ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ssg acukan'ın mesajına cevap versin kampanyası
-
acukanlara kanzuk daha iyi yardim eder ama sen bilirsin ssg yine de.
kürt annenin elini öpen türk askeri
-
insandir.
japon sineması
-
gosha hideo’nun samurai wolf filmleri ile the shogun’s samurai'ı chambara meraklısı sinefiller (gerçi onlar her türden film izlemeyi severler) için öneriyorum.
düzeltme: imla
ekşi sözlük mani kapışması
-
mani kapışması var diyorlar.
herkesi ekşiye çağırıyorlar.
bir dakika geç kaldım diye.
ibrahim abi kapıyı açmıyorlar.
radio free albemuth
-
pkd'nin sanırım son kitabıdır bu. yazarlık kariyerinin uç noktasıdır belki de. uzun bir dönemi kapsayan amerika-rusya arasındaki soğuk savaşın izlerini de taşıyan romanda paranoya denen şeyi tamamiyle özümsetiyor yazar kişisi. mekan olarak bir pkd klasiği olan san francisco yerine orange county ve berkeley diye iki amerikan şehri ev sahipliği yapmış romana. uyuşturucunun yazarın hayatına olan etkileri, müzikle geçen yılları, dine ve tanrı kavramına bakış açısı gibi konularda fikir edindiriyor insana. philip dick'in belki de hayatını anlatmak istediği romandır diyesim geliyor. tutup da otobiyografisini yazmak yerine bu şekilde bir roman yazarak belkide tam da kendine uyan bir şekilde kendini anlatmak istemiştir. belkide romanda da benzer şekilde yer aldığı gibi bu romanı philip dick yazmamıştır.
kitabın bir bölümünde ilk yazarlık dönemlerinde yazılarından etkilendiği heinlein'le* inceden dalga geçmeyi de ihmal etmemiş pkd.
merkez türkiye
-
trakya'yı ikiye bölmek isteyen çılgın projelerden sonra akla yatkın ve halka faydalı bir proje duymanın huzurunu yaşıyorum.
haydi türkiye, kurtulacağız din ile uyutup halkı soyan arap kıçı yalayan haramilerden.
alex de souza
-
kendisinin kel kafasını öptüğümü söylemiş miydim?
fenerbahçe'den kovulduktan sonra, türkiye'den ayrılmadan 2 gün önce acarkent'te yer alan evine gittim. zar zor ulaşabildiğim aslanlı ev tariflerinden yola çıkarak evini buldum. kapıda nakliye için bir kamyon, 3-4 tane taraftar, bedri baykam ve asistanı vardı. benim boynumda boyunluk, 10 gün önce talihsiz bir kaza ile boynumu kırmıştım. sağa sola robocop gibi bakınıyorum. sonra kamyona eşya taşıyan alex de souza geldi kapıya, ayağında terliklerle.
tanıştım. alex de souza ile tanıştım. ben adımı söyledim. merhaba ben alex dedi. mütevazı kelimesinin içini dolduran bir adam. kendisine dert yandım, başkan aziz yıldırım ve aykut kocaman hakkında serzenişte bulundum. problem yok dedi. sanki kovulan benmişim gibi, o kadar sakin ve vefalıydı. o kadar fenerbahçeliydi. ve bir o kadar mutsuz ve üzgündü.
ben aslında ingilizce konuşuruz diye düşünüyordum ama başından itibaren bütün sohbet türkçe gelişti. çocukları, eşini falan sordum. alex de souza'ya bildiğin halini, hatırını sordum yani. kendisi için hazırladığım ufak bir hediye verdim. sonunda nasıl oldu bilmiyorum, bir anda eğil kafandan öpücem dedim. güldü ve kafasını eğdi. ben alex'in kafasından öperken, bedri baykam'ın asistanı fotoğrafımızı çekiyordu. sanki iki eski arkadaşmış gibi tokalaştık, beraber atkı açtık, sarıldık ve vedalaştık.
o anlar hayatımın unutulmaz anları arasında yerini aldı. gecenin bir vakti fitbol dergi'de samet güzel'in yazısını okurken geldi aklıma ve yazmak istedim. bu adam kesinlikle bir futbolcudan fazlası. ciddi anlamda duygusal ve iyi bir insan. saha içi ve saha dışında kesinlikle aynı yapıda olan, hayatımda arkadaşım olarak temasta kalmasını isteyebileceğim bir insan. yolu hep açık olsun.
200 tl'lik mazotla 1000 km yol gitmek
-
otobüs biletine 85 lira vererek 1300 km yol gittim siz neyin derdindesiniz.
kirpi ikilemi
-
tam çevirisi nedir bilemiycem ama ben kirpi ikilemi olarak çeviriyorum. bu psikolojik bi terim, kirpi de bu duruma cuk oturmus bi metafor.
efendim soyle ki, bir insanin yalnizliktan aci çekme durumu ama ayni zamanda insanlara yaklastikça da kendine ve etrafindaki insanlara zarar vermesi; yaman bi ikilem.
(bkz: shinji ikari)
(bkz: neon genesis evangelion)