hesabın var mı? giriş yap

  • ya arkadaş... lan... aslında... o zaman hemen konuya giriyorum: kızların bazı erkeklere duydukları güveni ve onlara besledikleri "dostane sevgi"yi belirtmek için kullandıkları bir ifade.

    lisedeyken kızlar "basketbol takımında oynanan okulun yakışıklısı" klişesinin gölgesinde yaşayan selvi boylum al yazmalım filminde ahmet mekin 'in oynadığı cemşit karakteri tadındaki çocuklar için kullanırlardı bunu genelde... "ay esmer volki çok yakışıklı, sarı çağatay tam fıstık" bilmem ne derken bir yandan da bu cemşit prototipine "ay seni de çok seviyoruz, şu okulda bir güvendiğimiz sen varsın" derler; bir de böyle ballandıra ballandıra "x (bu örnek olayda cemşit prototipi) çok güvenilirdir bak... soyun yanına yat dönüp bakmaz, bir de üstüne battaniye/çarşaf/yorgan (mevsimlik değişken) örter" diye bu cemşit'i överlerdi... daha sonraki yıllarda da buna tanık oldum ben. kızlar bir adamın güvenilirliğini belirtmek için bu ifadeye benzer başka ifadelerle kendilerine en uç durumlarda bile "yan gözle" bakmayacaklarından emin oldukları erkekleri övüyorlar... var bunu yapanlar. cemşit ve cemşit gibileri överken bu kadar fazla ırz-namus vurgusu yapmanın cemşit'te açtığı yaralara değinen var mı peki?

    peki ama "soyun yanına yat dönüp bakmaz" ve benzeri ifadelerle övülen cemşit'in içinde kopan fırtına? cemşit'in o anda hissetikleri? "ehe sağol ya pelin... sen de benim kardeşimsin" derken, kabuğu açılan hicran yaraları... kızlar böyle o en tikky tavırlarıyla "ya x canım ya...soyun yanına yat dönüp bakmaz" derken cemşit'in halay çeken hormonları?

    bir gün cemşit beklentileri boşa çıkarırsa biraz da suçu kendinizde arayın kızlar... nihayetinde oyuncak panda değil bu... cemşit.

  • asıl adı hakandır. bu tabii bayağı ilerki bölümlerde ortaya çıkıyordu. meğerse sen tut gülsüm hanım ve pis çevresine kendini kürşat diye tanıt, aboww neler neler. sonra isminin hakan olduğunu öğrenince bayağı dalga geçildi garibimle, karısı bi yandan gülsüm hanım bi yandan. bilirsiniz o gülsüm'ün gülüşünü, karşımda sadece o kötü kadın gülüşünü yapsa otomatikman savaşı bırakırdım. bu da az direnmedi gülsüme. ey gidi.

  • beni şaşırtmamış, ve şaşırtmadığı için gelecek adına korkutmuştur.

    kimse kusura bakmasın hayatta bi halt olamamış daha sakalı bıyığı terlememiş, eline silahı verilmiş, her yaptığı yanlışta sırtını sıvazlanan gençlerin olduğu bi kurum artık emniyet.

    geçen piknikte bi tanesi de ailesiyle gelmiş. belli genç, kara kuru, aptal bişey. silahı takmış beline. t-shirt ten görünsün diye takla atıyo. karşı masada kızların olduğu bi grup var. bi ara seslenecektim kızlara, gördük diye bağırsınlar da bu salak kendini vurmasın yanlışlıkla diye. ya dedim biz başımıza bişey gelince polis diye aslında bunu mu çağırıyoruz? bi karete figürleri falan yapıyo. bak mahalle arası kurslarda bile sarı kuşak vermezler o kadar berbat. o kadar saçma, anlamsız, gereksiz. baştan ayağa cehalet bi genç.

    sivilde değil eline silah, ağaç dalı vermeyeceğimiz bi çok genç işsize emanet edildik. mini mini seçim yatırımlarımız canımızı ve malımızı koruyor, bu da beni korkutuyor.

    son bir şey daha berkin elvan hala uyuyor.

  • türkiye'de internet bağlantılarının batı avrupa ve amerika'ya kıyasla kısıtlı ve yavaş olmasının üç ana nedeni vardır.

    ilk neden

    ana içerik sağlayıcılar (google, youtube, facebook, amazon, twitter, msn, vs.) doğrudan level3, akamai, verizon, telia-sonera, cogent, ntt, telecom italia gibi taşıyıcı ağlara bağlıdır. hatta google kendi global fiber ağını bile kurmuştur.

    amerika ve batı avrupa'daki ispler de doğrudan bu taşıyıcı ağlara bağlıdır. ancak olayı daha da şukela yapan, ana taşıyıcılar birbirlerine bağlı olduğu gibi, avrupa ve amerika'daki ispler de bu ana taşıyıcıların birden fazlasına aynı anda bağlıdırlar.

