• küba'daki marijuana yasağını eleştirdiği için oradan kovulmuştur. huzur aradığı çekoslavakya'dan da ahlaki bozukluğu var diye kovulmuştur, o da gidip the clash ile birlikte capitol air diye şarkı yapmıştır. bir şiirinde kendi poposuna sopa sokma hayalini anlatır*.
  • aynada ince saçlarımla yüzüm ,gözlerimin altında pıhtılaşmıs kan,ben kamış emici,bir leş,konusan bir süprüntü
    evrenin gözünde homurdanan bir igrenc yaratık
    kendimden kacmaya cabalarken kusuyorum,titremeler,ürpertiler
    içimde sürünüyorum,agzımda acı su.cehennem burası
    örümcek agında cıplak mumyaların kurumus kemikleri,gölgeler
    gölgeyim ben..

    (bkz: lsd)
  • evet, evet
    budur
    istediğim
    hep istediğim
    her zaman istediğim
    geriye dönmek
    doğduğum yere
    vücuduma.

    çeviri: erkut tokman
  • küçük iskender'inperiler ölürken özür diler kitabındaki türkiye adlı şiirini ithaf ettiği şair. şiir, üslup ve içerik olarak gingsberg'in america şiirine benzer.
  • ölümünün onuncu yılı anısına:
    http://www.ubu.com/film/mekas.html
  • "amerika" adlı şiiriyle duygulara tercüman olmuş şair.

    amerika her şeyimi verdim sana,
    şimdi bir hiçim
    17 ocak 1956 ve iki dolar yirmi-yedi sent.
    kendi kafam bile destek değil bana.
    insanlarla savaşı ne zaman sona erdireceğiz amerika?
    al şu atom bombanı kıçına sok.
    kafam bozuk, amerika, bir de sen üstüme varma,
    kafam yerine gelene dek şiir miir de yazmayacağım.
    söyle bana amerika ne zaman melekleşeceksin sen?
    ne zaman anadan doğma olacaksın
    ne zaman bakacaksın mezarlıktan amerika?
    ne zaman milyonlarca troçkistin’e yakışır olacaksın?
    amerika, kitaplıkların niçin gözyaşı ile dolu?
    amerika, hindistan'a yumurtaları ne zaman yollayacaksın?
    amerika bu senin kılı kırk yarmalarından bıktım artık.
    ne zaman süpermarket'e gidip, şu güzel gözlerim için
    gerekenleri alabileceğim?

    amerika, her şeyin bir yana, eksiksiz olan bir sen varsın
    bir de ben, öbür dünya değil.
    şu makinalarına da dayanasım kalmadı amerika, bil.
    bende bir ermiş olma isteği uyandırdın.
    bu tartışmayı çözmek için bir başka yol olmalı.
    burroughs şimdi tanca'da, sanmıyorum ki geri dönsün
    korkunç bir şey olurdu bu.

    sen de korkunç musun amerika yoksa bir oyun mu bu?
    saplantımdan döneceğimi sanıyorsan aldanıyorsun.
    öyle üstüme varma amerika, ne yaptığımı biliyorum ben.
    amerika, erikler çiçek döküyor.
    aylardır gazete okuduğum yok, her gün
    cinayetten birisi kodesi boyluyor.
    amerika, wobblie'lere tutkunum ben.
    küçükken komünisttim amerika, özür mözür de dilemiyorum
    şimdi her fırsatta esrar çekiyorum.

    günlerce evde oturup iş olsun diye kilerdeki gülleri seyrediyorum.
    chinatown'a gittiğimde kafayı çekiyorum ölesiye,
    ama hiç kimselerle yatamıyorum.
    bu işin içinde bir şamata olduğunu sanıyorum.
    ah! sen beni marx okurken görmeliydin amerika.
    ruh doktorum hiçbir şeyin yok diyor.
    hiçbir şeyim yok gerçekten, tanrı' ya yakarma dahil.
    mistik görünümlerim ve kozmik titreşimlerim var yalnız.
    amerika, daha sana max amcam rusya'dan döndükten sonra
    ona yaptıklarından söz açmadım.

    sana sesleniyorum amerika.
    heyecanlarının daha time eliyle yönetilmesine göz yumacak mısın?
    ben time'a tutkunum amerika
    her hafta bir tane alıp okuyorum
    köşebaşındaki şekercinin yanından geçerken kapağı beni gözlüyor
    onu berkeley halk kitaplığı'nın bodrum katında okuyorum.
    sana hep sorumluluktan söz ediyor. iş adamları ciddi.
    film yapımcıları ciddi. herkes ciddi, ben hariç.

