ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sözlükçülerin etnik kökeni
-
şu başlıktan anladığım: bizim millet etnik köken nedir bilmiyor. selanik göçmeni, bulgaristan göçmeni, kafkas göçmeni, balkan göçmeni, vs bunlar etnik tanımlar değildir. alevi, sünni, şii, budist, bogomil vs bunlar da değildir. ukalalık gibi olacak ama kavramları bilin yahu.
bülent kayabaş
yanlışlıkla çocuk parçalayan pitbull
-
manyaklar tarafından uğrunda imza kampanyası başlatılan vahşi yaratık.
"sevgili köpeğim kaos bir çocuğu kaza eseri ısırdı. o oyun oynadığını sanıyordu sadece. çocuk salıncaktaydı ve kaos onunla birlikte sallanmak istedi. sonuç olarak çocuğun bacağına birkaç dikiş atıldı. şimdi, çocuğun ebeveynleri köpeğimin ölmesini istiyorlar."
çocuğun bacağa dikiş atılmış ama önemli değil, pitbullcuk salıncağa binmek istemiş :((
bim'in başarısının sırrı
-
ülkede milyonlarca yoksulun bulunması....
ingilizlerin döneri sahiplenme çabası
-
pilav üstü döner, tombik döner, az yeşillikli dürüm döner gibi kavramları o centılmın havalarıyla, siksen akıl edemeyecek bir toplumun beyhude çabası.
ateizm
-
yahu şu konu hakkında yazmak istemiyorum ama insanı gerçekten zorluyorsunuz arkadaş.
yıllardır aynı klişe geyiklerden bıkmadınız. "liseli özentisi", "büyüyünce geçer", "kız düşürmek için ateist olmak"... uzar gider böyle. ateist dediğiniz adamların %99'u zaten bunu ulu orta paylaşmıyor, paylaşamıyor. nedenini merak ediyorsanız bir ara "modaya uyup" ateist taklidi yapın, anlarsınız. kız mı düşüyor yoksa kafanıza taş mı düşüyor.
yarım ingilizce ile turist kafası ütüleyen adam
-
birçok ortamda kendisine rast gelinebilen bu tür, ülkesine gelen her yabancının kendisi ile konuşmak dışında bir arzusunun olmadığını düşünür. turisti kitleyip ingilizce idmanı yaparken kullandığı metodlar vakit vakit hunharca olabilir. türkçe atasözleri ingilizce'ye çevirmekten tutun da, kurtuluş savaşını ingilizce anlatmaya varana kadar türlü türlü garip huyları vardır. misafirperverlikle alakası olmayan bu davranışı bir yere kadar turist tarafından hoş görülecektir kuşkusuz, ama bayma sınırı da yakındır.
- turkey is a bridge. on one side, asia, on the other, europe! very geopolitical, very.
- ehih
...
...
- we have a saying... in turkish... drop by drop, aaaa, turned into a lake!!!
- ehih
...
...
- and then he said... armies! first target is mediterranean sea! hoo! forward!
- ehih
...
...
- the umbrella... you stick in ass... does not open. it doesn't.
- ehih
imamoğlu'na elleri arkada bağlama soruşturması
-
konu bir türk büyüğüne saygısızlıksa; anıtkabir’de “ dik dur eğilme bu millet seninle” sloganı atanlara soruşturma açılacak mı.
instagram'da feminist şaire regl kanı sansürü
-
"imagine if men hated rape as much as they hate period"
özel okullara teşvik politikası
-
işyerinde hali vakti yerinde olduğu belli olan bi abi keyifle anlatıyordu; 18bin ödeyecekmiş de 4bin de destek çıkmış.
bir zamanlar eğitime katkı payı alınıyordu, ödeyemeyen yavrular vardı, onlar ne olacak?!
okula giderken giyecek ayakkabısı olmayıp da, zemheride terlikle okula giden çocukların yaşadığı ülkede verilen destektir.
hey gidi adalet hey!
2000 doğumluların yaş hesabına gerek duymaması
-
ne kadar kolay olursa olsun, hz. isa'yla kimsenin asik atamayacagi durumdur.
gece yaşayan insanlar
-
yok abi, bu bi ergen tribi falan değil. 30 yaşına geldim neredeyse, daha fazla yaşamayı sevdiğim bir vakit yok geceden. içmeye/takılmaya çıktığım gece de öyle, mal gibi evde oturup ertesi gün iş yokmuşcasına film izlediğim öyle mal gibi takıldığım gece de öyle. daha az insan var sanki dünyada. sanki sevmediklerimiz kayboluyor bir süre. dünya daha biz gibilere kalıyor. mutluyum lan, sokayım biyolojik saate.
yaran olaylar
-
sene 1997, mekan yurt odası.
odada tek bir bilgisayar var, pentium 100.
ram 8 ya da 16. (ben smyrna'nın uyarısıyla eklemek isterim ki megabyte!)
internet bağlantısı falan yok he, insanlar minesweeper'da rekor kasarak eğleniyorlar sırayla.
bir akşam odaya girdiğimde bir tedirginlik hissettim ama yorgunum zaten hiç takmadan çıktım ranzama. derken bilgisayarın sahibi geldi. birşeyler konuşuldu ve adam parladı!
"nasıl nasıl?????" diye kükreyince de kulak kabarttım, duyduğum ilk şey:
"ben 3 taneden fazlasını koymayalım demiştim, dinletemedim".
ne üçü beşi, ne koyulmuş derken eleman bana seslendi "gel bir el at da şunu halledelim".
olay şu ki minesweeper'dan sıkılmış ahali bir oyun bulmuş, oyun da 6 cd'lik (ulan devamını anlatamıycam utançtan). hepsini birden sığdıramayınca 4 tanesini cd sürücüsüne zorla sokuşturmuşlar. sonuç malum..
biz kasayı sökerken kendini savunan olayın saçmalığının hala farkında olmadan söyleniyordu, "üçer üçer koyalım demiştim ben, dinletemedim".
edit: bi de şöylesi var #16245044