• eskişehir'de odun pazarındaki terk edilmiş eski evlerde yatıp kalkan evsiz bi adam vardı..
    uzun boylu kumral, yıkanmamaktan rasta olmuş saçlı yakışıklı bi adamdı.. bilenler bilir, hakkında bi söylenti dolaşırdı bu adamın..
    mühendismiş, sonra aklını kaybetmiş, sokaklarda yatıp kalkmaya başlamış..

    odun pazarında bu evlerden birinin rölövesini alıyoduk 3. sınıftayken, adam bizim çalıştığımız evde yatıp kalkıyodu..
    sabah biz eve gelince evden çıkar, biz gittikten sonra da eve gelir yatardı..

    bikaç gün üst üste göremedik adamı..
    bize çalışırken, çay, su, yiyecek bişeyler ikram eden komşu teyzeye sorduk..

    _teyze burdaki adama noldu? gelmiyo kaç gündür..
    _ne bilem ya gaçtı geettti dee şöyle.. (eliyle meydanı işaret ediyo..)
    _kaçtı mı?!! niye kaçtı teyze..
    _ne bilem guzum, ne bilem canım..
    ben bunu soydum hortumunan bi güzel yıkayacağıdım.. sevapdır, evsiz barksız akılsız bi başına.. leğeni goydum ortaya bunu da diktim leğene..
    daha suyu vurmamınan bir çırpındı..
    öööyle daldaşak gaptırdı getti.. daha da gelmedi işte..
    ben de anca siz gada biliyom..

    teyze koskoca adamı bahçe hortumuyla yolun ortasına koyduğu leğenin içinde sevap olur diye yıkamaya kalkmış, adam kaçınca da şaşırmıştı..
    sebebini bile anlayamamıştı hatta kaçışının..

    günler sonra, arkadaşlardan birinden yıkanırken sırtını ovmasını isteyince, iyilik kavramının ne kadar göreceli olduğunu anladık biz de..
    o arkadaşta gaçtı getti deee şöyle..
  • seneler önce bu denemelerden birine kuzenimin (yaş beş) muhabbet kuşunun suyunun bittiğini farkederek hayvanın suluğuna orada bulduğu mürekkebi boca etmesi, akabinde kuşun hakkın rahmetine kavuşması, kendisinin de bu durumu " kuşun suyu bitmişti. içecek verdim ona. şimdi yattı uyuyor. " şeklindeki açıklamasıyla şahit olmuştum. kendisi aradan 20 sene geçmesine rağmen aile de hala " kuş katili " olarak anılmaktadır.
  • "fazla düşünme" nedeniyle olanları pek boldur.

    bakkala girilir. alınacaklar alınır. para masanın üzerine koyulmaz da, bakkal amcamızın eninde sonunda koyacağı yere daha yakın bir yere bırakayım bari diye düşünülüp, yazar kasanın üzerine koyulur. para eğimden dolayı kayar. aman düşüyor, tutayım derken yazar kasanın binbir türlü tuşu bik bik ötmeye başlar. iyice telaşlanılır. kasadan bizzt bizzt bizzt sesleri arasında sonu gelmeyen fişler çıkmaya başlar...

    bu sırada bakkal amca, "hay yarrak kafalı pzevek!" diyen suratıyla uzaktan olanları izlemektedir kıpırdamadan. elemanımız telaşla 2dk boyunca, fişleri çıktığı yere sokmaya çalıştıktan sonra, pes eder. ve uzunca bir süre, bakkalla karşılıklı bakışırlar hiçbir şey demeden. arkadan bizzt bizzt bizzt fiş sesleri gelmeye devam etmektedir.
  • ciddi kar yagisi altinda arabasiyla yokus yukari cikarken gereksiz yere durmus ve yeniden kalkmaya calisan ancak pati cekmekten baska bir icraat gerceklestiremeyen kadin surucuye yardim etmek icin arabamdan inmis ve kadinin camini tiklatmistim. ben cama vurur vurmaz vatandas abuk subuk el kol hareketleri ile birseyler anlatmaya cabaladi. bende cami acip dinlemeye bile tenezzul etmeyen vatandasa o sekilde kalkamayacagini, yardima ihtiyaci oldugunu izah etmeye calistim. arac kitinden soktugu telefonla bir arama yapip kafasini cevirdi ve pati cekme sanatina devam etti. bende arabama geri donup yoluma gittim. daha 2 kilometre bile ilerlemeden bir polis arabasi tarafindan cevirildim ve hakkimda bir kadin surucuyu taciz ettigim konusunda sikayet oldugu soylendi. kimlik, ust arama vs gibi kontrollerden sonra polis nezaretinde karakola geldim. 3 saat sonunda derdimi anlatip tezkereyi alabildim.

    kar firtinasi altinda dagda mazotsuz kalasinda cekme halati baglayip cekenin olmasin kadin.
  • bir gün kiraladığım arabayla giderken lastiğim patladı. yoldan geçenlerden bazıları yardım etti saolsunlar stepneyi taktık. ve dedim ki ulan ne kadar iyi adamlar bana kalsa sikimde olmaz basar giderim. ve o an kendimden utandım. o gün kendi kendime söz verdim. her kim ki lastiği patlamış, yol kenarında duruyor. ben de duracak ve o adama yardım edecektim.

