hesabın var mı? giriş yap

  • ne bos insanlar var. insan gercekten hayret ediyor. 80 yasina gelmis adamin ugrastigi seye bak.
    liseli muhabbeti

  • şu içinden dünya çıkan filmler kadar güzel bir şey yok. bu da onlardan. niye film izler bi insan, bilmem herkeste farklıdır belki ama, bence gitmek için izler, gidebilmek için. bulunduğu her şeyden, herkesten. başka bir şey için izler. elbet kendini bulduğu, kendinden parçalar görmeyi de ister, ama başka bi dünyada. ondan şu başka bi ihtimal de var diyen filmler kadar cazibi yok işte.

  • sabahtan beri sözlükte cirit atan hepsiburada’nın paralı trollerini sahneye davet ettiğimiz rezalet.

  • seviyeye bak...
    ilkokul 3.

    bu kafayla siz daha çok galatasaray şampiyonluğu görür, daha çok bu kompleks altında ezilirsiniz.

  • artık 14 ve 12 yaşına gelmeye yaklaşmış ergenler olan ege ve ilay hakkında anlatacak pek bir şey bulamıyorum. yani herkes kendi odasında takılıyor, ben de ikinci ergenliğimi yaşıyor gibiyim. evde kimse tv izlemediği için ortak alanları pek kullanmıyoruz. sonra ben çok çalışıyorum, ben işteyken babaannelerine gidip yemek yiyorlar. şükür uzun zamandır bozmadığımız bir pazar takılmacası var... onda da ya pizza yiyoruz, ya kova tavuk ya da burger king falan sipariş ediyoruz. işte o pazar geleneğinde bitmeyen bir geyik dönüyor. bebekliklerinden beri anadan çok oyun ablası gibi bir ilişkimiz olduğu için duyacaklarınızı yadırgamayınız, farklı hayatlar ve değer yargıları var bu dünyada...

    romica: eee, dökülün bakalım, haftanın dedikodusu?
    ege: ne olsun işte, babamla adaya falan gittik, fotoğraf makinasında sevgilisinin fotoğraflarını gördüm.
    ilay: özel hayat?!
    romica: (içinden: özel değil bu, genel bu genel) nasıl fotoğraflar?
    ege: anne ya nasıl fotoğraflar olacak, kıvırcık saçlı bir kadının fotoğrafları işte...
    romica: heee, ok
    ege: eee sende var mı haberler?
    romica: ne gibi haberler?
    ege: açılım maçılım?
    romica: ne tür bir açılım?
    ege: manita durumları?
    romica: yok... şimdilik
    ilay: aman iyi olmasın
    romica: neden yavrucuğum? turşumu mu kurmaya karar verdiniz?
    ilay: yani şimdi ne gerek var, değil mi?
    romica: niye len? ben insan değil miyim? sevmeye sevilmeye ihtiyacım yok mu benim?
    ilay: ay biz varız, bizi sev, biz de seni severiz olur biter işte temiz temiz!
    romica: tamam, hay hay! ömrünüzün sonuna kadar benimle yaşarsınız, yanınıza yaklaşanı vururum iki kaşının ortasından.
    ege: yani tabii olmaz öyle ama delikanlının seçiminde bizim de bir söz hakkımız olur. bakalım gözüm tutacak mı? kızı verecek miyim falan...
    ilay: bas annemin feminist damarına!
    romica: oldu çocuğum, herhangi bir özel sipariş?
    ege: dedeme benzesin
    romica: yaşlı mı olsun?
    ege: yok mizacı diyorum
    romica: her şeyin en iyisini bilen ve hafiften asabi?
    ege: yok ya iyi yemek yapsın, biraz da zengin olsun
    romica: mizaç böyle bir şey mi?
    ege: heee, değil. bana benzesin o zaman, yakışıklı, yaratıcı, zeki...
    romica: narsist?
    ilay: egeist!
    ege: yani hediyeler konusunda senden biraz daha yaratıcı olsun, insana ikinci yaş günü hediyesi olarak ilay mı verilir? anca harf oyunlu espriler yapıyor
    ilay: ben de seni seviyorum.
    romica: sende manita durumları ne alemde? onu da mı teog sonrasına erteledin?
    ege: ya sinir oluyorum böyle sen her şeyi bildiğinde...
    romica: ben senin ciğerini okur, aklını alırım
    ege: ne düşünüyorum şimdi?
    ilay: pizza!
    ege: doğru...
    romica: nasıl len?
    ege: bilmiyorum, ilay hep tutturuyor ne düşündüğümü...
    ilay: ne zaman aklından bir şey geçir desek pizza düşünüyor, çok yaratıcı ya...

