hesabın var mı? giriş yap

  • hiçbir kadını güzel bulmayan ve "madem güzel kadın yok ben de kendi kadınımı kendim yaparım" düşüncesi ile yola çıkarak yaptığı heykele aşık olan heykeltıraş olup aynı zamanda george bernard shaw'ın çiçekçi bir kızın hikayesini anlattığı oyununun adıdır. oyunda eliza adlı kızımız sokaklarda çiçek satan kendi halinde bir zavallıyken bir profesörün yardımı ile oturmayı kalkmayı, etkileyici konuşmayı öğrenen, kendine güveni gelen bir prenses olur çıkar. bu sahne, hanımefendilik dersleri alan köylü kızının olduğu türk filmlerinin ve belki de "ben donyanın en gozel garısıyam" repliğinin kaynağı olmuştur. pygmalion, bir kimseyi olduğu gibi kabullenememe ve değiştirmeye çalışma anlamına gelen pygmalion kompleksi'ne de ismini vermiştir.

  • hani bir kesim var ya, güdüldükleri adamları çok iyi birer hatip, çok iyi birer konuşmacı olarak betimliyorlar, oysa ki bağırmaktan veya ağlamaktan başka birşey yapmayan adamlar onlar..

    işte o adamlar, rutkay aziz'in altın portakal'da yaptığı konuşmayı, prompter'sız, kağıtsız 10'da biri olacak şekilde yapabilsin, dişimi kırarım..

    içeriğine, goethe'den örneklerine falan hiç girmiyorum bak..

  • nüfusunun yüzde 40'ı aids'den kırılan, ortalama yaşam süresinin 30 yıl olduğu afrika ülkesi. bu tablonun aksine maşallah buranın krallarına hiçbir şey olmuyor. önceki kral 80 küsür yaşına kadar yaşamış ve beline kuvvet 100'ün üstünde kadınla yatıp 200 küsür çocuk doğurtmuş. şimdiki kralın da ondan aşağı kalır yanı yok, 15 kadınla evli. bu kadar insanın aids olduğu bir ülkede sen o kadar kadınla yat kalk ama çevrendekiler sapır sapır ölürken sen sapasağlam yaşamına devam et. nedir bunun sırrı? gizli bir koruyucu ilaç mı kullanıyorlar? çok merak ediyorum.

  • mebpersoneli.com.tr adlı süpersonik siteden bir haber başlığı. gezi eylemlerine katılan bir kızın ropörtajını içeriyor güya. şiddetle okumanızı tavsiye ediyorum, baya komik.

    ibretlik haber

    "gezi parkına başından beri destek veren sevgi isimli 18 yaşındaki genç kızın anlattıkları akıllara durgunluk veriyor... kasımpaşa'da oturan sevgi evin tek çocuğu... taksim'de çiçekçilerin olduğu bölgede başından geçenleri talha akyürek'e anlatmış sevgi...

    kendi ağzından dinleyelim

    "abi bu olaylar bizim için bir eğlenceydi, kendimize heyecaln, aksiyon arıyorduk. ne devrimi, ne parkı, ne başbakanı, biz işin heyecan kısmındaydık. ne bileyim öyle tomaların su sıkması, gaz geliyor diye arkadaşların bağırması, taş atmak falan bize acayip heyecan veriyordu. oradakilerin çoğu zaten liseli çocuklardı, üniversitelilerde çoktu. hem niye katılmayayım ki, para veriyorlar, bira ve içki sınırsız, yemekte veriyorlar, her gece çadırımıza erkekler geliyordu ama almıyorduk, abi geceleri zina fuhuşın haddi hesabı yoktu, kim kime belli değildi geceleri, e hal böyleyken nasıl katılmayalım. şimdi akıllandım artık gitmiyorum."

    ahahah çok iyi ya..

  • cevabı şöyle olan bir sorudur:

    * ülkenin ismi cumhûriyet masr'al arabiye diye geçer kendi dillerinde, mısır kelimesi de masr'al 'dan gelir. mısırlılar ülkelerine "mısr" diye hitap ederler. biz de bu ismi kullanırız.

    * egypt ise mısır'ın müslüman olmadığı dönemlerden kalma bir kelimedir. yunanistanlı şehir devletleri bu diyara "aigyptos" diye hitap ettiği için (hwt-ka-ptah kelimesinin bir türevi, mısırlılar'ın o zaman kendi ülkelerine hitap şekli) günümüze "egypt" şeklinde ulaşmıştır.

    * tahıl olan mısır ise, tüm bunlardan bağımsız olarak dilimizde "mısır buğdayı" olarak anıldığı için bu isme sahiptir. zaten yeni bir tahıl olduğundan (eski dünyaya 16. yy'dan sonra getirilmiştir, amerika'dan) değişik dillerde birbirinden alakasız isimlere sahiptir.

    (bkz: google sizin dostunuzdur, arkadaşınızdır)

  • 'o değil de nihat gizem'e ne yürüdü be' dediğim program. yalnız iyi yürüdü.

    edit: lütfen daha fazla beğenmeyin arkadaşlar en beğenilen entrym bu olsun istemiyorum gerçekten. ne yazdım ki yürüdü yazdım sadece valla başka bir şey yazmadım çok saçma yani yapmayın.

    edit 2: allah belanızı vermesin ne diyim yani.

    debe editi : vay anasını.

  • işçilerin haklarını almasıyla beraber, projenin imajına leke gelmesin diye medyadan gizlenen işçi ölümleri de gün yüzüne çıkması için duacıyız.