hesabın var mı? giriş yap

  • netflix'in ya da youtube'un umurunda olmayacak, halkın bir kesiminin ise daha da ümüğünün sıkılmasını sağlayacak ihtimaldir.

    daha öğrenemedi haşmetmeabları halkı sıktıkça daha da büyüyor kendisine tepki. ilk dönemindeki gibi etliye sütlüye karışmadan yandaş doyursa belki sonraki seçimi bile kazanır ama zaten canına okunmuş gençler gümbür gümbür geliyorken halen daha netflix, youtube vs. uğraşıyor ve daha da geriyor insanları.

    kendi seçmeninin çocukları bile isyan ediyorken danışmanlarının gazıyla böyle açıklamalar yapması kendisi açısından hayırlı değil. ha ülke için hayırlı o ayrı konu.

    bitti o paranın bol olduğu dönem, halkın daha doğrusu kendi seçmeninizin cebini dolduramıyorsunuz. en önemli belediyeler gitti oradan da sosyal yardım, yol yabdı propagandası çıkmıyor. ee, güzel kardeşim daha ne uğraşıyorsun seni ilgilendirmeyen konularla?

    neyse kendi kendini bitiren siyasi olarak kitaplardaki yerini alırsın sen de.

    kapat gitsin. netflix, youtube vs. neymiş. vur kilidi. alkışlamazsam adam değilim. böyle zeka dolu kararlar anca alkışlanır.

    edit: (bkz: 2 temmuz 2020 tbmm'nin netflix'i engellmesi/#109656549)

  • saçmalığın daniskası.

    para işlerinden anlamadığın belli.

    böyle birşey yapmaya kalktığın anda ülkede 1 tane hesabında 5 milyon olan adam bulamazsın.

    kimse parasını türkiye'de tutmak zorunda değil. yurtdışında bir hesap açıp oraya aktarır parasını.

    sen de bankalarında yaşadığın likidite problemiyle kalakalırsın.

    milletin kullandığı krediler o 5 milyon üstünde bankada parası olan adamların parası.

  • altı yaşında şımarık bir velet... muayenesini yaptım. ilaçlarını yazarken bi türlü durmuyor. türlü şımarıklıklar yapıyor.

    ben: hişş, uslu dur.
    anne: doktor amca iğne yazar bak, uslu dur oğlum.

    azıcık durur gibi oldu, yine bozdu.

    ben: iğne yazıcam haa...
    velet: şaka yaptığını biliyom ki...
    ben: afferim bee... yemedin haa... süpersin...
    velet: yemem ki...

    ilaçları yazdım. annesine nasıl kullanılacağını anlattım ve ifadesiz bir suratla:

    ben: iğneyi de karşı odaya geçiyosunuz, hemşire hanıma yaptırıyosunuz.
    anne: (şaşkınlıkla) iğne mi yazdınız doktor bey???
    ben: evet, iki saattir ne diyorum?
    velet: (dolu gözlerle) neee??? iğne miii???
    ben: (elimi velede doğru yumruk yaparak) yaaa, nası yediiiiin!!!
    anne: ben bile yedim doktor bey!
    ben: nihohahhaaa...

  • • pazar sabahları bakkala gidip taze ekmek ve kahvaltılık bir şeyler alırdı. yanında da mutlaka bir dünya eki olan gazeteler.. kahvaltıdan sonra tüm günümüz gazeteleri okumakla geçerdi diyebilirim.

    • birlikte çalıştığı firmalardan getirdiği ürünler. örneğin; kutu kutu yumuşak şeker, sakız, kıyafet, ajanda, kalem vs.

    meyve. annem pazardan alışveriş yapardı babam ise pazara gidemediği için manavdan. bu nedenle babamın aldığı meyveler daha gösterişli olurdu.

    kestane. kışın en sevdiğimiz faaliyetlerden biriydi. kestaneler hemen ocağa atılır, sonrasında yere sofra bezi serer etrafında oturup yerdik.

    nur içinde yatsın.

  • telefona yüklenen anlam maalesef artık çok büyük günümüz dünyasında. mesela şu anda telefonumda yer alanlar:

    sosyal medya uygulamaları(8)
    dating uygulamaları (5)
    online ve offline oyun uygulamaları(5)
    alışveriş uygulamaları(3)
    ödeme aracı uygulamaları (2)
    banka uygulamaları(4)
    yabancı dil pratik uygulamaları(2)
    çevrimiçi müzik uygulamaları(1)
    film-dizi izleme uygulaması(1)

    şimdi bir de şöyle bakalım :

    önceden barlarda, parklarda, derneklerde tanışırken
    ev oyunları veya sokak oyunlarını bilemedin bilgisayar oyunlarını oynarken
    elden kredi kartı ile ya da nakit öderken ya da şubeye giderken,
    satın alınan dil kitabında chapter chapter ilerlemeye çalışırken,
    mp3 player, müzik seti, radyodan müzik dinlerken
    tv'den film-dizi izlerken,

    bunların hepsini çok pratik bir şekilde bir telefonda yapabiliyorsanız yanınızdan ayırdığınızda yoksunluk hissetmeniz aslında "normal". ama anormal olan bu pratiklikten çıktığınız zorunlu durumlarda alternatiflerini bulamama noktasında olunması. bunların hepsinin o alet olmadığında "idare edilebilecek" bir alternatifi var. bunu görememek işte bir tür hastalık sanırım. telefonunun şarjı bitince hayat enerjisi düşen insanlar bile var maalesef.

    arada detoks yapmakta, ama bunu bir seçenek olarak bilinçli şekilde yapmakta, yani o güne telefonsuz geçirmeye niyet ederek başlamakta fayda var.

  • 3,4 günde bir arayan sevgiliden, her gün bunu yapan sevgiliye terfi etmiştim yıllar önce ben. şimdi de her öğlen yemeğinde arayan kocaya dönüştü o adam. gece de uzun uzun öper, sarılır, iyi geceler der mutlaka. her gece istinasız.
    özetle kızlar öküzlerle evlenmeyin. sevgililikte bi yere kadar çekiliyo da, ömür boyu ı ıh.