  • öldüğünüzde ne kadar ölü olduğunuzu bilemezsiniz. bu sadece çevrenizdekiler için zordur.

    aynı şey sigara içtiğinizde de geçerlidir.

  • - lütfen içtiğiniz biraları yere dökmeyin. karıncalar onu su sanıp içiyor, sonra evine gidip karısını kızını dövüyor.

  • benim inandigim din olan zutturizm'de elma almak haramdir!!! tanri elmayi haram, armutu da helal kilmistir.

    simdi iki secenek var.

    1) manava gidiyorum. manava elma almak istedigimi soyluyorum. manav da bana kirmizi yuvarlak meyveler veriyor. bu haramdir!!

    2) zutturist manava gidiyorum. manava elma almak istedigimi soyluyorum. manav bana elmanin haram oldugunu ama armut satabilecegini soyluyor. tamam diyorum. manav bana kirmizi yuvarlak meyveler veriyor ve bunlarin adinin armut oldugunu soyluyor.

    benim icin degisen bir sey var mi? yok. her iki halde de kirmizi yuvarlak meyveler yiyorum. manav icin degisen bir sey var mi? her iki halde de kirmizi yuvarlak meyveler satarak ayni parayi kazaniyor.

    ama iste bu yedigim armuttur. helaldir!!

    tekrar soyluyorum, tanri armutu helal, elmayi haram kilmistir.

    salam ve duga ile.

  • kendisi favorimdir.

    ne superman gibi kripton'dan gelip uçup kaçıp uçak taşıyor.

    ne spiderman gibi böcek ısırmış da ya ben duvarlara tırmanayım suçlu avlayayım diyor.

    ne captan amerika gibi ultralaştırılmış ve işi asker olan biri.

    ne flash gibi aşırı hızlı gitmekten fazlası olmayan biri

    ne de thor gibi bir tanrı.

    bu adam küçükken ailesi gözlerinin önünde öldürülen bir milyarder. ar-ge'de çok ileri gitmiş kendi döneminin teknolojisinin önünde bir şirketin sahibi. çok zengin. ama bu adam paranın tadını alıp bırakmıyor, eğlenceye düşerek acısını dindirmeye çalışmıyor. ailesinin ölümüne sebep olan suçla dolu sokakları temizlemeye çalışıyor.

    bir de ötekilere bakın. thor, spiderman, superman, flash kırmızı giyiyor. captan amerika mavi. arrow yeşil. * ama bu adam siyah giyiyor, çok temiz olmadığının da halkın önünde şov yapacak bir şovmen olmadığının da farkında. onun için geceleri, siyah giyerek yapıyor işini.

    bilmiyorum ama hikayesinden etkilendim ben onun, daha küçükken. ve saygım azalmadı hiç. gitgide arttı hatta.
    ister çocuk diyin bana ister başka bir şey.

    ama gerçekten bir kahraman varsa o da batman'dır benim için.

  • podcastleri spotify'da nasıl yayınlayacağını merak edenler, ben şuradan öğrendim. siz de öğrenebilirsiniz.

    bu entryde podcastin tanımı, mikrofon seçimi, program seçimi gibi konular ele alınmaktadır. normalde blog sitemde yayınladım fakat burada da olması gerektiğini düşündüm. yayın yapacak arkadaşlara faydalı olması dileğiyle.

