hesabın var mı? giriş yap

  • ben de bu konuda mükkemmmel bir örnekle karşınıza çıkmak isterim. yıllar yılı ne tokalar, çoraplar, çamaşırlar, çakmaklar kaybettim, hiç de şaşırmadım. yalnız itiraf etmeliyim ki buzdolabının sebzeliğinin kaybolması, aziz dostlarım, zihnimi bir soru işareti yağmuruna maruz bırakmıştı. buzdolabının sebzeliği yahu, cidden ilginç.

  • - sana adanın gizemini anlatayım mı?
    - anlat.
    - anlat demekle olmaz. sana adanın gizemini anlatayım mı?
    - e anlat ulan.
    - ehehe anlat ulan demekle olmaz. sana adanın gizemini anlatayım mı?
    - anlat laaaan.
    - anlat laaaan demekle olmaz. sana adanın gizemini anlatayım mı?

    ...

  • geçen gün show tv'de odtu'deki sınıf arkadaşlarıyla söyleşi yapmışlar bu genç mecişının/illuşinistin... aman yarabbi. yok uğurlu sayın ne dedi, 7 dedim, sırtını açtı 7 dövmesi vardı, yok derste elinden ateş çıkardı, yok 07'imi büktü, yok mm binasındaki sinemadan dana sürüsü çıkardı, yok bozuk para istedi, verdim, havada tuttu, yok kayıtların ilk günü sisteme girebildi bilmem ne.

    işte bu çocuğun numarası bu dostlarım. bakın dikkat buyurun bu çocuk nereli? iranlı... işte türkiye böyle böyle iran oluyor. gördüğünüz gibi yılların bilim yuvası çökenek köyü'ne dönmüş. yarınlarımızın teminatı koskoca tasarım öğrencileri paramı aldı havada döndürdü, yok derste elini şıplattı ateş çıkardı diye dile gelmişler, konuşuyorlar. işte bu adamın asıl numarası bu... müspet bilimle yoğrulması gereken genç dimağlara sihiri ve büyüyü zerk etmek. çok da ileri geri konuşmak istemiyorum: sonuçta oğlanın gözü velfecir okuyor, duasını okur, sandalyesiz oturur pozisyonunda gezer dururum allah korusun. nihayetinde bilemiyorum da yani, o hali tavrı... ne bileyim... işinde iyi ve yetenekli bir çocuk belki ama milyonların önüne çıkarken bir traş olmaması... gerçekten bilemiyorum...bana güven vermiyor. yarın bir gün canlı yayında çelik kasadan muammer kaddafi'yi falan çıkarırsa bu oğlan, ondan sonra uğraş dur. hayır kaddafi bu, gel desen gelmez git desen gitmez çünkü.

  • kız "fotoğrafın var mı seni görmüşümdür" demiş. erkeği beğenseydi ya da erkek lüks bir arabada, yatta fotoğraf atsaydı ifşalanmayacaktı. madem ifşalayacaksın neden fotoğraf istiyorsun? baştan engelle geç. bu ifşa olayı çok saçma bir hal aldı. açık hesaplardan binlerce fotoğraf paylaşıyorlar birisi beğendiğini söyleyince ifşa ediyorlar.

  • katıldığım önermedir. herkes her insanı aynı ölçüde güzel bulmak zorunda mıdır? toplumda ne bu mecburiyet anlamadım gitti doğrusu. ayrıca bana çok da soğuk gelen kadındır.
    ''aaa öyle deme?'' , ''ama sultan o'' neye göre sultan? o zamanki toplumda verilmiş bir unvan işte. bana sorsalar ben sultan unvanını (bkz: gülşen bubikoğlu) 'ndan yana kullanırdım.