    şöyle iki örnek vereyim.

    youtube sunucularına ulaşmak için türkiye ve çekoslovakya'dan kaç bağlantı noktası (router) aşmak gerekiyor bakalım.

    türkiye

    tracing route to prg03s05-in-f206.1e100.net [172.217.23.206]
    over a maximum of 30 hops:

    1 <1 ms <1 ms <1 ms mygateway1.ar7 [192.168.1.1]
    2 7 ms 7 ms 7 ms 213.243.9.14
    3 9 ms 8 ms 8 ms host-195-214-177-77.reverse.superonline.net [195.214.177.77]
    4 10 ms 10 ms 10 ms 10.36.8.198
    5 10 ms 10 ms 10 ms 10.38.216.101
    6 11 ms 11 ms 10 ms 10.40.131.1
    7 11 ms 11 ms 11 ms 10.36.8.125
    8 11 ms 12 ms 15 ms 10.38.218.241
    9 15 ms 14 ms 15 ms 10.40.134.129
    10 15 ms 14 ms 14 ms 10.40.134.50
    11 16 ms 17 ms 16 ms 10.36.6.85
    12 * 77 ms 76 ms 72.14.205.166
    13 25 ms 25 ms 25 ms 108.170.250.178
    14 35 ms 35 ms 35 ms 209.85.240.160
    15 59 ms 51 ms 50 ms 66.249.94.139
    16 52 ms 52 ms 52 ms 209.85.142.118
    17 49 ms 48 ms 49 ms 108.170.245.33
    18 50 ms 50 ms 50 ms 108.170.238.159
    19 52 ms 52 ms 52 ms prg03s05 [172.217.23.206]

    aynı bağlantıyı çekoslovakya'dan deneyelim.

    traceroute to 172.217.23.206 (172.217.23.206), 30 hops max, 60 byte packets
    1 praha-4d-c1-vl55.masterinter.net (77.93.199.253) 0.569 ms 0.673 ms 0.853 ms
    2 vl1387.cr3.r1-8.dc1.4d.prg.masterinter.net (83.167.254.150) 0.787 ms 0.794 ms 0.795 ms
    3 nixcz.net.google.com (91.210.16.211) 0.393 ms 0.392 ms 0.397 ms
    4 108.170.245.33 (108.170.245.33) 0.353 ms 0.373 ms 0.368 ms
    5 108.170.238.159 (108.170.238.159) 4.766 ms 4.824 ms 4.823 ms
    6 prg03s05-in-f206.1e100.net (172.217.23.206) 4.662 ms 4.708 ms 0.239 ms

    dikkat ederseniz çekoslovakya'da google'ın doğrudan ağ bağlantısı var. henüz 3ncü router'da google'ın çekoslovakya'daki network'üne ulaşıyorsunuz veee 4ncü hopta mountain view california'dasınız.

    yukarıdaki tablo iki şey ifade ediyor. çekoslovakya'daki eleman sokağa çıktığında yılan gibi hatunları görerek göz banyosu yapmış olmakla kalmıyor, şanslı pezevenk bilgisayar başında da tüm içeriklere bize kıyasla daha hızlı (geniş bantgenişliği + daha az router=daha çok hız + daha az gecikme) bağlanıyor.

    aynı zamanda çekoslovakya'daki ispler de bizdekilere kıyasla daha şanslı. çekoslovakya'da nereyi kazsan fiber fışkırıyor. adamların komşuları almanya, polonya, avusturya iken bizimkiler ırak, iran, suriye, ermenistan, gürcistan, bulgaristan ve yunanistan...

    yukarıda da göreceğiniz gibi google bizzat çekoslovakya'ya fiber ucu getirmiş. şimdi bu açıdan bakınca bizdeki durum içler acısı.. (birazdan ona da gelicem)

    ikinci neden

    bir adet bulgaristan üzerinden istanbula gelen karasal level3 bağlantı,

    bir adet romanya üzerinden gelen karasal bağlantı (operatörü çözemedim.. ttnin kendi ağı olabilir),

    bir adet (yedekli) mednautilus sualtı bağlantı (çıkış noktası italya),

    bir adet seamewe-3 sualtı bağlantı (çıkış noktası almanya)

    ukrayna, mısır, kktc, suriye gibi ülkelerle de bağlantılarımız var fakat bize bir hayrı olmadığını düşünüyorum)

    olayı görsel olarak gözünüzde daha rahat canlandırmanız için http://www.submarinecablemap.com/ ve http://www.level3.com/…ices-level-3-network-map.pdf (şimdilik bulabildiklerim bunlar) adreslerine göz gezdirin. ardından http://www.turktelekomint.com/network-map/ adresine bakın hiçbir bilginiz olmasa bile olayı çözeceksiniz.