    2020 yılının nisan ayından itibaren podcast yapmaya başladım ve ilk podcastimin konusu da ''podcast nedir?'' oldu. dünyada çok yeni olmasa da türkiye'de podcast yayıncılığının yeni yeni gelişmeye başladığını söyleyebilirim. benim amacım bakir sayılabilecek olan bu mecrada önlerden yerimi almak değil de dünyaya bir şekilde düşüncelerimi duyurmak olmuştu. hoş, bütün dünya dinlemiyor ama yine de hatrı sayılır bir dinleyici kitlesi oluşmaya başladı ve bu kitlenin kalitesinden de çok memnunum. o yüzden yakın bir arkadaşımın da söylediği gibi bir milyon tane anlamayan dinleyeceğine bin tane anlayan insan dinlesin benim için çok daha iyi.

    zaten türkiye'de entelektüel diyebileceğimiz kişi sayısı çok az. sorgulayabilen, anlatılan her şeye hemen inanmayan, fikir zincirleri kurabilen, okuyan, anlamaya çalışan ve en önemlisi dinleyebilen insan sayısı çok çok az. zaten ülkemiz insanlarının en büyük iletişim problemlerinden birisi de dinlemek iken ''dinlenebilir içerik'' üretmek de girişimci kafasıyla düşündüğümüzde büyük risk fakat benim youtube ve podcast yayınlarımda maddi kaygılarım olmadığı için bunu dert etmiyorum. şimdilik umudum var diyelim...

    gelelim podcast konusuna. ben okumak değil de direkt dinlemek istiyorum diyenler için podcast nedir sorusunun cevabı olan şu videoyu da ekleyelim. bunun ses kaydı boya bm-1 yaka mikrofonu ile alınmıştı. daha sonra mikrofonu değiştirdim idare edin.

    okumaya devam edenler için ''pod'' sözcüğü küçük kapsül anlamına geliyor ve direkt bildiğimiz ipod kelimesinden türetiliyor. cast ise ''broadcast (yayın)'' sözcüğünden geliyor. zaten podcastler ilk defa ipod için geliştiriliyor ama şu anda çoğu mecrada dinlenebiliyor ve artık ipod bile kalmadı diyebiliriz.

    konuya wikipedia'daki podcasting tanımıyla devam edecek olursak orada da şöyle yazıyor.

    ''podcasting, çoğunlukla dizi halindeki dijital medya ürünlerinin (radyo programları, videolar vs.) internet üzerinden -genellikle feed (bildirim) yoluyla- bilgisayar ve taşınabilir cihazlara (cep telefonu, tablet vs.) indirilebilecek şekilde yayınlanması. bu şekilde indirilmiş dosyalara ise podcast denir.''

    feed yoluyla derken rss diye bildiğimiz kavram karşımıza çıkıyor. bu yüzden rss'yi de tanımlamamız lazım diye düşünüyorum. rss dediğimiz şey kısaca web sayfası bildirimcisidir. yani podcastler üzerinden anlatacak olursak siz spreaker.com sitesine podcast yüklersiniz ve oradaki rss linkini de spotify'a bağlarsanız, spreaker'a her podcast yüklediğinizde spotify'a bildirim gidecek ve podcastiniz orada yayınlanacaktır. böylece son kullanıcı yeni eklenen içeriği rss sayesinde takip edebilecektir. rss konusuyla ilgili daha fazla bilgi almak isteyen okuyucular farklı kaynakları araştırabilirler.

    gelelim podcastin nasıl yapılacağına. öncelikle ben şu anda blue yeti blackout usb mikrofon ile kayıtlarımı alıyorum. kayıt arayüzü olarak audacity adlı programı kullanıyorum ve gerekli düzenlemeleri orada yapıyorum. rss için kullandığım site spreaker ve podcastleri youtube, spotify, deezer, google podcasts, apple podcasts gibi platformlarda paylaşıyorum.

