, ben dört duvar ardında olsam, ziyaretçim olsun isterdim bir ya da iki kişi.

    o bir sestir, o bir hayaldir, o bir silüettir, o bir nefestir, ziyaretçi ayağa kalkıp dudaklarına dokunduğun kişidir. o senin ziyaretçindir. kalkmış sana gelmiş insandır, kalkmış bana gelmiş insandır. kıymetini bilmek gerekir. zira kıymeti bilinmemiş ziyaretçi, gönül kapısında kalmış iki göz demektir, ben diyeyim yağmurlu, sen de ki kan çanağı.
  • 28. uluslararası istanbul film festivali’nde gösterimi yapılan, genç ama usta finlandiyalı jukka-pekka valkeapää’nin yönettiği etkisi büyük film.
  • flash tv versiyonu hakkında şöyle bir kritik mevcuttur*:
    önce linkler: part1 part2
    --- spoiler ---

    gençlerin oyunculuğu sarı bıyık samet'in bir tık üstünde, özellikle jargona olan hakimiyetleri senaryoyu okuduktan sonra çekime kadar detaylı bir çalışma ve karakter incelemesi yaparak adeta oynamamışlar da yaşamışlar eseri hissi veriyor. cin/şeytan/che rolündeki yetenek ise karakterin altyapısında olan korkutuculuk ve irrite etme özellikleri en sonuna kadar ekrana yansıtarak şapka/kep/bere çıkartacak bir oyunculuk sergilemiş.
    yönetmen ise en temel efektleri büyük bir yaratıcılıkla kullanıp, bağımsız yaratıcı sinemanın adeta yeni bir neferi, bayrak taşıyanı, önde gideni olduğunu camiaya ispatlamıştır. strech efekti hiçbir zaman bu kadar başarılı kullanılmadı, kullanılmayacak. ayrıca uzun tutulan oda içi çekimlerle ve verdiği tek mekan hissiyle adeta karakterlerle, seyirciyi bütünleştirmiş. izleyici, gençlerle empati kurarak, kâh kafası güzel oluyor, kâh halüsinasyon gördüğünü düşünüyor, kâh korkuyor. tüm bunları yaparken de requiem for a dream, trainspotting gibi uyuşturucu konusunu işleyen filmlere ve 12 angry men, the man from earth gibi tek mekan filmlerine de okkalı bir selam çakmayı unutmuyor. türk ve dünya sinemasına saygı duruşu niteliğindeki bu filmi sakın kaçırmayın.
    --- spoiler ---
  • bu sezon trabzon dt sahnesinde sergileniyor. orta karar bir oyun. ilk yarısındaki temposuzluk yer yer sıksa da annenin ortama girmesiyle farklı bir hale giriyor oyun. en sondaki didaktik kısımsa gezi gençlerinin seveceği türden.
  • antalya dt’nin 2020 yılında hazırladığı, ancak henüz prömiyeri gerçekleşmemiş, tuncer cücenoğlu’nun yazdığı tiyatro oyunudur. irada gözelova rejisörlüğünde, roller ve oyuncular şöyledir:
    azrail - ferdi dalkılıç
    anne - bahar ışık
    kadın - ezgi zından memiş
    adam - durmuş benli
    doktor - ismail sabri memiş
    doktor - okan kağnıcı
    müzik tabi ki birçok projede emeği olan gürkan çakıcı tarafından hazırlanmış.

    oyunun konusu için dt sayfasında şu açıklama yapılmış:
    oyunda; yaşam ve ölüm arasında geçen süreçte en önemli değerlerimiz bir kara komedi çerçevesinde işleniyor.
    karşılıksız sevginin içinde barınabildiği o yüce varlıklarımız... annelerimiz...
    bir ölüm meleğine dahi karşı durabilecek güçte sevgiyi yüreğinde taşıyan annelerimiz…
    “yalnızca gerçek sevgi barındırabilen yürekler dünyayı kurtarabilir.”

    antalya dt’nin 2021’de ilk oyunu olacak ve tahminimce 21-30 haziran arası gerçekleşecek antalya tiyatro festivalinde prömiyer yapacak oyunu heyecanla bekliyorum.
    edit: oyun hala prömiyer yapmadı. dün dt'nin yaptığı duyuruya göre bu oyun, 29-30 eylül 2021 tarihlerinde diyarbakır cahit sıtkı tarancı k. m. orhan asena sahnesinde oynayacakmış. 1 senedir beklediğimiz oyunun prömiyerini bile antalyalılara çok gördünüz.
  • antalya devlet tiyatrosunun bu hafta seyircileriyle buluşan tiyatro gösterisi. yer bulmakta zorluk çekip en arkadan kendime bir yer buldum. salon oldukça doluydu. anladığım kadarıyla uzun süredir bu oyunu bekleyen bir kitle varmış.

