hesabın var mı? giriş yap

  • 100 yıl önce bile bugünün ramazan bayramı olacağı ve doğal olarak tüm işletmelerin kapalı olacağı belliyken çok acil işini önceden planlamayıp bayram gününe denk getiren dangalağın ortaya attığı rezalet.

    dünyanın tüm ülkelerinde bu tip günlerde kimse çalışmaz. avrupa ülkelerinde de christmas süresince çalışan kimseyi bulamazsınız.

  • benim için ethem sarısülük'ün vurulduğu andır. yaşlıca bir amca "vurdular adamı vurdular! gözlerimle gördüm! polis silahla vurdu adamı!" diye bağırarak güvenpark'ın içlerine doğru koşmaya başlamıştı.

    bir diğer ben de oradaydım vakası olarak çarşı'nın ankara'ya geldiği gün. direniş koromuz vardı, kuğuluya doğru giderken yanlarından geçmiştik. halk tv bürosunun önünden geçerken "helal olsun size!" diye bağırmaya başladılar. koro şefimiz "arkadaşlar bakın bu doğru bir pozedir." demişti ciddi ciddi.

    "artık herkesin anlatacak bir şeyi var." durumu hep.

    edit: "vurdular adamı!" diyen amcaya biz o gün inanmadık. yanlış gördü ya da anladı ya da sesleri yanlış yorumladı sandık çünkü polisin bir eylemciyi gözünü kırpmadan öldürmesi olası değildi. o gün bizim için en enteresan olay 50'li yaşlarında bir teyzenin genç bir polise "siz de bu vatanın evlatlarısınız, bu kadar saldırgan olmayın, içinizi karartmayın." diye seslendiğinde polisin el hareketi çekmesiydi. öyle polisin biri eylemci vuracak da diğerleri de bir olup bunu saklayacak, canlarımız gidecek, küçücük çocuğun ardından nefret söylemleri dönecek... bilemedik öyle bir yerde yaşadığımızı. amcaya su içirdik, söylediği gibi bir şeyin olamayacağını çünkü polisin de neticede emir kulu olduğunu savunduk. ağır saçmalamışız. amca da bizden umudu kesip yürüdü gitti.

  • mükemmel sırada nafaka var. bu konuyu da çözdük mü tertemiz oluruz.

    edit: geçin bunları sayın kadınlar, kimseye düşmanlık yok herkes eşit.

    edit 2 : kadınların linç girişimi devam ediyor mesaj kutumu şişirmenizin hiç manası yok, boşuna kendinizi kasmayın. çocuğa biz bakarız, nafakaya gerek yok. haydi ikileyin , az biraz ayaklarınız üstünde durun kezbanlar.

    edit 3: mesaj kutum hakaret dolu, işte siz bu kadarsınız, yaprağı yerken kırt kırt sapına gelince meeeee. bundan öteye geçemeyeceksiniz, size gülüyorum ama ağzım ile değil.

    edit 4: burada sayın kadınlar diye mevzuya girmişiz, uvv hakaretin biri bin para , gelen elinde satır ile atlamış mesaj kutuma. sakin olun hakarete mahal yok , paranızı almaya devam edeceksiniz siz. tamam hadi güldük eğlendik dağılın.

  • "anayasa mahkemesi'nin kararını sevinçle karşılıyoruz."

    (error 0620) vekil.dll geçersiz bir işlem yürüttü ve kapatılacak.

    bir tufa basın.

    hasarlı dosyalar onarılıyor...
    biat.rte dosya konumuna taşınıyor...
    bülentturan.exe yeniden başlatılıyor...

    “yetki gaspı.”

    (error 0320) omurga.dll bulunamadı.

    yine de devam et.

  • ahmet çakar emre'yle ilgili konuşurken.
    (- ertem şener)

    +emre sen saha içinde kötü bir yaratıksın
    -hocam şimdi yaratık deme ayıp oluyor
    +ne var yani allah'ın yarattığı anlamında
    -olsun hocam öyle anlaşılmıyor
    +tamam emre sen kötü bir mahlukatsın

  • bilgisizliği sonu olmuştur.
    halbuki türkiye'yi azıcık araştırsa, halatın kopmasına sebep olması nedeniyle bir şekilde ödüllendirileceğini bilirdi. hayır hiç olmadı, köprü yapımını engellemeye çalışan paralelciler hesaplarımla oynamış da mı diyemedin be güzel insan...

  • (bkz: ortalamanın üstü etkisi)

    özellikle de; (bkz: #6219925)

    --- spoiler ---

    ortalamanın üstü etkisi, insanoğlunun fiziksel çekicilik, sağduyu, espri yeteneği, sosyal ortamlarda canayakınlık, insan sarraflığı, hatta araba kullanma becerisi gibi, kitleler tarafından yüksek olması tercih edilen, yüksek oldukları derecede bireysel haz ve toplumsal itibar getiren – ve de öznel değerlendirmelere elverişli - nitelikler sözkonusu olduğunda, kendisini her zaman ortalamanın üzerinde görmeye meyilli olmasına sosyal psikoloji terminolojisinde verilen isimdir.
    --- spoiler ---

  • türk akademi camiasında yaygın bir gelenektir. kimi zaman "vaaay ne yazmışlar yahu" denilen bir makalenin dört, beş, hatta altı, yedi yazarlı olduğunu görünce, "aymnızıskim" diye bir tepkide bulunabilirsiniz. beş kişi 15 sayfa için ne yapar yahu? her bölüm için demiyorum ama beş, rakamla 5?

    yeni yök yasa tasarısında, "kurul tarafından belirlenecek alanlar dışında, kurbanda danaya girer gibi beş, altı yazarın yazdığı makaleler, dikkate alınmayacaktır." şeklinde bi ifade nasıl yok anlam veremedim. hımmm acaba tasarıyı hazarlayanların kendilerinden kaynaklı olabilir mi?

    - makale yazıp, comparative politics'e gönderiyoruz abi, sen de yardım eder misin?
    + kaç kişiyiz?
    - sen de katılırsan 4 olucaz.
    + ergun hoca?
    - siz hele bi yazın da beni de eklersiniz dedi.
    + toplam da beş kişiyiz yani?
    - yok abi, bu çalışma özcan hocanın danışmanlığını yaptığı doktora tezinden olduğu için... tezi yazan öğrenci de var..
    + 6 kişiyiz yani?
    - dur bakalım bizim çaycı selami "abi ben bi düşüneyim bu sene kesemeyebilirim" dedi.. o da olursa 7..

    herhalde böyle oluyor literatür taraması??

  • "gusül abdestini bilmeyenler bize hayvan sevgisini öğretemez" yazılı pankartın acı acı güldürdüğü halk.
    cehalet, cehalet, cehalet.