    fakat en başta böyle başlamadım. yukarıda paylaştığım ''podcast nedir?'' adlı videodaki kayıt boya bm-1 yaka mikrofonuyla alınmış bir kayıttı mesela. ama onu da satın almanıza gerek yok en başta.

    eğer podcast kaydetmeyi düşünüyorsanız ve bu olayı uzun yıllar boyunca sürdürmeye de karar verdiyseniz öncelikle podcast konularınızı belirleyin veya konuları nasıl belirleyeceğinizi belirleyin. bir uzmanlık alanınız var ve o konuda insanlarla bir şeyler paylaşmak istiyorum diyebilirsiniz, gündemle ilgili düşüncelerimi söylemek istiyorum diyebilirsiniz veya ortaya konuşmak istiyorum aklıma geldiği gibi de düşünebilirsiniz. ama bu aşamayı kesinlikle atlamayın.

    ikinci aşamada mikrofon seçimi var ve bunun için birkaç tane seçenek var. benim ilk önerim telefonunuzun mikrofonunu kullanmanız. sessiz bir ortam bulup indirdiğiniz bir ses kaydedici uygulamayla ilk kayıtlarınızı yapabilirsiniz. bu kayıtları da dinleyip yayınlama kararı alabilirsiniz. fakat biraz daha profesyonel bir iş yapmak istiyorum diyorsanız okumaya devam edin.

    mikrofonla ilgili bir sonraki önerim de bir yaka mikrofonu almanız olabilir. şu anda 100 tl ve üzeri fiyatlara değişik kalitelerde yaka mikrofonları var ve o mikrofonların testlerini de youtube üzerinden izleyebilirsiniz. fakat bu testlerin sessiz ortamlarda yapılmış olduğundan emin olmaya çalışın. fakat biraz daha profesyonel bir iş yapmak istiyorum diyorsanız okumaya yine devam edin.

    gelelim biraz daha iyi mikrofon önerilerine. hem mikrofon hem de ses karı olarak kullanılabilen cihazlar var. zoom firmasına ait ses kayıt cihazları bunlar ve zoom h4n ve zoom h6n adlı iki tane önerim olabilir bu konuda. fiyatları dolara bağlı olduğu için durumunuza göre biraz can yakabilir ama özellikle zoom h6n ses kaydıyla ilgili tüm sıkıntılarınızı çözecektir. bununla ilgili de testler yine youtube'da mevcut. aramaya inanın. neyse bir tane inceleme videosu paylaşayım.

    bazı podcasterlar da zoom h4n ile birlikte bir shotgun mikrofon alıp kayıtlarını o şekilde yapıyorlar. hem sesli kitap kaydetmek için hem de podcast kaydetmek için en iyi seçeneklerden biri de bu fakat yine fiyatları sizi biraz üzebilir. eğer dışarıda kayıt alacağım, kısa filmler veya röportaj videoları da yapacağım diyorsanız bence şu an en iyi seçenek bu. o konuda shotgun mikrofon önerim de zoom h4n veya zoom h6n ile birlikte rode ntg-1 adlı mikrofon.

    eğer ben sabit bir yerde oturup bilgisayarla, tabletle veya telefonla kayıt alacağım diyorsanız içinde ses kartı olan usb'li bir condanser mikrofon alabilirsiniz. bu konuda da birkaç tane tavsiyem olacak elbette ama bu mikrofonları alırken sesinizin tonunu bilerek satın alın derim. çünkü bazı mikrofonlar tiz seslerde başarılı iken bazıları da pes seslerde başarılı. bazıları da neredeyse hepsinde başarılı. usb mikrofon önermemin sebebi ise ses kartıyla uğraşmayacak olmanız ve taşınabilirlik. evet bir zoom h6n ses kayıt cihazına göre daha az taşınabilir olacak, yanınızda bilgisayarınızı da taşımanız gerekecek ama yine de fazladan bir aletle uğraşmamak adına iyi diyebiliriz buna.