    gelelim iyiliğe. saç sakal birbirine karışmış, hava alanına arkadaş bırakılmış ve bu arkadaş bırakıldıktan sonra şehre geri dönüş başlamıştır. neyse geri dönüş esnasında kenarda park etmiş bir araba dörtlüleri yakmıştır. hemen arkasında durduğum bu arabada 3 tane kadın vardır. koşarak arabadan çıkılmış, camları tıklatılarak hayırdır ne bekliyorsunuz denilmiştir. kadınlar da aa falan diyerek korkmuşlar, o sıcakta bir hışımla hafif aralıklı camı kapatmışlardır. sonrasında çalıların arasından pantolonunu çekerek kel babacan bir adam “nooluyo lan orada” nidalarıyla gelmektedir.

    +ıı şey amca. lastik.
    -ne lastiği?
    +lastiğiniz patladı sandıydım da yardım edeyim dedim.
    -la de get. adamı katil edecüün şimdi ha.
    +kusura ba..
    -lan sitir git.
  • karşınızdaki yaşlı tonton ama huysuz bir beyefendiyse başarısızlık kaçınılmazdır.

    chapter 1: karşıdan karşıya geçmeye çalışan dede

    karşıya geçmeye çalışılan cadde normalde hiç olmadığı kadar yoğundur. zira yakınlarda trafik ışıkları da yoktur. zor bela karşıya geçilir ama bu sefer trafiğin durulmasını beklemekte olan yaşlı bir amca, bir elinde ağır olduğunu tahmin ettiğim bir poşet diğer elinde bastonu dikilmektedir. yanına yaklaşılır ve olaylar gelişir;
    +amcacım günaydın, karşıya mı geçeceksin?
    -?
    +bu trafik durmak bilmez şimdi gel ben seni geçiririm
    -istemez
    +yahu nolcak amca ya 10snde geçe...
    -gerek yok dedim!

    yemin ediyorum ben yanından ayrıldıktan sonra art arda 5 defa karşıya geçip geçip geldi. adam hırs yaptı bildiğin.

    chapter 2: marketteki dede

    alışveriş bitmiştir, kasa sırasında beklenmektedir. kapalı kasada da elinde sadece 2 meyve suyu olan bir dede inatla beklemektedir. sıra gelmek üzereyken dedeye dönülür ve olaylar gelişir;

    + gel amca benim önümden geçiver.
    -yok
    +( iç ses: lan hepte beni buluyor böyleleri) amca gelsene ya aa
    - iyi!
    meyve suylarını geçirir ama bir türlü poşete koyamaz poşete koymadığı gibi parayı da çıkaramaz. çünkü inat etmiştir, o meyve suları poşete girecek!

    +amca yard..
    sadece siktir git seni kendini bilmez küçük kevaşe bakışlarıyla susturur.

    sıra para ödemeye gelmiştir. kasiyer ısrarla dedeye 35 kuruşu olup olmadığını sorar. dede ısrarla cevap vermez. duymuyor herhalde diye düşünülür, yavaşça kasiyere ben vereyim denir ve olaylar gelişir.

    + dilenci miyim ben? para mı istedim senden? var benim param. onun işi ne bozsun, cevap vermiyorsak bir bildiğimiz var, karışma sen her şeye.

    ağzımın payını alarak ağlayarak eve kadar koştum :(
  • 8-10 yaslarinda bir kiz cocuguna kopek saldirmasi, cocugu kurtarmak icin superman misali atilip cocukla kopek arasina girmem, cocugun imdat cigliklarina apartman ve dukkan camlarindan bir ton kafanin uzanmasi, kopek coktan sivistigi icin olayi izah edememem, dili tutulan kucuk kizin "hebeebee heh" disinda bir kelime telaffuz edememesi, mahalle sakinlerinin lincinden kosarak uzaklasmam.
  • 3 4 yaşlarındayken annem bana kara sineklerin kötü ve pis olduğunu, onları öldürmem sonra elimle dokunmadan çöpe atmam gerektiğini öğretmişti. belki de iş yaparken ben de oyalanayım ayak bağı olmayım istiyordu ona. sineklikle evde ordan oraya koşar sinek avlardım büyük keyifle.
    bir gün bir eve misafirliğe gidildi. ben de evdeki tüm küçük çocukları gibi sokağa salındım tepiştim oynadım. sonradan ev sahibinin tek ve kıymetli oğlu olduğunu öğrendiğim ben yaşlardaki çocuğun kafasında kocaman bir kara sinek,. benim de elimde yere üç taş çizgisi çizmek için kullanmaya çalıştığım kocaman bir kiremit parçası vardı. sonuç malum kiremit ile öldürülen sinek ve çocuğun alnındaki kocaman yarık. annem beni paralamak için geldiğinde "ben sineği öldürdüm sadece" dediğimde gülmekten bişey de yapamadı. rezil olduğu ile kaldı canım annem...
  • başarının kimi zaman denemek olduğunu imleyen söz öbeği.
hesabın var mı? giriş yap