    üçüncü neden

    avrupa ve amerikalı isplerin iştahını kabartacak kadar yoğun internet kullanımımız var. fakat türk telekom tekelinden ötürü yabancı ispler ülkemize yatırım yapamıyorlar (yatırımla kasıt yurtdışı bağlantı kapasite ve bağlantı noktası sayısını arttırmak).

    biz de bu nedenle türk telekomun bizim için yeterli gördüğü üç ana bağlantı (level 3, seamewe-3 ve mednautilus bağlantıları) ile yetiniyoruz.

    şimdi atıyorum deutsche telekom türkiye'ye elini kolunu sallayarak girebilse adamlar fiberin kralını akdenizden döşeyecek. ardından rekabet başlayacak. kim kaliteli hizmeti ucuza satarsa biz de ondan hizmet alacağız. bizim superonline, turknet,dsmart gibi ispler de türk telekomun bahşettiği yurtdışı bağlantısını kullanmak zorunda. zaten asıl sıkıntılardan biri de bu.

    coğrafi olarak über şanssız bir konumdayız. internet bağlantılarını ipek yolu gibi kafanızda canlandırıp asya ile avrupayı bağlıyoruz diye düşünmeyin. adam ortadoğuya giden internet bağlantılarını akdenizin dibinden geçirmiş.

    nüfus olarak baktığımızda 5-6 avrupa ülkesine bedel olduğumuz için avrupalı isplerin mutlaka ilgisini çekiyoruzdur. ancak türk telekomun ana servis sağlayıcılık noktasında tekel olmasından ötürü bu cazip pazara başka ana servis sağlayıcı gelip de yatırım yapamıyor.

    şimdiiiiii isyan edecekseniz başta türk telekom tekeline, ardından coğrafi konumumuza çemkirmek gerekiyor.

    bizdeki isplerin tek fonksiyonu (kimi mahalle arasına fiber döşeyebiliyor ama isp olmak bu demek değil) türk telekomun toptan fiyatla bunlara sattığı interneti üzerine etiket yapıştırıp bize satmak.

    telekom tekeli sona ermedikçe, yurtdışından ülkemize gelen internet bağlantılarının kapasite ve sayıları artmadıkça, google gibi içerik sağlayıcıları ülkemize doğrudan hat çekmedikçe mucize olmasını beklemeyin.

  • ilgili fotoğraf hunharca eğlenen turistlerle, onlara hizmet eden ve muhtemelen üç kuruş para kazanabilmek için canını ortaya koyan emekçi bir türk vatandaşını içeriyor.

    turistlerin hiç bir kabahatı yok, hunharca eğlenip gülebilirler, geniş geniş gezebilirler tabii ki. bu fotoğraftaki dram ise hükümet denen vicdansızlar kadrosunun ülke insanına reva gördükleridir.

  • ben yine en kötüsünü yazıp gidiyorum, ibret forever:

    genç kız, uzaktan uzağa beğendiği çocuktan gelen bi kahve içme teklifini coşkuyla kabul eder. yalnız, duruşmaya yetişeceğinden sınırlı bir vakti vardır, üzülerek belirtir. kahramanımız "yarım çay içeriz biz de? :)" diyerek sevimli bir orta açar. yarım çay, çok pratik bir tekliftir. kızın içi ısınıverir. çocuk kafeteryadan "yarım çay" ister. çaylar cidden yarım gelir. o dar vakitte içilir. sonra o şövalye "biz yarım içtik arkadaşım! ben yarısını öderim!" diye kavga çıkarana kadar her şey ne kadar da yolundadır aslında... de mi?

  • e: çantanı bereni her şeyini aldın di mi? bir şey unutmadın?
    k: yok canım her şey tamam da... bir şey eksik.
    e: ne?
    k: kalbim... sana verdim ya. o eksik.
    e: .... (gülümser)
    k: ahaha nası koydum ama cevap bulamadın di mi. yaa böyle yaparlar adama. romantizmim de vardır benim.
    e: öf ama ya...