• ne yaparsan yap türk kafasını bırakamıyorsun.çok aykırı tipler var evet burada kendi ortamını bulan(hipster,eşcinsel vs.) onun dışında sıradan bir tiple burada adrenalin bakımından doyuma ulaşan pek kimseye rastlamadım.adrenalin illa bol eğlenceli şeyler anlamına gelmesin.herkesin meşrebine göre adrenalini yükselten şeyler var.

    dil konusu zaten tam olarak çözülemeyen bir konu.türkçe gibi normal yaşama kolay adapte olacağınız bir dil değil almanca.denklemleri olan bir dil.mutlaka kendinizi ait hissedemediğiniz bir kümenin içinde buluyorsunuz.tahminimce çoğu insan a2-b1 arası bir dil seviyesinde kalıp ha aşağı ha yukarı devam ediyorlar.

    maddi olarak eyvallah.bir sınıf atladığınızı hissediyorsunuz.ilk başlarda kaçınılmaz olarak herşeyi euro-tl-maaş olarak hesaplayıp mutlu oluyorsunuz ama bir yerden sonra kazandığınız parayla tatmin edici zevkler-atraksiyonlar yapamadığınızı hissediyorsunuz.türkiyede bazen 200 tl ile yaptığınız şeyleri 200 euroyla yapamadığınız zamanlar oluyor.“ee bura almanya,eğer 200 euroyla bişeyler yapamıyorsan sende sıkıntı var kanka” derseniz eyvallah ama almanya cidden fabrika kantininde eğlenmeye çalışılan bir yer gibi.
  • destanlar yazmaya devam eden ülke. önce ingilizlere hava sahasını açmadı. sonra da bu:

    https://www.wsj.com/…weapons-to-ukraine-11642790772

    mealen: almanya, estonya ve finlandiya'nın alman yapımı silahları ukrayna'ya göndermesini engelliyormuş. bahane olarak da alman silah ihracat kanunundaki madddeye atıf yapıyorlar. madde, almanya izin vermeden üçüncü ülkelere alman yapımı silah satışı ve hibesini yasaklıyor.

    bizi azıcık tanıyan kardeşler benim bu haberi okurken keyif sigarası yaktığımı anlamıştır. ukrayna falan umurunda değil. almanya'da nato karşıtlığı ne kadar yükselirse ben de doktora tezimi o kadar rahat yazarım. benim rus, çin yanlısı olmadığımı şempanzeden hallice zekası olan anlar. hoş bu mecrada zeka seviyesi onun da altına düştü. alışkanlıktan yazıyoruz. biz gücün olabildiğince dağıldığı bir dünya istiyoruz. bu dünyada türkiye'nin müthiş bir yeri olacak. elbette bu kifayetsiz muhterislerin elinde değil. önce bu memlekette tek bir aç açıkta insan bırakmayacağız. bu memleketin insanına hakettiği yaşam startlarını gerekirse sermayenin ümüğüne çöküp getireceğiz. sonra da bu memleket bütün mazlum milletlere umut meşalesi olacak. bir sürü milletin onlarca mensubunu gördüm ben. bakmayın siz üç beş tane ırkçının ortalığı velveleye vermesine. dünyada bizden merhametlisi her şeye rağmen yok. bu coğrafyada gerçekten denge kurup denge bozabilecek bir ülkemiz olacak. hiç merak etmeyin.
  • enerji kaynakları olarak rusya'ya bağlı olan ülkedir alman sanayisi için rusya almanya'dan daha önemlidir; rusya'da ayrıca çok fazla alman şirketin yatırımı vardır
    daha bir kaç sene önce daimler grubu en büyük fabrikalarından birini açtı
  • olası bir üçüncü dünya savaşının italyası olacak ülke.
  • koskoca amiralinin “ben tanrıya inanan çok radikal katolik hristiyanım ve rusya hristiyan bir ülke” şeklinde açıklama yaptığı ülke.

    devamında “putin ateist ama bir önemi yok. rusya büyük ülke ve bizden saygı istiyor ve büyük oranda hakediyor da. kırım kaybedildi ve geri dönmeyecek. çin’e karşı rusya’yı yanımıza almalıyız” diyor.