    zaman zaman amerika ben değil miyim diye düşündüğüm oluyor.
    yeniden kendi kendimle konuşmaya başladım işte.
    asya bana karşı ayaklanıyor amerika.
    bir metelik talihim yok.
    en iyisi ulusal kaynakları inceleyip, onlara dönmek.
    ulusal kaynaklarım, biliyorum, iki parça esrar,
    binlerce cinsiyet organı, saatde 1400 mil hızla giden
    bir özel basılmaz edebiyat ve yirmibeşbin tımarhane.
    cezaevlerinden ve beşbin güneş ışığı altında saksılarda
    yaşayan fakir fukaradan sözetmiyorum.
    fransa'daki kerhaneleri kaldırdım, şimdi sıra tanca'da.
    katolik olmasına katoliğim ama gene de başkan olmak istiyorum.
    amerika senin bu alık ve çılgın havanda nasıl kutsal bir yakarma yazabilirim?
    dörtlüklerime henry ford gibi devam edeceğim,
    yazdıklarım onun çıkardığı otomobiller kadar
    kişisel, üstelik her biri değişik cinsiyetten.

    amerika dörtlüklerimi peşin para 2500 dolardan satarım sana,
    eski dörtlüklerimi de 500 eksiğine alırım.
    amerika tom mooney'i serbest bırak.
    amerika ispanyol *****huriyetçilerini kurtar.
    america sacco ve vanzetti ölmemeli. amerika ben scottsboro çocuklarıyım.
    amerika, yedi yaşımdayken anam hücre toplantılarında götürürdü beni,
    orda bize leblebi satarlardı, bir karneye bir avuç
    leblebi
    beş sent ve söylev beleşti
    herkes bir melekti orda amerika ve işçiler karşı iyi
    duygularla doluydu herkes içtendi amerika ve
    bilemezsin.

    parti 1833'de nasıl iyiydi ve scott nearing ne hoş
    bir ihtiyardı bloor ana bir seferinde nasıl da
    ağlatmıştı
    beni bir kez israel amter'i görmüştüm orda.
    her biri birer casus olmalıydı onların.
    amerika biliyorum gerçekten savaşmak istemiyorsun.
    amerika onlar rus haydutları biliyorum.
    ruslar onlar ruslar ve çinliler. ve ruslar. ve ruslar.
    rusya bizi canlı canlı gövdeye indirmek istiyor.
    lüpletmek istiyor. gücünde çılgına dönmüş moskof.
    elimizden arabalarımızı ve garajlarımızı almak
    istiyor.
    chicago'yu ele geçirmek istiyor. onun kızıl reader digest'a ihtiyacı var.
    bizim otomobil fabrikalarımızı sibirya'ya taşımak
    istiyor.
    benzin istasyonlarımızı o büyük iğrenç bürokrasi
    yönetsin istiyor.
    iyi bir şey değil bu.
    o kızılderililere okuma yazma öğretmek istiyor.
    onun güçlü kuvvetli zencilere ihtiyacı var.
    bizi günde on-altı saat çalıştırmak istiyor.
    imdat.
    amerika bu iş ciddi.
    amerika ben bunları televizyona bakarak çıkarıyorum.
    amerika doğru mu bunlar ?
    hemen çalışmaya başlasam iyi olacak, öyle görülüyor.
    ama orduya yazılmak istemiyorum, ne de fabrikalarda tasviye tekerleği çevirmek,
    miyobun biriyim, üstelik kafadan çatlak.
    amerika dönsün çark. nasılı masılı yok. şu oğlan omuzlarımızla dönsün.
  • sokakları mücadele sahası olarak bellemiş, bireysel tercihleri ne olursa olsun, protest kelimesinin çapını göstermiş gerçek bir aktivist. kendisi budist olan, eserlerinde de budizm'in etkilerine sık sık rastlanan en kırmızı çiçek. yitik veya başka bir adıyla yaratıcı neslin lokomotifi. allen ginsberg...
  • sourberry'deki alem-i garabet programinin 13 agustos 2007 tarihli bölümünde şiirlerine ve şarkılarına yer verilecek şair.
  • "siir gerillasi"
    hayati boyunca tek bir kadinla yatti
    ve ona sadik kaldi
    kadinin adi lady narko idi
hesabın var mı? giriş yap