hesabın var mı? giriş yap

  • bu şarkının amacı kıpır kıpır oynatmak değil, akp denen kötülük ve nifak imparatorluğunun bittiğini müjdelemektir. milenyumun çav bellası böyle olur.

  • neden erkek atacak ki illa?

    yeri gelir atar. atmaz demiyorum ama adamın ağzına sıçıyosunuz sonra.

    neden insanlar ilgilerini saklıyor zaten bunu da anlamış değilim?

    herkes açık açık konuşsa bunların hiç biri olmayacak.

    hoşlanan hoşlandığını söylesin. ilgi duymayanda boşuna oyalamasın.

    edit: hoşlanılan erkeğin diye okumuşum ama buna da uydu yazdıklarım.

    özet olarak: ağzımıza sıçıyosunuz sonra.

  • sabah 7-9 ve akşam 17-20 saatleri arasında katıldığım öneri. tabi ki yaşlılarımıza saygı falan önemli ama sabahın kör karanlığında kalkıp işe gitmeye çalışan, akşama kadar çalışıp iş çıkışı da sürünen adamın halini de anlamak gerek.

  • türkiyenin sınır kapısı sanmış omuz atarak girmeye çalışıyor, ulan sem amca yer mi?

    abd'de bırak birinin evini zorlamayı bahçesine bile giremezsin bazı eyaletlerde yol çizgisinden çıkmayacaksın, her ülke yol geçen hanı değil bizimkiler gibi.

  • adamın hayatını didik didik ediyorlar bir şey buluruz diye. çıkan ise bu!
    zaytung durumdan rahatsız. artık olaylar gerçekten komik.

  • şu dünyada yavrusu yanında olan bir anne ayıdan daha tehlikeli tek şey kadıköyde 10 kişi kalmış bir bejekedir.
    not: gs

  • yaş iki, çocuk parkında karınca yuvası inceliyoruz:

    - baba, bu karıncalar nereye gidiyor?
    - yemek bulmaya gidiyorlar canım.
    (karıncalara eğilip parmağıyla ileriyi işaret ederek bağırır)
    - karfur* buradaaaa!

  • milletin kolu bacağı koparken bazılarının buna tanıklık etmeyi rahatsızlık olarak görenleri göstermiştir.

    millet ölüyor sayın gerizekalı. sen de fotosunu görmekten mi rahatsızlık duyuyorsun?
    ilgili sayfalara girme ve o yalan hayatına devam et madem.

    burada gelip baktığın şeyler hakkında ne ağlıyorsun?

  • debe eki: debe'ye girmişiz hiç haber vermiyorsunuz. ayrıca sözlüğü şizofrenler basmış.

    ne olması? topiş mi? lise sonda dershanedeyiz. bir çocuk var böyle hareketler filan baya yumuşak, sürekli de kızlarla geziyor, onlar gibi konuşuyor. dershanedeki dallamalar da bu çocuğa gıcık, yanında güzel kızlar var sürekli falan. tabi "top ya, dövelim bunu" gibi şeyler söyleniyorlar ve koridorda buna "naber lan top!" diye takılıyorlar. top dedikleri adam bu üç kişiyi milletin gözü önünde evire çevire öyle bir dövüyor ki, en sonunda da "bir dahakine hepinizi gerçekten s.kerim kimmiş top görürsünüz" tehdidini atınca bu üç kişi dershane değiştirmek zorunda kalmıştı. eleman da boğaziçindeydi en son.

  • 5 dakika, sadece 5 dakikayla kurtulmuş bir hayat... ama yaşadığı şoku ölene kadar atlatamayacak bir evlat, bir sevgili, bir dost... bir kardeşe sahibim... benim kardeşim, benim canım...

    aslında hergün o saatlerde otobüs bekliyordum patlamanın yaktığı durakta. şehırdışında olduğum için o gün orada değildim. biliyorum ki kardeşim orada... olayı duyar duymaz ilk aklıma gelen bu oldu... benim kardeşim orada...

    hemen sarıldım telefona, bir aradım, iki aradım, üç, dört... oturdum kaldırıma hüngür hüngür ağladım... telefonu kapalı, ulaşamadım. çığlık çığlığa kaldım, nefesim kesildi... benim kardeşim, arkadaşım, evladım orada ve ben ulaşamadım... hep aynı kadının sesi "aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor"

    bencillik yaptım ben "allahım benim canımı al, lütfen allahım benim canımı al. ben onsuz yaşayamam"

    o 15 dakika bana ömür geldi, geçmedi. bundan sonra hiç ulaşamayacak mıydım kardeşime. allahım benim canımı al. birlikte sabahladığımız geceler geldi aklıma, o hep hata yapar ben uzun uzun konuşurdum. "tamam abla bir daha yapmam" derdi, yine yapardı. kızardım... allahım hiç kızmayacağım kardeşime bir daha, o yaşasın benim canımı al.

    15 dakika sonra aradı "abla ben iyiyim" dedi. "tam 5 dakika önce geçtim ordan, sonra patlama oldu, hat kesildi." dedi. biliyorum iyi değildi, ben de iyi değildim. gördüğü şeylerin yükünü taşıyacak hayatı boyunca...

    içim rahat etmedi çünkü başkalarının kardeşi öldü. onların acısını taşıyorum hala... canım acıyor, canım. öyle böyle değil, tarifsiz bir acı...

    psikolojimiz böyle işte, herkesin bir yakını, tanıdığı 5 dakika önce oradaydı. bir şekilde acıyı ıskaladı.
    bir dahaki sefere kim kurban olacak belli değil.

    korkuyorum, çok korkuyorum... ailem için, sevdiklerim için korkuyorum. yüreğimden kopan dilekte ısrarcıyım "allahım sevdiklerime bir şey olmasın, benim canımı al." siz bencillik deyin buna, ama onların ölümünü görmektense cesedimin paramparça olmasına razıyım. tanımadığım insanlarla aynı listede geçsin adım... ölenlerden biri, bir istatistik olarak anılayım.

    ankara'ya döner dönmez kardeşime sımsıkı sarılacağım, çok saçma bir sebepten küsmüştüm ona... kimseye küsmeyeceğim artık, hayat kısa...