ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
mango'nun domuz derisinden süet ceket satması
-
islam'da domuzun değil, domuz etinin yenmesinin haram olduğunu bilmeyen cahillerin tepki gösterdiği şey. açıp kitabı okumamışsın ama utanmadan ekşi sözlük'te başlık açıyorsun, allah'ın sığırı.
ulan gerizekalı, inen ilk ayette bile "oku" derken sen okumadan, anlamadan yorum yapma yetkisini kendinde nasıl görüyorsun? öyle bilmediğin dildeki şarkıya eşlik eder gibi dua okumakla müslüman olunmuyor, açacaksın bildiğin dilde okuyacaksın, anlayacaksın, öyle konuşacaksın. sonra saçma sapan laflar edip böyle rezil olursun.
vahdeddin'e hain diyen vatan hainleri
-
sakarya savasinin ortasinda kendinden 40 yas kucuk kadinla 5. evliligi yapmak vatan hainligimi?
ıstanbul un anahtarini ıngiliz yetkiliye teslim edince vatan hainligimi oluyor?
kurtulus savasinin ortasinda ıngiliz gemisiyle kacinca vatan hainimi olunuyormus?
ıngiliz gemisiyle kacarken yanina bilmem kac bin altin para almasi onu vatan haini yaparmi?
mustafa kemal in oldurulmesi icin emir vermesi onu vatan haini yaparmi?
https://twitter.com/…?t=fmapt3nyjkebdwzgzmqsra&s=19
https://twitter.com/…?t=uqtzcg55zlryglv4tca3pq&s=19
türklerin düşük hızlı interneti tercih etmesi
-
türk telekom teknoloji genel müdür yardımcısı yusuf kıraç beyefendi hazretlerine ait bir söylem. dünyada hız sıralamasında 102'nci sırada yer alan ülkede hizmet veren bir ıss'nın genel müdürü böyle bir açıklama yapıyor.
yusuf bey'e göre internet yavaş değilmiş, kullanıcılar yavaş interneti tercih ediyormuş. hepimiz saykoyuz, eziyet çekmeyi seviyoruz, o yüzden hızlısı varken yavaşını tercih ediyoruz. aslında bu yaptığı tam bir laf ebeliği. gerçek ortada kabak gibi dururken adam çok güzel olayı kullanıcı tercihi olarak bize yıkmış.
o zaman bundan sonra şöyle diyelim; türkiye'de internet çok pahalı. ona da bir laf bulursunuz siz.
haberin linki burada
akademide kadın oranında türkiye'nin 1. olması
-
açılın ben tezimde bu konuyu çalışıyorum.
konu ile ilgili literatürde en çok kabul gören açıklamalar şöyle:
batıda akademiye bakış açısı ile türkiye'de akademiye bakış açısı çok farklı. batıda biraz daha "knowledge is power" anlayışı var ve iktidar pozisyonlarını tabii ki erkeklerin kadınlara bırakma ihtimali daha düşük.
türkiye'de durum farklı. bilgi ve iktidar çok ilişkili değil ve asıl güç kaynağı para. para getiren işler ise akademide değil sahada. bu nedenle de erkekler daha çok para getiren sahadaki işlere yönelerek akademiyi kadınlara bırakabiliyorlar.
bir de kadın için uygun meslek olması açısından öğretmenliğin devamı niteliğinde görülmesi açıklaması da var literatürde.
ayrıca oranlar kafanızı karıştırmasın. eşitlik öğretim görevlisi, okutman (şimdi onlar da öğretim görevlisi oldular), araştırma görevlisi gibi basamağın en altlarında var. ancak yardımcı doçentlikten profesörlük kadrosuna yükseldikçe kadın akademisyen sayısı erkek akademisyen sayısının neredeyse yarısına düşüyor. hatta şimdi baktım yarısının da altında. https://istatistik.yok.gov.tr/ adresinde özet öğretim elemanı sayılarından kontrol edebilirsiniz.
bu iki şekilde yorumlanıyor. birincisi şu andaki kadın araştırma görevlilerinin yükselmesi ile gelecekte bizi gerçek bir eşitlik bekliyor olabilir, ikincisi de unvanda yükseldikçe onların da sayılarının azalma riski var. yani bu durumda mevcut durum aynen devam eder.
