ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
birini tanımanın en iyi yolu
-
tartışmaktır.
öyle ya da böyle insanlar sinirliyken verdikleri tepkiler ile size duyduğu sevgi ve saygıyı açığa vuruyorlar. en gözünüzde büyütüp saygı duyduğunuz, değer verdiğiniz insanlar hakkında dahi yanılabiliyorsunuz. tartışma anında kulaktan dolma, saçma sapan, emin olmaya dahi zahmet etmediği konular ile yargılayıp infaza kalkışıyorsa ve hatta yine bu sebeple sizi bile isteye kırıp kaybetmeyi göze alıyorsa zaten kişide hiç bir zaman yer edememişsinizdir.
eğer ki dinliyor yapıcı davranıyor ve emin olduğu mantıklı sebepler sunup çözüm arıyorsa afiyet olsun olmuş demektir.
9 ağustos 2018 dolar kuru
-
gezi eylemleri döneminde (28/05/2013-30/08/2013) dolar % 11 artışla 1.84'ten 2.05'e çıktığı için "ekonomiyi batırdınız" diyen arkadaşlar; dolar, gezi'den bugüne % 189, son bir yılda % 48, son bir ayda % 13, son bir haftada % 7 artış gösterdi. nedense pek bir sessizsiniz?
her şey dahil otellerde çalışan aşçının itirafları
-
çok da kötü gelmedi yav.. pasta türü şeyleri yeniden sunmaları filan...
ben de gittiğim insanlarla tartışırım genelde. onlar "yav bunlar dünden kalanları filan iteliyorlardır" dediklerinde ben de "sen evinde dünden kalanları yemiyor musun" cevabını verirdim. bir önceki gün ya da öğünden artanları belli hijyen kuralları çerçevesinde sunulmasına karşı değilim. ancak olmadık şeyler yediriyorlarsa ebelerinin amını tersten görsünler tez zamanda!!
yalnızlık
-
''yalnızlığın dezavantajlarından birisi vardır ki, bilincine varılması ötekiler kadar kolay olmaz. bu dezavantaj; sürekli evde kalmak yüzünden, dış etkilere karşı çok duyarlılaşan bedenimizin en küçük bir hava akımında bile hasta olmasıdır. sürekli köşeye çekilmişlik yüzünden ruhsal durumumuz öyle duyarlı olur ki, en önemsiz olaylar, sözcükler ve hatta salt tavırlar yüzünden huzursuz olur, hastalanır ya da inciniriz. oysa sürekli kalabalığın içinde kalan biri, bunları dikkate almaz bile.''
demiş arthur schopenhauer.
süleyman aktaş
-
1986 yılında antalya’da bir komiseri öldürerek "katiller kulübü"ne katılan süleyman aktaş, akıl hastası olduğu gerekçesiyle beş yıllığına akıl hastanesine gönderildi. aktaş’ın tek’de elektrik teknisyenliği yaptığı dönemde 30.000 voltluk elektriğe kapılarak akli dengesini yitirdiği iddia ediliyordu.taburcu edildikten sonra memleketi denizli’nin bozkurt ilçesinin çambaşı köyüne yerleşti. aradan geçen üç yılın ardından adam öldürme dürtüleri tekrar hareket geçti ve köyden dört kişiyi öldürdü. ancak bu sefer yeni bir stil bulmuş, kurbanlarını kafalarına ve gözlerine çivi çakarak öldürmüştü. tekrar manisa ruh ve sinir hastalıkları hastanesi’ne kaldırılan çivici, yakalandıktan sonra polise verdiği ifadede "çivi görünce dayanamıyorum, insanların kafalarına çakasım geliyor" demiş ve bir süre sonra hastaneden kaçtığında köy nüfusu, korkup kaçan insanlardan dolayı bin beş yüzlerden beş yüzlere kadar düşmüştü. çambaşı halkının nüfusu ancak, süleyman aktaş’ın taburcu edileceği korkusuyla, hakkında 2000 yılında verilen "ömrünün sonuna kadar gözetim altında tutulmalıdır" raporundan sonra eski sayısına ulaştı.
öğrenci evinde yaşanabilecek en dumur olaylar
-
digiturk alıp televizyonu bi türlü alamamak ve bir sene boyunca digiturk kutusuna boş boş bakmak.
demba ba
-
çıkarsın, boynuma dolayacağım.
behzat ç.
-
şu fotoğraf neden bu kadar çok sevildiğinin bir özetidir. *
https://i.hizliresim.com/vmpdmv.jpg
edit:link düzeltildi
seray sever'in dadı ücretlerine isyan etmesi
-
seray sever'deki dadı düşmanlığı yeni değil. gülben ergen'e az çektirmemişti.
m. kemal'i sevmeyen milyonlarca insan olması
-
mustafa kemal atatürk'ü sevmeyen milyonları sevmeyen yüz milyonlar olmasıyla rekabet edemeyecek sevgisizliktir.
kimse kimseyi sevmek zorunda değilse ben de atatürk'ü sevmeyenleri sevmek zorunda değilim.
lost'tan akılda kalanlar
küba'da türk insanıyla testim
-
benzeri basima geldigi icin hem uzuldugum hem de "ulan insan parasiz gider mi hadi kartin kaybolsa" diye yazara kizdigim olay. malezya'da calisiyorum, turk kredi kartlarina guvendim tayland'a gittim yalniz basima abimle bulusacagim hesapta o da istanbul'dan gelecek. kartlara guvendigim icin nakiti bol bol harciyorum. derken para biter gibi oldu dedim malezya hesabindan para cekeyim, bir taktim banka kartimi, atm hata veriyor, turk kredi kartlari, debit kartlari deniyorum onlar da hata veriyor. dedim siki tuttuk, gurbet ellerde berdus olacam ac kalacam, daga cikayim terorist mi olayim, yol kesip gasp mi edeyim, cocuk kacirip fidye mi isteyim yoksa sezonluk mango tarlalarinda mi calisayim hesabi yaparken, "abi karttan parayi cek ne kadar komisyom alirsan al yeter ki para ver" teklifini yaptim doviz burolarina lakin yavsaklar yanasmiyor yanasanlarda da calismiyor. akabinde malezya bankasini aradim megersem adamlar yurt disina acmiyormus, acarsa da belli sureligine aciyormus. dedim abi bi yardim et geberiyorum, adamlar acti sonra soktum karti para seslerini duydum yok boyle rahatlama bol bol cektim. diyecegim o ki, yalniz basiniza seyahat ediyorsan mutlaka paran olacak cepte, ister coraba sok ister gotune sok ama para olacak arkadas . cash on the table.