hesabın var mı? giriş yap

  • misvak mizahi. telefon faturasi icin canli yayina cikmazmis ahahah ulan ne bicim mizah bu be.

    liyakata onem veren bir cumhurbaskaniydi. belki de olmadan onlenirdi. buyrun ibrahim sahin ornegine bakalim. trt'den fetocu diye ihrac edilen 435 kisiden 365'i kimin doneminde ise alinmis, bilin bakalim: ibrahim sahin. bir de sunu tahmin edin ibrahim sahin'i kim iki kere veto etti: ahmet necdet sezer.
    cok komik di mi?

  • sen kalkıp adı uludere olan yere, sanki orası farklı bir ülkenin toprağıymış gibi roboski de, kabul edilsin. sonra sen kalk orası farklı bir ülkenin toprağıymış gibi "tc askeri buradan geçemez de", onun da kabul edilmesini bekle.

    ya kalkıp oradaki askere saldırmayacaksın, ya da saldırınca ve asker karşılık verince ağlamayacaksın.

  • yillar once bir gun, pek adetim olmadigi uzere ogle uykusuna yatmistim. kisa surede dalinabilecek en derin uykuya dalip, gunes ufukta el sallarken uyanmistim. gunun en guzel, sen sevdigim anlariydi bu anlar. bu guzelligi daha da guzellestiren, pek aliskin olmadigim bir sey daha vardi: uyandigimda, zeki muren caliyordu evin icinde.

    zeki muren ile uykuya dalmis, kadeh tokusturmus, meramimi dokmus, havaya karisan sigara dumanini izlemistim bos gozlerle ama hayatimda ilk kez zeki muren ile uyaniyordum.

    askin icimde ruya diyordu zeki muren. bildigim, dinledigim bir sarkisiydi ama sanki ilk kez dinliyordum. hatta sanki ilk kez zeki muren dinliyordum. daha once yasamadigim, tatmadigim bir duyguydu bu.

    gozlerimi acmamla birlikte kulagima carpan ''...gostermiyor aynalar beni artik ben diye...'' nagmeleri, batmaya yuz tutmus bir gunes, zeki muren sanki icerde bir yerlerde, mutfakta yahut salonda gezinerek sarki soyluyor hissi...

    dinledim buyulenmis gibi. hic hareket etmedim. sanki ben odanin kapisini acsam, zeki muren kaybolacakti. sanki uzandigim kanepede dogrulsam, tum bu buyu bozulacakti. bekledim. ama bekledigim sarkinin bitmesi degil, bitmemesiydi. bitmemesini bekledim sarkinin. hic bitmesin istedim. cunku boyle sihirli anlarin, insanin hayati boyunca pek nadir yasacagini biliyordum.

    sarki bitti. zeki muren sustu. bos evi dinledim bir muddet. neden bilmiyorum, gozlerim de kapidaydi. o an, yani sanki tam o an, kapi acilacak ve iceri tum isiltisi ile zeki muren girecekti sanki. kendimi zeki muren'e hic bu kadar yakin hissettigim olmamisti.

    o gun, o anlarda hissettigim ve yasadigim salt, puruzsuz, tamamiyle seffaf huzur duygusunu, ben omrum boyunca bir daha hic yasayamadim.

  • sıçmaya 50 tane zırhlı araçla giden devlet büyüklerinin, fakir asker çocuklarına reva gördüğü muamele.

    içine dolduruyorsun 70 tane askeri, bekle ki hedef tahtası olsunlar. arada bir, kek ve yarım bardak kola da dağıtıyor musunuz yüz fukaraları?

    10 yıl sonra gelen edit: artık o403'le değil kirpi, cobra, ejder yalçın vb ile taşınıyor olduğunu ümit ediyorum. lütfen otobüsle asker taşınmasın

  • ben bu sarayda yaşasam hayatta hamamda yıkanmaya kalkışmam, odama leğenle su getirtirim, kırk gün yıkanmam pis gezerim yine de o hamama girmem. kimin öleceği kimin öldürüleceği belli değil. hamam değil harlem sokakları anasını satayım.

  • kocaeli darıca'da bir kişi eşine gelen taciz mesajları nedeniyle karakola gidip şiklayette bulunuyor ama o da nesi? taciz mesajlarının geldiği telefon bir polise ait çıkıyor!

    iş bu kadar da değil, asıl olaylar daha sonra başlıyor. adamın şikayeti alınmıyor ve üstüne üstlük polislerce darp ediliyor. telefonundan görüntüler zorla tehditle siliniyor, hastanede ise eksik darp raporu veriliyor.

    adam savcılığa başvurduğunda ise savcı "görüntüler silinmiştir, vermezler" diyor.

    burada polisin tacizci çıkmasına mı şaşıralım, sonra tacizci polisi savunan diğer polislerin adamı dövmesine mi, doktorların eksik rapor vermesine mi yoksa savcılığın tutumuna mı?

    kim kardeşim bunlar, çete mi? kimse yok mu bu olan bitene ses çıkaracak? içişleri bakanı bunları görüyor mu? bu polis memuru ve onu koruyanlar ceza alacak mı? eksik rapor veren doktor ceza alacak mı? insanlar polise ve adalete nasıl güvenecek?

    kaynak

    edit: kocaeli valialiğinden bir açıklama gelmiş. yazıya göre bu şahsın tehdit-hakaret-kasten yaralama-dolandırıcılık-resmi belgede sahtecilik gibi suçlardan toplam 22 şüpheli kaydı bulunuyormuş ve olayın öncesinde gelişen başka bir olay sebebiyle polislere karşı tavır aldığı ve olayı çarpıttığı iddia edilmiş ve bir taciz durumu olmadığı söylenmiş.

    şimdi kim haklı kim haksız bilemiyorum. hiç bir kuruma güvenim yok. eğer böyle oldu ise emniyet'in tüm kamera görüntülerini çıkarması gerekir. umarım böyle bir rezalet hiç olmamıştır ve olay gerçekten valiliğin açıkladığı gibidir.