    usb mikrofon önerilerime gelince, aşağıdaki linklere tıklayarak test videolarını da görebilirsiniz:

    audio technica at2020 usbi

    rode nt-usb

    rode nt-usb mini

    rode podcaster - usb mikrofon

    mxl usb 008 (barış özcan'ın kullandığı mikrofon)

    blue yeti usb blackout edition (emre yücelen'in kullandığı mikrofon)

    blue yeti nano usb

    bunların dışında alınabilecek başka usb mikrofonlar da var ama sanırım bu kadarı yeterli olacaktır. dileyenler başka markalara da bakabilir.

    yine condanser mikrofonlar (48 volt phantom power ihtiyacı duyan) ile kayıt almak isteyenler olursa ses kartıyla birlikte almaları gerekir. bununla ilgili öneriler de vermek isterdim fakat o biraz daha home stüdyolar için gerekli olur diye düşünüyor ve podcast kayıtlarının konusu olarak görmüyorum.

    başta söylediğim gibi ben de emre yücelen gibi blue yeti blackout usb mikrofon ile kayıt alıyorum ve merak eden arkadaşlar satranç serüvenimi anlattığım şu podcaste bakabilirler. aynı zamanda kaydedilen sesleri dinlemek için mikrofonun üzerinde bir kulaklık girişi de var ki bu da çok önemli bir özellik.

    eğer sesi ne ile kaydedeceğimize karar verdiysek kayıt aşamasına geçebiliriz.

    ben sesleri audacity adlı ücretsiz ve açık kaynak kodlu programda kaydediyorum. bu programın hem ücretsiz olması hem de türkçe olması en sevdiğim iki özelliği. usb mikrofonu bilgisayara bağladığımda basit bir şekilde mikrofonu tanıyor ve mikrofon üzerindeki gerekli ayarları yaptıktan sonra tüm kaydı rahatça alabiliyorum.

    audacity dışındaki alternatiflere bakacak olursak mixcraft, adobe audition, cubase gibi yazılımlarda da ses kaydı ve gerekli diğer düzenlemeleri yapabiliriz. ben os podcast adlı seride kendi sesimin altına lo-fi tarzı müzikler de eklediğim için audacity yetersiz kalıyor ve mixcraft programını kullanıyorum. os podcast serisinde henüz bir tane video var ama şuradan bakabilirsiniz.

    eğer mikrofon ve ses kaydı meselesi de tamamlandıysa bir sonraki aşama olan podcastimizi yayınlama aşamasına geçebiliriz. ben öncelikle bu podcastleri bir video haline getiriyorum ve bunun için de ücretli bir yazılım olan movavi video editor plus adlı programı kullanıyorum. video haline getirdiğim podcastleri de ilk olarak youtube'da yayınlıyorum. fakat iş mp3 dosyalarını spotify, deezer, apple podcasts gibi mecralarda yayınlamak olunca işler biraz değişiyor.

    açıkçası ben genç bir kardeşimizin videosu ile öğrendim spotify'da podcast yayınlama işini. o yüzden burada uzun uzun anlatmayacağım. şu videoyu takip ederseniz siz de yapabilirsiniz.

    sonrasında spreaker hesabınızda dashboard sekmesine tıklayıp podcastinizi açtığınızda sol tarafta ''distribution'' adlı bir bölüm göreceksiniz. oradan diğer podcast mecralarında yayınlamak için gerekli olan her şeyi göreceksiniz.

    bu arada podcastiniz için bir görsel belirlemeyi de unutmayın. ben bunun için [canva.com canva.com] sitesinden faydalandım. dileyenler photoshop'tan yararlanabilir veya [bionluk.com bionluk.com] sitesinden bir profesyonelle çalışabilirler.

    şöyle bir bakalım unuttuğumuz bir konu var mı?

    podcastin tanımı +
    mikrofon seçimi +
    program seçimi +
    podcasti yayınlamak +
    kendi reklamını yapmak +

    her şey tamam gibi gözüküyor.