• felsefede, insanı dünyanın merkezi sayma ve onu yaradılışın sonuçlu sebebi olarak görme eğilimi.
  • hümanizm ile birlikte anılan ancak ondan farklı olan yaklaşım. hümanizm insanın ve insan edimlerinin koşulsuzca değerli olduğu ve korunması düşüncesinden yola çıkar. antroposentrizm de benzer bir noktadan yola çıkar ancak insanı merkeze almayan bir insan düşüncesinin imkansız olduğu kabulü temeldir. bir başka deyişle antroposentrizim epistemolojik bir yaklaşımdır, hümanizm ise bu epistemolojiden hareketle kurulan etik ve siyasal düşüncedir. ancak her iki düşünce de aslında her koşulda hayvanları ya da doğayı dışlamak durumunda değildir. insanı, doğa ve hayvanlarla ilişkisinde tanımlayan ve sahip olduğu tüm olumlu nitelikleri diğer canlılarla girdiği dayanışmada bulan bir insan anlayışı pekala mümkündür. john sanbonmatsu buna meta-hümanizm adını takmıştır, yani insanlığı aşan insancıllık. insanı sevmek ve insandan yola çıkmak tek başına sorun değildir, sorun insanda durmaktır.
  • insanın dünyanın merkezinde görülmesi, diğer kalan her şeyin insan için varolduğu, bu nedenle de yalnızca insanın değerli bir varlık olduğu, yalnız insana ait eylemlerin etik değerleri olabileceği düşüncesidir. insanmerkezcilik.

    bunun karşısında duran düşünce ise canlımerkezcilik (çevremerkezcilik) denen; bütün canlıların merkezde olduğu, hatta merkez diye bir yer olmadığı, tüm canlıların değerli olduğu düşüncedir.

    20. yüzyılın ikinci yarısı itibari ile özellikle çevre sorunlarının merkezinde geleneksel insanmerkezli düşünce olduğu dile getirilmeye başlanmıştır. özellikle ekolojik sorunların temelinde insanların payları ve insanın doğayı araçsallaştırması sorgulanmaya başlanmıştır. doğa, insan için malzeme ve ucuz hammadde değildir ve insan ancak doğayla birlikte zorunlu olarak varlığını sürdürebilir...
  • bir sistemin parçası olan tehlikeli,sömürücü bir organizmanın her şeyin kendisi için var olduğunu düşündüğünü varsayın. sistemi kendisi için yıkıcı kılar ve zararlı kendisi çıkar. çünkü uyum sağladığın sistemi yok etmek intihardan farksızdır. neyse ki böyle bir varlık güzel dünyamızda yok. (bkz: neresi lan orası!??)
  • insanı doğadan ayrı tutan ve üstün sayan felsefi görüş.

    antroposantrik görüş genellikle batı felsefesinde ve dinlerinde dominanttır. doğadaki her şeyin insanın ihtiyaçları için varolduğunu öne sürer. insanın biliçli ve zeki bir varlık olduğunu ayrıca evrimsel açıdan en gelişmiş canlı olduğunu, bu nedenle hayvanlardan üstün olduğunu savunur. bu durumda insan doğanın ihtiyaçlarını umursamaksızın kendi çıkarlarını düşünmelidir.

    kısacası günümüz modern toplumunun sebep olduğu hava kirliliğinin, orman katliamlarının, su kirliliğinin, salgın hastalıkların ideolojik destekçisidir.

    edit: bu saatte neden buna kafa yordum hiçbir fikrim yok.
  • insan için olan.
  • biriyle beslenme biçimi ya da çevre üzerine tartışırken sekmeden karşınıza getirilen tezdir kendisi.
    ironik olarak bizim buralarda, ölüm ve hastalık durumlarında da "her şey insan için" gibi bir teselli yöntemi de var. zaten ortamlar bizim, ölüm bile çok da fifi gibi. ilginç.
  • insan kavramı modern zamana dair bir kavramsallaştırmadır. tür merkezcilik, insan merkezlilik insan türünün bir üst tür olduğu, merkez, öncelikli olduğu ve onun esas, bütün yüksek değerlerin toplamı olduğuna dair bir tür şovenizmini vaaz eder. ancak insan yeryüzünün yüzsüzlüğüdür. insan türü yeryüzünün irinidir, iltihabıdır, mikrobudur. insanlık asla ama asla sabit ve mutlak bir referans noktası taşımaz ve altın bir ölçüt değildir. insanın aciliyetle hayvanata dönmesi gereklidir.
  • yazıyı yazmama vesile olan suser'i ve entry'i şuraya ekliyor ve teşekkür ediyorum.
    (bkz: let them eat cake) #97897849

    bu kavrama iki eksenden bakmak bana anlamlı geliyor. insandan daha az karmaşık olan öyle olduğunu düşündüğümüz şeyler ve daha fazlası olanlar bir eksen, bize yakın uzaklığı diğer eksen.

    ben bir garip döngüyüm 'de hofstadter, yazdığı bir üçgende insandan karmaşıklığı az! olanları kabaca şöyle listeliyor.

    - atom
    - virüs
    - mikrop
    - akar
    - sivrisinek
    - arı
    - süs balığı
    - tavuk
    - tavşan
    - köpek
    - zihinsel kapasitesi eksik olan insanlar
    - erişkin insanlar

    karmaşıklıkta üste doğru gidersek

    ben
    ailem
    akrabalarım
    şirketim
    ilçemde yaşayanlar
    memleketim veya yaşadığım büyüdüğüm yerdeki tüm insanlar.
    il (burada insanlar dışındaki şeyler de giriyor.)
    ülke
    nato
    dünya
    güneş sistemi
    samanyolu
    evren

    ikinci eksende bu kavramları sahipliği de ele alarak da düşünebiliriz, yani benim organizmam senin organizman gibi.

    insanı incelerken benmerkezcillik üzerinden bakarsak; (bunları sıralamak zor, genelde iç içe geçiyorlar)

    diğer ırktan biri
    başka inanıştan biri
    diğer milliyetlerden birinden biri
    üsttekilerden benimle aynı olan ama uzak olan bir kişi
    başka şirketten/okuldan biri
    tanıştığım biri
    bir uzak akrabam
    ailemden biri
    ve ben.

    niye bu kadar şeyi anlattım, yapay zeka veya spontane zeka (bilinçli olmasa da bizim sebep olduğumuz sistemlerle ortaya çıkan zeka, internetin kendisi gibi) gibi kavramları ele alıp onlara karşı veya taraf pozisyon belirlerken tüm bunlara bakmak lazım.
    yani şirketlere karşı olmak yapay zekaya karşı olmaya benzeyebilir veya hayvan sever olmak, bir yazılımın hakları sahibi olmasına sıcak bakmaya sebep olabilir (saçma geliyor biliyorum). bir aı'ın vegan olup olmadığını tartışabiliriz. şirketler ve devletler arası iktidar savaşına aı'ların nasıl gireceğini düşünebiliriz. aı'ın bizimle ortak çıkar üzerinden beraber organizma kurmasına sıcak bakabiliriz.

    toparlayacağım, dolayısıyla, birinci eksen karmaşıklık açısından bizimle ilişkisi, ikinci eksen ise çıkarlar ve ilişkiler açısından bizimle ilişkisi. bu iki boyutlu diyagramda elbet göçmenlik ve aı'ın bir türü bir yerlerde duruyordur ama o grafikte daha bir çok şey olacaktır.
hesabın var mı? giriş yap