  • esasında konu derin ve uzun fakat bu şablonlar günümüze yaklaştıkça çoğalmaya başladı. insanlar kendilerini bir karede hayal ediyor, bazen bunu gerçekleştiriyor ve mutlu oluyorlar.

    esasında günümüzde çoğumuz yaşlı ergenler gibi davranıyoruz. ergenlik biraz var olanı değil hayalindekini sevmek, mutluluk şablonları hayal edip, onları elde edemeyince mutsuzlaşmak ve o mutsuzluğu dışa vurmaktır.

    günümüzün en popüler mutluluk şablonlarını payşaılan fotoğraflarda, sosyal medyada, sohbetlerde sık sık duyabilir-görebilirsiniz.

    benim örnek vereceklerim;

    - en popüler, en klas cep telefonuna sahip olmak.

    - scirocco, jetta vs. tarzı bir arabaya sahip olmak.

    - haftasonları 50 çeşit gerekli gereksiz şeyin konulduğu serpme kahvaltılar.

    - 3000-5000 arası kazandıran yormayan, garantili iş.

    - evin ikea showroomlarındaki evlere benzemesi.

    - çocuk sahibi olmak, çocuğa cool doğum günü partileri, çocuğu küçük justin bieber ya da balerin gibi giydirmek. çocuğu adeta bir aksesuara çevirmek.

    - yazın bol foto çekilebilecek cool tatiller.

    - fotoğraflarda, videolarda cool çıkan sevgili veya eş.

    - evde dvd koleksiyonu, filtre kahve makinesi, tchibo'ya-the body shop'a-watsons'a sık sık uğramak.

    - sadece fotoğraf çekilip aman ne cool'uz diye çıkılan yurtdışı tatilleri.

    - yine fotoğraflarda cool çıkan, diğer hayvanlardan çok farklıymış gibi bahsedilen kedi veya köpek.

    - evde smart tv.

    - yapmacık gülüşler, kahkahalar.

    - yapmacık fasıllar, fasıl seviyormuş gibi davranma.

    - arabada dinlenen power fm.

    - bireysel emeklilik hayalleri.

    - saçını, başını trendy bir adamın ya da kadının saçına başına benzetmek, onun gibi giyinmek. bıyık modaysa bıyık, tek kaş trendiyse tek kaş.

    ve daha bir sürü şey...

    lan belki çoğuna göre bu şablonların %20'si bile mutlu olmaya yeterli. bazılarına göre ise bunlar bile yetmez. bizler ne kadar basma-kalıp tipler olduk lan. insan bazen sahiden hiçlik duygusunu yaşıyor ve 90'ları özlüyor.

    konvansiyonel medya, reklamlar, küreselleşme, teknolojideki gelişmeler ve özellikle sosyal medya bizleri ne kadar basma-kalıp tipler yaptı lan. çoğu kadının-adımın beynini yarsak beyninden bu mutluluk şablonları çıkar, başka da mutluluğa dair bir şey çıkmaz.

    neyse amk. sıkıldım ben biraz. saçmaladım.

  • ben de bu olayı forum istanbul decathlon çıkışında yaşadım.

    aynen anlatıldığı gibi. benimki arabaya binecekken önümü kesti elim kolum dolu yeğene paten falan fıstık aldık iki büklüm haldeyim kapıyı açmaya uğraşıyorum. havaalanı kartını falan gösteriyor bana ben sormadan. dedim canım benim bende o kartın aslı var al sana kart.

    çıkar bakayım parfümü dedim, telefondan barkod okuma uygulamasını açtım okuttum barkodu, hani orjinaldi lan parfüm dedim. git zenciler gibi 20 liraya sat ama çakma olduğunu söyleyerek sat böyle şerefsizlikle para kazanmaya çalışma dedim, beyaz renault symbol şirket arabasına binip sktr oldu gitti.