    evet bu açıklama alman amiral kay-achim schönbach‘e ait. vizeadmiral hindistan ziyaretinde bunları söylemiş. videosu internette yayılınca birkaç gün önce özür diledi ve emekli edildi. ama alman politikacılarının da %90’nın aynı şekilde düşündüğünü neredeyse herkes biliyor.

    daha önce de yazmıştım sadece askerler politikacılar değil, medyada da rusya’yı haklı-çıkarma, yağlama-yıkama odaklı bir yaklaşım var almanya’da. rusya’nın enerjisine ihtiyaçları var ve öyle güzel rasyonalize ediyorlar ki ayağa kalkıp alkışlayasın geliyor. konu rus zorbalığı olunca “zorba saygı istiyor, biz onu provoke ediyoruz, ayıyla dost olursak ayılık yapmaz” yaklaşımı seçilirken, işlerine gelen ülkelere karşı sözümona denokrasi-insan hakları davası yürütüyorlar. demek ki almanın gözünü korkutacak kadar zorba olabilirsen (ama daha az değil) zorbalığın yanına kar kalabilir ve hatta almanlar seninle empati yapmaya başlayabilir. bu da zorbaların aklının bir köşesinde dursun.

    not: ayrıca putin ateist falan değil, g.tünden element uydurma sayın şönbah!
  • almanya yı kötüleyenler var:)) lan 3 defa gittim yeminle insan oldugumu anladım.değerli oldugumu anladım.haklarım olduğunu anladım.düzen kelimesi bana uyduğu için çok sevdim.
  • tasindiktan sonra, 54 gunde kalici bir ev kiralayabildigimiz ulke. -ki yasadigimiz bolge icin bu cok iyimser bir sure. bu arada yanilmiyorsam almanya'da ciftler icin zenginlik siniri aylik 7 bin euro. yani eve giren para 7k uzerindeyse zengin sinifindasiniz. cok sukur paramiz var saglikliyiz falan ama ev bulmak icin tum bunlarin yetmedigini deneyimledik. bu 54 gun icinde, 2500 euro aylik kira vermeyi goze aldigimiz bir daire icin 40-45 civari farkli insanla 2. kattan apartman disina dogru sirada beklemisligimiz var. takim elbisesini giyip, elinde cv ile gelen gorursun demislerdi. gordum. ortalama 6 ay gibi bir sure verilmeli bence ev bulma isine. -biz sansliydik! bu arada, hisim hisima gurbette bir kisim fazla koyar! ev kiralama, araba vs. butun alisveris iliskilerinde bu kuralin asla unutulmamasi gereken bir ulke burasi.

    anyway,

    eve internet baglatmam 36 gun surdu. bu sure zarfinda deutsche telekom ile -bekleme sureleri dahil- 72 dakika civari gorusmem oldu. yanlis saymadiysam 28 de mail atmisim. ingilizce bilen hickimseye rastlamadim. telefon aciyorum bir yandan dua gibi bildigim butun almanca fiilleri siraliyorum bir yandan google translate! rezillik diz boyu! ta ki bunlarin forumlarinda siz ne bicim sirketsiniz bir tane ingilizce bilen adam yok yazana kadar. bunu denemeyi de pek onermiyorum cunku bahsettigim forumda "almanya'dasin ama almanca bilmiyorsun" diye honkurerek saldirmaya baslayan gamali hac saykolarina bulasmam yaklasik 45 saniye surdu. -rakamlar gercege cok yakin mubalaga yapmiyorum. ancak ne hikmetse ben bu munakasaya girdikten sonra polonyali bir teknik destek elemani bana ulasti ve muhtesem ingilizcemizle bana yolladiklari ilk modemin bozuk oldugu konusunda mutabik kaldik. bu arada, oncesinde eve bir tekniker yollamislardi. ve bahsi gecen arkadas eve geldim, modemi bagladim, routeri bagladim ama interneti baglayamadim diye bir rapor gonderip 6 euro da fatura kesti. covid sebebiyle bu iri yari herifin eve gelmesi de 14 gun surmustu.

    simdi evde internet var ve turkiye'de kullandigim internet ile hiz/connectivity kiyaslamasi yapacak olursam: yalniz ve guzel ulkemde dumanla haberlesmeden hallice bir seyler yasiyormusum.