bir de bu sayısal eşitliği asla yönetim kadrolarında göremiyoruz. en son ocak ayı gibi rakamsal bir kontrol yaptığımda türkiye'de sadece 3 tane kadın rektör vardı yanlış hatırlamıyorsam. (2015'te 13 tane idi diye hatırlıyorum). gittikçe durum kötüleşiyor yani.
o nedenle yüzdesel eşitlik türkiye'de akademi için yanıltıcı bir eşitlik diyorum ve gidiyorum.
edit: imla
ben bu twitter'a falan hepsine karşıyım
-
cumhurbaşkanı erdoğan, atatürk havalimanı'na yaptığı ziyaretten sonra açıklamalarda bulundu. saldırının yaşandığı alana giden erdoğan, burada yetkililerden bilgi aldı.
havalimanındaki bir taksicinin sosyal medyada, saldırının ardından şoförlerin yaralılardan ve yolculardan çok fazla para aldığına dair iddiaların hatırlatması üzerine, erdoğan, şu açıklamayı yaptı:
"biliyorsunuz ben bu sosyal medyaya karşıyım. bundan dolayı da bana çok saldırı da oldu. ben bu twitter'a falan hepsine karşıyım ve bunları paylaşmıyorum. kendim de kullanmıyorum. benim adıma kullananlar var, o ayrı mesele. o ahlaksızlığı yapanların ahlaksızlığı kendi üzerinedir. bunları hiç takmayın" ifadesini kullandı.
http://www.cumhuriyet.com.tr/…hepsine_karsiyim.html
sosyal medyaya karşısınız tabi çünkü bütün pislikleriniz sosyal medya sayesinde ortaya çıktı, çıkıyor, çıkacak ve yayılacak. havuz medyası sizin sırtınızı sıvazlayıp, pisliklerinizi sürekli örtbas ettiği için, twitter ve facebook sayesinden haberimiz oluyor her şeyden.
karşısınız çünkü olumsuz eleştiri duymak, okumak istemiyorsunuz.
karşısınız çünkü insanların sosyal medya sayesinde nasıl haberleşip birlik olduğunu, size karşı omuz omuza mücadele verdiğini gördünüz.
karşısınız çünkü yeni bir şeyler okumaya, öğrenmeye, paylaşmaya, yardımlaşmaya tahammül edemiyorsunuz. istiyorsunuz ki herkes bir başına olsun, cahil olsun, kandırmak kolay olsun.
sinan oğan'ın isteklerine boyun eğmeyeceğim
-
sinan oğan'ın istekleri:
- anayasanın ilk 4 maddesine dokunulmayacak
- anayasa madde 66'ya dokunulmayacak
- mülteciler ülkeden gönderilecek
- terör örgütleri ile mücadele edilecek, terörle iltisaklı partilere mesafe konulacak
- “faiz sebep enflasyon sonuç” gibi mantık dışı argümanlarla ekonomi yönetilmeyecek. bir an önce bilimsel metotlara dönülerek ekonomi düzeltilecek.
milliyetçi ve vatansever seçmene soruyorum: siz de bu isteklere boyun eğmeyecek misiniz?
ttnet'in futbolcu anneli milli takım reklamı
-
türk futbol seyircisinde travmatik bir etki yapmasını beklediğim reklam... işte yıllar yılı küfrettiğiniz o anneler... annelerimiz...
utanın ibneler...
eğitim seviyesi arttıkça kişide azalan şey
-
saç lan saç.
edit: gelen yoğun mesaj üzerine; benim değil bir arkadaşımın. : )
ankara'da yapılacak yol için hatay'da eylem yapmak
anne olunca yapılacaklar
-
tartışmanın en güzel anında gözlerimi hafifçe kaçırarak "üz anneni üz" repliğiyle ortamda vicdan bombası patlatmayı hedefliyorum. sırf bunun için bile onlarca kilo alıp doğurabilirim.
1986 yılı efsane gırgır kapağı
-
sağcıların 30 yıl geçmesine rağmen aynı yalanları söylediğini gösteren kapak.
değişen hiç bir şey olmaz mı bu ülkede?
http://hizliresim.com/3pbp25