  • oyuncu seçmeye dayalı ligler için (nfl, nba) kullanabilecek bir terim. draft yapılmadan önce takımların hangi oyuncuları seçeceklerinin tahmin yoluyla belirtilmesidir. web sitelerinde ve gazetelerde yayınlanırlar. takımların beğendikleri oyuncunun kaçıncı sıradan seçilmesinin muhtemel olduğunu öğrenmesi açısından yararlıdır. bu sistem sayesinde seyircilerin önemli oyuncuları lige gelmeden tanıması da sağlanır.*

  • helal olsun kız sana.hafta sonu gelip bayılana kadar o sıktığın meyve sularından içeceğim kardeşim benim.

    e: düşünsene orda sabahtan akşama kadar bi şekilde çalışıyorsun millete laf anlatıyosun meyve sıkıyosun helal para kazanıyorsun sonra vatansız ne olduğu belli olmayan bi kahpe çocuğu gelip senin oranı buranı çekiyor…sadece kendinizi o kızcağızın ve ailesinin yerine koyun başka sözüm yok.

  • emrah serbes, son hafriyat'ında, behzat'ın sorgusunu yapan mülkiye müfettişine betty der. buyrun betty'nin ağzından behzat ç.:

    "askeri lisedeyken yüzbaşına fiili saldırı. askeri okuldan atılmışsınız. siciliniz emniyete sizden önce gelmiş. herhangi bir okuldan disiplin suçuyla atılanlar polis akademisine giremez. ama babanız emekli albay olduğundan araya hatırlı kişileri sokmuş. kayıt dosyanıza ufak bir 'sakıncalıdır' notu düşüp akademiye girişinizi yapmışlar. öğrenciliğinizde ve mesleğe başladıktan sonraki ilk on senenizde fazla göze batan bir durumunuz olmamış.

    sene 95. zamanın ankara emniyet müdürü yanınıza gelip 'iyi misin?' diye sormuş. 'saçma sapan konuşma' demişsiniz.
    savunmanız 'o sorudan nefret ederim.'
    hatırlı kişiler araya girmiş, 2 yıl kıdem tenzili, 2 maaş kesinti, olay kapanmış.

    aynı sene ekip aracında alkol alırken yakalanmışsınız.
    savunmanız 'karımdan yeni boşandım.'
    yine hatırlı kişiler araya girmiş,kınama cezası, yarım maaş kesinti, olay kapanmış.

    sene 96. dördüncü sınıf emniyet müdürüne fiili saldırı.
    savunmanız, 'terbiyesizlik yaptı.'
    yine hatırlı kişiler, 1 yıl kıdem tenzili, 2 maaş kesinti, olay kapanmış.

    sene 97. asayiş şube müdürüne sözlü saldırı. parantez içinde okuyorum 'çok konuşma lan' demişsiniz.
    savunmanız ' işime karıştı.'
    kınama cezası, 2 yıl kıdem tenzili, müdürlere gıcığınız var herhalde?

    sene 98. hizmet içi eğitim kapsamında, başkomiserler arasında yapılan bir ankette, 'polis olmasaydınız ne olurdunuz' sorusuna verdiğiniz yanıt: 'katil olurdum.'
    savunmanız, 'hayatımda böyle saçma sapan anket görmedim.'
    kınama cezası, 2 yıl kıdem tenzili.

    sene 99.yılbaşı gecesi bir vatandaşın işaret parmağını kırmışsınız.
    savunmanız, 'meskun mahalde ateş edecekmiş gibi bakıyordu.

    sene 2000. gençlerbirliği idari menajerine silah çekmişsiniz.
    savunmanız, 'kapıları vaktinde açtırmadı, vatandaş dışarda kaldı.'

    ve daha bir sürü sayamadığım şey. bunlar ilk gözüme çarpanlar. görev yerini terk etme ve rüşvet alma dışında, disiplin yönetmeliğindeki hemen hemen bütün suçları işlemişsiniz. 22 yılda 213 soruşturma. toplamda 16 kıdem tenzili, 22 maaş kesinti, 10 kınama cezası, 7 sefer açığa alınma. 161 yıllık polis teşkilatının yetiştirdiği sicili en kabarık başkomisersiniz. meslek hayatınız, polis koleji öğrencilerine kötü örnek olarak okutulabilir. ve şimdi susma hakkınızı kullanıyorsunuz."