    sonra camasir makinesi ve tv siparis ettik mesela. ozellikle de iki urun icin kurulum istiyorum secenegini isaretledim. sonrasinda da samsung'u arayip, mail ile taciz etmek suretiyle de 7 kere teyit aldim. -bu arada almancam biraz gelisti- samsung'dan aldik urunleri. dersin ki hani alman firmasi degil global falan ama yok! samsung da alsan burada oluyor zamzung! efendim dediler, bizi artik aramaniza gerek yok, hermes diye anlasmali oldugumu tasiyici bir firma var. onlar gelecek televizyonu da camasir makinesini de kuracak. tamam mi? tamam! hermes'i aradim dedim ki anlastik boyle boyle. tamam mi? tamam!

    bu arkadaslar geldi camasir makinesini takti bagladi. e dedim tv? onu biz baglamayiz dediler. yahu boyle sey mi olur? sen dediler bu kutuyu da 2 saat sonra ac. tv simdi disarida soguktan geldi. once termodinamik denge saglansin dedi! -hermes adli firmanin gorevlisi termodinamik denge saglansin dedi.

    aradim tekrar zamzungu. kusura bakmayin kem kum iste bir dahaki alisverisiniz icin 20% indirim kuponu verelim dediler kapattilar. simdi belki ne var bir tv kuramiyor musun falan dersiniz.

    1- tv esek olusu gibi
    2- risk almak istemedim

    ama seve seve kurdum televizyonu da.

    simdi boyle bir televizyonu turkiye'de (bu ocak zammini da eklersem) 50% maas ile alabiliyordum. burada 17% maas seviyelerine aldim.

    sonra 1 haftalik bir is seyahatine gitmem gerekti. plan soyle: once guzelim ıce'a binecegim. sonra da araba kiralayip 2 saatlik bir yolculukla 1 hafta konaklayacagim yere varacagim.

    trene bindim. her sey cok guzel. bir sure sonra restorana gidip bir seyler yiyip iceyim dedim. siyahi bir garson yanima geldi. 3. doz asi belgemi sordu. ben de calistigim yerde vurulmustum asiyi. doktor da bana bir kagit verdi imzaladi falan. al dedi bunu eczanede barkodlu belge haline getirtirsin. ilk iki asiyi biontech, ucuncuyu moderna yaptirmis biri olarak soyluyorum: bu modernayi atlara falan yapmalari lazim. beni 3 gun yataklara dusurdu. ve eczaneye gidip barkodlu belge olusturma firsatim da olmadi. ama tabii bu is seyahatinden once 1-2 farkli yerde sorduklarinda bahsi gecen doktor imzali kagit gayet ise yaradi. ama dedim ya hisim hisima bir kisim fazla koyar: bu kendisi de gocmen arkadas takti bana kafayi... ben dedi bu belgenin sahte olmadigini nereden bileyim? ara dedim doktoru sor o zaman!

    -almancam daha da bir gelisti-

    2-3 dakika tartistiktan sonra bu salaga hayat eve sigar adli guzide uygulamamizin olusturdugu barkodu actim. al dedim okut! esirgeyen ve bagislayan allahin adiyla.. okut!

    kimligini goreyim dedi.. tamam! simdi dedim bana su sandwichten getirir misin lutfen? yalniz dedi.. onun icinde domuz var!

    trenden indim. arabayi kiraladim. bmw gemi yapmis karada yurutuyor. vay be diyorum iste bunlar hep osmanli ozentisi falan kehkeh gidiyorum paldir kuldur.. 35 dakika sonra dag basi bir yerde lastik patladi. hava -4 derece zifiri karanlik. telefon soyle boyle cekiyor. arabada stepne lastik yok! aradim arac kirlama firmasinin acil destek hattini. ingilizce istiyorsan sifira bas diyor. bastim. 27 dakika muzik dinledim telefonda. kapattim. bir de almanca deneyeyim sansimi dedim. bu sefer 7 dakika bekledim ve biri acti telefonu. dedim ki ben oluyorum. dag basinda! neredesin dur olme dedi bir panik bir panik! ulan ben zaten karambole yasamisim buraya gelene kadar bana bir sey olur mu? ama tabii daha kotusu de olabilirdi. beni cok beklettiniz falan filan ana baciya girmeden saydim sovdum bir icimi doktum rahatladim biraz.