    konu ölüm ve yaşam arasında bir mücadeleyi anlatıyor. komik unsurlar daha ağır basıyor. yer yer duygusal kısımlar da var tabi... ciddi bir mesele ölmek. bazı kısımlarda ani ışık ve ses oyunlarıyla birkaç kere yerimizden zıpladığımız da oldu. genel olarak iyi bir gösteri idi. sonuç olarak stresli bir günün akşamında güzel, keyifli bir şekilde salondan ayrıldık. ellerine, yüreklerine, emeklerine sağlık...
  • 13 ekim 2021 tarihinde antalya devlet tiyatrosu'nda prömiyerini yapmış olan, 1 saat 40 dakika süren iki perdelik tiyatro oyunu. yazarı tuncer cücenoğlu'na "en başarılı yazar" ödülünü kazandıran, 8 dile çevrilen ve türkiye dışında amerika, rusya, azerbaycan, kırgızistan, iran'da sahnelenen oyun, kasım ayında gürcistan poti devlet tiyatrosu'nda da sahnelenmeye başlayacakmış. bu nedenle prömiyere türkiye versiyonun azeri yönetmeni irada gözelova ile birlikte poti devlet dram tiyatrosu'nun genel sanat yönetmeni ramaz ioselinai de katıldı.

    --- spoiler ---

    "ziyaretçi" aşina olduğumuz bir melek; azrail. pıhtı nedeniyle komada yatan adam'ı alıp götürecek ve sonra baş melekliğe yükselecek. ancak işler eskisi kadar kolay değil. insan hakları protokolü gereği adam'ın en yakınlarından izin almak zorunda, önce karısından sonra da annesinden. azrail rolünde oynayan ferdi dalkılıç rahat ve samimi oyunculuğuyla oldukça başarılı, oyunun tüm ahengini o sağlıyor. özellikle birinci perdede kadın'ı baştan çıkarma sahnelerinde parlıyor. aksesuar olarak kullandığı kemanı çalmasını bekledim ama yapmadı.

    durmuş benli komada yatan adam rolünde. hiç sözü olmadan; gözleri, 40 numara olduğunu tahmin ettiğim ayakları ve fühlemesi ile oyuna katılıyor. bir de zaman zaman arkada dönen kayıtlarla. karısını çok seven ama aldatmaktan da geri kalmayan bir doktor rolünde kendisi. çocukluk görüntülerinde gördüğümüz bebek ise oyuncunun oğlu deniz, seyirciler için küçük bir sürpriz olmuş.

    kadın rolünde izlediğimiz ezgi zindan memiş'in ilk başrolü. 4 gündür hastaneden çıkmayan, kocasını seven ama aklı iş yerindeki arkadaşında kalan şuh bir kadın rolünde kendisi. bu nedenle azrail'in ayartmalarına kayıtsız kalamıyor. oyunculuğu fena değildi ama şuh kadın gestusu bana biraz yetersiz geldi. silik değil daha parlak oynamalı. bir de makyajı kostümüyle uyumsuzdu, ağır olmuştu.

    anne rolünde izlediğimiz yılların oyuncusu bahar ışık, oldukça otoriter bir anne olmuş. daha önce diğer oğlunu ve kadınlara kol kanat geren kocasını azrail'in babasına kaptırmış olan anne, iznine ihtiyaç duyulduğunu anlayınca hayattaki tek varlığı biricik oğlunu azrail'e vermek istemiyor ve sonuna kadar direniyor. sanki fazla yüksek ve gergin oynadı. acılı bir anneden ziyade sinirli bir kaynana gibiydi.

    oyunun sonunda oğlunun başında umutla dua ederken gelinin ona katılması bana biraz saçma geldi. yani "hayatın doğasında aldatmalar olsa da sevmeye devam ediyoruz" gibi bir mesaj aldım. oyunda sıkça verilen aldatmaların normalleştirilmesi hoşuma gitmedi.

    genel olarak baktığımızda ise sevdiklerimiz hasta yatarken azrail gelse ne yapardık konusunda empati yaptıran, sık sık güldüren keyifli bir oyun olmuş.

    ışık ve ses kullanımını çok beğendim, özellikle azraille çok uyumlu olmuşlar. hatta bir yerde çakan şimşekler oldukça korkuttu.

    dekor olarak kullanılan hastane hücresi ile telefon sade ve yeterliydi. sadece arkadaki video görüntülerini izlerken yatağın yanındaki komodini oradan kaldırmak istedim.
    --- spoiler ---

    uzun bir pandemi arasından sonra perdelerini böyle keyifli bir oyunla açan antalya devlet tiyatrosuna ve emek veren tüm ekibe teşekkürlerimi sunarım. izlenmesi tavsiye edilir.
hesabın var mı? giriş yap