hesabın var mı? giriş yap

  • en basit anlatımı ile bir parcacık ya da parçacık grubunun normalde aşamayacağı bir enerji engelini geçmesi durumu.

    en klasik örneği ile radyoaktif bir çekirdek içerisinde yerleşmiş bulunan bir alfa parçacığının şiddetli çekirdek kuvvetlerini yenip çekirdeğin dışına çıkamazken kuantum fiziğine özgü bir gariplikle üstüste binme hali içerisine girerek hem çekirdeğin içerisinde hem de dışarısında olması, sonra bu üstüste binmenin birden çökmesi ve alfa parçacığının kendisini çekirdeğin dışarısında bulması hali.

    parçacığın çekirdeğe göre konumunu ve enerjisini incelerseniz önce artan, bir tepe yapan sonra da azalan bir grafik görürsünüz. teoride bu parçacığın önündeki enerji engeli yüzünden çekirdeğin dışına çıkamaması gerekirken parçacık tepenin altından bir "tünel" ile karşı tarafa geçer ve atom bozunur. tünelleme denmesinin sebebi budur.

  • sebebi sinüsün daha bizden olması değildir. bilakis sinüs karşı mahallenin güzel kızıdır. daha uzaktır, ulaşılmazdır. kosinüs işe komşu kızıdır. yakındır, tanıdıktır. sen küçükken kosinüs büyük görünür, dünyada ondan güzeli yoktur. ama sen büyüdükçe kosinüs gözden düşer, sinüs de gözünde büyümeye başlar. ama hiçbir zaman sinüs seninle bir olamaz çünkü bu aşk üçgeninin kurallarını ihlal eder.

    (bkz: iç açının günlüğü)

  • maalesef bugün yaşadığım olay. günlerce tek başıma evde durduktan sonra karantina öncesi kapsamlı bir market alışverişi yapayım dedim. 4 tane aşırı tatlı kıza aşık olup eve döndüm. yazık gerçekten.

  • bu adamın ismini duyunca aklıma iki anı gelir. nedense anlatasım geldi.

    birincisi sanırım young boys maçıydı. izmir'de bir kahvehanede izliyordum. 0-1 gerideyken bu adam fırlayıp ceza sahasının içine girdi. sanıyorum fenerbahçe'nin ilk ciddi pozisyonuydu, kahvedeki herkes 'düş yere', 'atla ulan' diye bağırmaya başladı. stoch sanki bizimkileri duymuş gibi bıraktı kendini yere. ardından ikinci sarı kartını alıp oyun dışına atıldı. kahvede atla diye bağıran adamlar bu sefer ana avrat sövmeye başladı. çok ilginç bir manzaraydı.

    ikincisi gençlerbirliği maçını antalyada bir otelde izliyordum. stoch ceza sahasının dışından birkaç şut denedi ama isabetli olamadı. önceki maçta türkiye milli takımına güzel bir gol atmıştı. izleyenler 'ulan anca türkiye'ye atarsın, bize gelince böyle vurursun' minvalinde bir şeyler söylemeye başladı. birkaç dakika sonra stoch fifa puskas ödülünü alan, yılın en güzel golünü attı.