    tamam dedi senin konuma yardim gonderiyorum. 30 dakika sonra cekici geldi. yasli bir alman dayi. sana dedi taksi cagiriyorum onunla var git faturayi da sonra ibraz edersin alirsin parani. dedim ikame arac? yok dedi ben nerden buayim bu saatte sana ikame arac. azarladi beni bir iki almanca teleffuz hatami da -ki ben hala ayni seykilde soyledigimize eminim- duzelltti, siktir oldu gitti. bunlarda bir de boyle bir huy var. 2-3 kere soyluyorsun kelimeyi. anlamadim diyor. en sonunda haaa diyor ve kendince kelimenin dogrusunu soyluyor. ama ayni yani. ikimizin telaffuzu arasinda 10-15% lik bir fark vardir.

    60-65 yaslarinda taksici bir teyze geldi. coluk cocuk muhabbeti yapa yapa gittik otele. al dedi bu kartim. burda dedi yolda kalirsin edersin ara beni.

    -almancam b1 falan oldu bu arada-

    o hafta boyunca ikame arac icin kiralayan firma ve arabayi ceken firma arasinda savrulup durdum. en sonunda kendi calistigim sirkete yazdim ve bunlarin agzina sictirdim. son gun bana ikame arac getirdiler ama baska bir kiralama firmasindan. o araci bana getirenler de arabayi alip kacarsin diye korkuyoruz deyip neredeyse senet falan imzalatacaklardi. 15 sayfa falan evrak beyan ettim.

    is seyahatinden dondukten 13 gun sonra bir mektup geldi. icinde bir kaza tutanak formu. iste bunu doldurup bize gonder de senden 350 euro kesecegiz diyorlar. yahu ben kullanmadigim, lastigi patlamis araba ile nasil kaza yapabilirim?

    12 dakikalik telefon gorusmesi ve 2 mail ile bunun da ustesinden geldim.

    dondum sag salim. eczaneye gittik. ispanyol bir abla. al dedim sayin ablacigim bu kagidi bana barkodlu bir belge olustur. bu kagit nerden diye sordu. nasil nerden dedim? hangi ulke yani dedi gozlerini devirerek. ablacigim dedim...

    bu hikayelerin uzayip gittigi ulke.

    hizmet sektoru kotu.
    degisik seviyelerde irkcilik var.
    insan sevdiklerini ozluyor.
    ve evet 2022 yilinda mektupla is goruyoruz!

    ama sonunda her is halloluyor. hem de saglam bir sekilde.

    kendimi guvende hissettigim bir yer

    havasi temiz. yasam kalitesi yuksek!

    bu arada seve seve ogreniyorsun kendi isini kendin gormeyi ve tabii biraz da almancayi.

    on kere dunyaya gelsem, sanirim onunda da buraya goc etmek isterdim. -bende sans olsa birinde alman dogardim ama nerde?
  • yaklaşık 80 yıl sonra yeniden ruslarla işbirliği yaparak batı medeniyetini yine sırtından bıçaklayan ülke. yalnız dikkat etsinler, en son yaptıkları işbirliği, alman kadınlarının rus ordusunun savaş ganimetine dönüşmesiyle sonuçlanmıştı.
  • icinde yasamayi tavsiye etmedigim ülke. havasi cok kötü, sürekli kapali, insanin moralini bozuyor. kis aylarinda aksam 4 gibi hava karariyor. insanlari rahata alismis. aksam her yer kapali gibi, sokaklar bos. pazar günü ise her yer kapali. bisiklet tamircisi diye bir sey yok, herseyini sen tamir ediyorsun. sosyallik yok. saglik sistemi cok kötü. sanki tüm millet uykuda. seceneginiz varsa baska avrupa ülkesi tercih edin. bak amerika bile daha olumlu.
  • tarihî eser kaçakçılığı konusunda aşmış ülke.

    izmir'den çalınan tarihî eserlerin berlin'de sergilenmesi almanya için utanç verici bir olay.
hesabın var mı? giriş yap