hesabın var mı? giriş yap

  • papa vı. alessandro'nun 1476-1507 yılları arasında yaşamış oğlu. babası sayesinde önce valencia başpiskoposu, bir yıl sonra da kardinal olmuştur. machiavelli'ye il principe(prens) eserini yazarken ilham kaynaklığı edecek kadar sert karakterli ve zalim bir asilzadeydi. ayrıca zehir uzmanıydı. kızkardeşi lucrezia borgia'nın kocası da dahil olmak üzere pek çok prensin ve kardinalin ölümünden sorumlu tutulmuştur. hatta bir rivayete göre yemeğe davet ettiği bir misafiri zehirlemek isterken kendisi zehirlenmiş ve ölümden dönmüştür.

  • 9,5 aylık bir kızım var ve zamanı geldiginde onu elin lavuguna vermeyi düşünmüyorum
    ona yan gözle bakacak oğlanlara da süprizler hazırlıyorum
    dexter'ın ta ilk sezonuna bastan başladım farklı bir gözle izliyorum artık

    adam haklı beyler

  • aynı zamanda filozof eray, kızların sevgilisi melih ve kimsenin takmadığı zeki'den oluşan 3'lü bbg finalini de hatırlayan nesildir.

  • ing. salt maruz kalma etkisi. tanidiklik, asinalik. basitce "bir seyi veya kimseyi ne kadar cok gorur veya duyarsaniz onu o kadar cok seversiniz." anlamindaki etki. robert zajonc 1968 yilindaki deneyde insanlara esit olmayan sayida sembol slaytlari gostererek salt maruz kalma etkisini test etti. "bir sembol ne kadar cok sık gorulurse ondan hoslanma orani o kadar artmaktadir." sonucuna ulasti.

    ornegin, ilk dinlenildiginde sevilmeyen bir sarkinin surekli duyulmasi sonucunda sevilmesi. "sarkiyi ilk dinleyis: olmamis. ikinci dinleyis: fena degil. ucuncu dinleyis: iyi. dorduncu dinleyisten sonra super." seklindeki yorumlari cokca duymusuzdur. nedeni salt maruz kalma etkisidir.

    salt maruz kalma etkisi ozellikle televizyonlarda cokca kullanilmaktadir. sirketler, reklamlarini surekli yayinlayarak bu etkiyi kendilerine avantaj getirecek sekilde kullanmak ister.

    etkiyi ozetlersek, bir uyariciya tekrarlanan maruz kalma sonucunda tanidiklik, asinalik meydana getirir. tanidiklik uyarana karsi bir tutum degisikligi meydana getirir. bu tercih etme veya baglilik seklindedir. bu tercihler duygusaldir. insan farkina bile varmadan evvel bilincalti duzeyde olur. "bir seyi veya kimseyi ne kadar cok gorur veya duyarsaniz onu o kadar cok seversiniz."

  • ilk uyanan elflerin ilk kralı finwe’nin torunu, henüz güneş ve ay yaratılmadan önce, ağaçların çağında dünyaya gelmiş ve ağaçların ışığını saçlarına hapsetmiş, kendisinden üç defa saç teli isteyen amcası koca feanor’u reddederek onun ağaçların ışığını hapsetmek için başka bir yol ararken silmarilleri yaratmasına sebep olmuş, bildiğim kadarıyla binlerce yıllık hayatında tek bir savaşa dahi fiziken katılmamış, lord elrond’un kayınvalidesi, lord celeborn’un eşi, yüce kral gil-galad’ın dedesinin kardeşi, “ışığın hanımı” ve tüm arda tarihindeki “elf kadınlarının en yücesi” leydi galadriel’i, bomboş ve tembelce bir senaryo yazımı ile ezik elf takımının çavuşu, uzun mesafe yüzücüsü, saçma sapan fanilerin saçına dokunduğu, kulağına baktığı, yarım yamalak anlatılan bir intikamın peşindeki zeyna*ya çevirmiş milyar dolarlık dizi.

    güçlü kadın karakter görmek isteyen açıp film üçlemesindeki galadriel’i, onu ziyaret eden yüzük kardeşliği üyelerinin duyduğu korkuyla karışık müthiş saygı ve hayranlığı, gimli’nin heyecandan titreye titreye o muhteşem saçından bir tutam istemesini hatırlasın.

    zamanında peter jackson da çok eleştirildi, ancak üzerinden geçen 20 yılda film üçlemesinin tolkien’in bu eşsiz detaydaki evrenini ne kadar orijinale sadık ve kaliteli hikaye anlatımı ile görselleştirdiğini fanların büyük çoğunluğu kabul etmiş durumda.

    fakat bu dizi, kitaplar ve filmler ile kazanılmış milyonlarca fanın varlığından sadece “faydalanmak” adına yapılan “kötü” bir girişimden başka bir şey değil. dizinin adında yüzüklerin efendisi adının geçmesi tamamen bir marka satın alımından ibaret. galadriel başta olmak üzere, elrond, gil-galad, celebrimbor ve sauron gibi ilk iki bölümde gördüğümüz, tolkien edebiyatından alınan üç-beş karakter ve mekanlar da sadece isimlerden ibaretler. içleri bomboş ve çocukça uydurulmuş hikayelere büründürülmüşler. tek kelime ile yazık.

  • - aa cenk nabıyosun? aysun mu o?
    - evet.. sen zararsızsın dedi.. kafasına vazoyla vurup bayılttım ırzına geçiyorum şimdi...
    - aheuahe ilahi cenk.. söyle aysun'a cafe de zartzurt'a gidiyoz biz, oyalanmasın gelsin..
    - ühühühüh ibneler...

  • bir erkek olarak düşündüğümde bana bile zor gelen icraat. bazen eve geldiğimde düşünüyorum " çalışan kadın olsam yemek yapmam gerekecekti" diye. hem çalışan kadın olup hem ev kadını sorumluluğunu üstlenmek dünyadaki en zor yaşam tarzlarından biri sanırım. eşimin çalıştığı zamanlarda mümkün olduğunca yardım ediyordum. genelde dışarıda yemeğe teşvik ediyordum , bazen yemeği yapıyor sofrayı hazırlıyordum. yeri geldi camları bile sildim. iki kişi çalışan çiftler , birbirinize yardımcı olun , hayatı çekilmez kılmayın.

    not : eşim ev hanımlığını seçtiği için böyle bir durumum kalmadı.