• türk akademi camiasında yaygın bir gelenektir. kimi zaman "vaaay ne yazmışlar yahu" denilen bir makalenin dört, beş, hatta altı, yedi yazarlı olduğunu görünce, "aymnızıskim" diye bir tepkide bulunabilirsiniz. beş kişi 15 sayfa için ne yapar yahu? her bölüm için demiyorum ama beş, rakamla 5?

    yeni yök yasa tasarısında, "kurul tarafından belirlenecek alanlar dışında, kurbanda danaya girer gibi beş, altı yazarın yazdığı makaleler, dikkate alınmayacaktır." şeklinde bi ifade nasıl yok anlam veremedim. hımmm acaba tasarıyı hazarlayanların kendilerinden kaynaklı olabilir mi?

    - makale yazıp, comparative politics'e gönderiyoruz abi, sen de yardım eder misin?
    + kaç kişiyiz?
    - sen de katılırsan 4 olucaz.
    + ergun hoca?
    - siz hele bi yazın da beni de eklersiniz dedi.
    + toplam da beş kişiyiz yani?
    - yok abi, bu çalışma özcan hocanın danışmanlığını yaptığı doktora tezinden olduğu için... tezi yazan öğrenci de var..
    + 6 kişiyiz yani?
    - dur bakalım bizim çaycı selami "abi ben bi düşüneyim bu sene kesemeyebilirim" dedi.. o da olursa 7..

    herhalde böyle oluyor literatür taraması??
  • yabancı makalelerde de sıkça görülen durumdur. zaten adam gibi düzgün bir çalışma hakikaten 10-15 kişilik ekip istiyor cidden. dosya taramaydı, istatistikti, çeviriydi derken liste kabarıyor. ha bazıları gerçekten şişirme o ayrı.
    ama beni en çok kızdıran, yayında emeği geçenin ismini yazmayıp kendi adamlarını yazan hocalar ki, bu durumdan epey müzdarip olmuş bir asistan olarak hiçbirine hakkımı helal etmedim şimdiye kadar.
  • özellikle çin'de yaygın görülen bir hareket.
  • çoğu durumda eleştirilmekte haklı olmakla birlikte; uzmanlaşmanın önemli olduğu veya disiplinlerarası alanlarda genellikle makbul olan eylemdir.

    tersi için (bkz: her boku bilen insanlar)
  • 'yenilenebilir enerji politikasi' veya 'cevre politikasi' gibi disiplinlerarasi arastirma alanlarinda siklikla karsilasilan durum. ornekse, renewable energy adli dergide siyaset bilimci, sosyolog, cevre muhendisi, makine muhendisi ve istatistikci tarafindan yazilan en az bes yazarli makaleler gormek cok olagandir. gene de makale var, makale var tabii.
  • ekip ve laboratuar çalışması gerektiren, fen bilimleri ve tıp gibi alanlardaki çalışmalarda görülmesi normal olan fakat sosyal bilimlerde rastlanıldığında bu işin altında bir bit yeniği var dedirten durumdur. bir de bunun kurbanda danaya girer gibi bildiri yazmak versiyonu vardır ki o daha da beter. geçen gün özel eğitimle alakalı bir sempozyumda sunulmuş 11 yazarlı bir bildiri gördüm ve de kendi kendime vay anam vay neler dönmüş serhat ya dedim.

    edit: imla
  • sosyal bilimleri bilemeyeceğim de doğa bilimlerinde mezkur araştırmanın değerini düşürmez.
  • fen bilimleri kapsamında yapılan çalışmalarda çalışmanın kalitesini arttıracak olan durumdur. neticede herkes her konuda uzman olamaz. ne kadar farklı uzmanlık alanlarından destek alınırsa çalışma da o kadar profesyonelce hazırlanmış olacaktır.

    örneğin; halüsinasyon olayını fizyolojik açıdan açıklamak isteyen bir klinik fizyolog olduğumuzu farz edelim. fizyolojinin temeli biyokimyasal olaylardır ve söz konusu olay halüsinasyon ise doğal olarak nöronlar arasında gerçekleşecek fizyolojik ve/veya biyokimyasal olayları incelememiz gerekecektir. bu durumda en az bir biyokimyacıdan ve bir nörologdan destek almamız gerekir. ayrıca beyin ve beynin algı korteksleri üzerinde yoğunlaşmamız da gerekeceğinden bir beyin cerrahının yardımına da ihtiyaç duyabiliriz, en azından tecrübelerine. ayrıca bu konu üzerinde çalışan bilim adamları her nedense matematikçilere de ihtiyaç duymuş.

    toparlayacak olursak, birlikten kuvvet doğar.

    (bkz: sonunu bağlayamamak)
  • ben kendi bölümüm malzeme bilimi açısından konuşacak olursam şarttır. örneğin mekanik metalurji çalışacaksanız makine bölümünden dinamik bilen biriyle, biomalzeme çalışacaksanız elektronik, bioloji veya kimya bölümlerinden elemanlarla, elektronik malzemeler çalışacaksanız elektronik veya fizikten elemanlarla çok rahat çalışabilirsiniz.
  • deneylerin yapılış kısmını yemek tarifi gibi anlatmama benzer;

    - sülfürü bir taşım kaynattıktan sonra, beher'e alıyoruz. beherdeki sülfürün üzerine, 5 milim azot ekledikten sonra soğuk olarak servis ediyoruz..

    üzerine maydonoz da koyuyorum ki şık gözüksün..
hesabın var mı? giriş yap