hesabın var mı? giriş yap

  • çocukken vardı bende bu hastalık. bir kıza aşıktım çok, annesi beyazlar giydirir, salardı sokağa. ben diğer bütün kızlarla iyi anlaşırdım ama bir tek onunla geçinemezdim. nerde görsem ellerimi toza bulayıp o beyaz elbiselerini elimle damgalardım. felaketi olurdum, ağlardı. yıllar geçti ama sevgimi ifade edişimdeki bu başarılı tavır değişmedi. amıma koyayım, stop.

  • bahçeli de bu da deliriyor millet niye ayaklanmıyor diye ahahah. oradan da bi 5 yıl ekmek çıkarma hayalleri denize düştü. bu gezi'nin ekmeğini yediler bitti çünkü. ama kimsenin şeyinde değiller. ağzında dişi olmayan taban varoşların hakkını savunacak kadar kimse aptal değil artık. açlık hepsini terbiye edecek.

    benim aklıma kendi adamlarını sokaklara chpli bayraklarla çıkarıp, sonra bunları bir güzel dövüp gazlayıp, haberlerde de suni gezi 2 haberleri yapacak kadar delirecekleri geliyor. yokluk bunlara her şey yaptırır, gülmeyin :)

  • açılın, captain obvious geldi.

    efendim olay tarantino'nun ağzından şöyle gerçekleşiyor:
    kaynak: http://deadline.com/…ash-new-york-times-1202278988/

    uma thurman'ın araba sürüp saçlarını dalgalandıracağı bir sahne var. sahne şu:

    https://www.youtube.com/watch?v=dnx-htcsbrq

    bu sahne için tarantino ehliyeti olan ancak biraz acemi olan uma'dan sahneyi dublörsüz ve gerçekçi çekmek istediğini söylüyor.

    uma ise mırın kırın etse de tamam diyor.

    sahneden önce tarantino bu yolda arabayla sürüş yapıyor. yolun dümdüz olduğunu görüp bir problem çıkmayacağını düşünüyor. hatta uma'yı "yaparsın sen, aslansın, kaplansın" diye gazlıyor.

    ancak neden sonra ışık açısı yüzünden aynı yolu tersten gitmesine karar veriyorlar. tarantino da "yol zaten düz, ters gitse yine düz olacak" diyor. ancak yolun başlangıcında kendisi sürerken (muhtemelen kalkışta düşük hızda olmasından dolayı) farketmediği çok hafif bir şikan var.

    uma thurman bu şikanda kaza yapıyor.

    tarantino hayatımın en büyük pişmanlıklarından biri olarak tanımlıyor. uma kaydı istediğinde de mırın kırın etmeden gidip veriyor. uma'nın tarantino'yu affetmesinin sebebi de bu.

    zaten açıklamasında "hatasını ve pişmanlığını dile getirip kabul etmesi büyük cesaret örneği," filan diyor.

    sahne gerekli miydi, tartışılır.

    bruce lee'nin oğlu brandon lee öldü lan sette. adam kurşun yedi öldü resmen. sinema sanat olduğu kadar çok teknik de bir iş.

    tarantino manyak bir adam, aşırıya kaçan teknikleri olduğu ortada. bununla ilgili çok tartışma dönüyor (inglorious basterds'deki hans landa'nın alman aktristi boğma sahnesi).

    ama bu sahnede ihmalkarlık harici bir hatası bence yoktur.

    uma thurman'ın bu olayın üzerini kapatılması için suçladığı isimler arasında tarantino yok, kendisi bunu "for this i hold lawrence bender, e. bennett walsh, and the notorious harvey weinstein solely responsible." diyerek açıklıyor. tarantino'yu değil, üzerini kapattıkları için lawrence bender, e. bennett walsh ve harvey weinstein'i suçluyor.

    ve captain uçar gider.

  • tütünü içip denerken, bir tık hafif içimli olanı alınız. tütünü eve getirdiğinizde çiftli bir gazete kağıdının veyahut battal boy bir çöp poşetinin üstüne yayın. tütünü yaydıktan sonra elinizle yumruları aramaya başlayın. bulduğunuz tüm yumruları çok fazla oynamadan tiftik tiftik ayırın. tütün biraz havalansın. bu havalanma süresi mevsime göre değişmekte fakat sürekli kontrol ederseniz sıkıntı yaşamazsınız. tütün ilk aldığınızda hafif nemlidir, azıcık o nemi gittiğinde ters-düz edin diğer tarafı da hafifçe kurusun. burada en önemli kısım tütünü takır takır kurutmamanız. bu tabi zamanla oturacak bir şeydir. çok kuruttuğunuz tütün zehir gibi olacak ve hem içimi zorlaşacak hem de kolay toz olacaktır. sonrasında ise; örneğin tütünü 1 kilo aldınız, 200-250 gram kadarını (göz kararı) bir buzdolabı poşetine koyun. geri kalanı ise bir saklama kabına koyun. bu kabın ağzını jelatin, alüminyum folyo vb neyiniz var ise onunla kapatın ve en son kapağını kapatın. tabakanıza tütün koyarken buz dolabı poşetine doldurduğunuzdan koyun. böylelikle tütününüz sürekli ağzını açıp kapamanızdan dolayı kurumayacak, küflenmeyecek veya nemlenmeyecektir. buzdolabı poşetine koyduğunuz tütün miktarını da siz zaman içerisinde kendiniz belirleyin. eğer 200-250 gramı bitirene kadar poşetin içindeki tütün kuruyorsa daha az tütün koyun. tütün poşetinin, kaba hesapla, 10-15 kere açılıp geri kapanması sonucu tütün kuruyup tadı sertleşecektir.

    bunun dışında plastik tütün sarma makinası kullanmayın derim ben. biz tütün içenler genellikle az sigara içebilmek için veyahut sigara çok pahalı diye tütün içiyoruz (ben de uzun zamandır sigara içiyordum fakat bu akşam eve dönüşte tütün alacağım). sarma makinası ile sarılan tütünden hiç bir zaman zevk almadım. elle sararak hazırlayın tütününüzü. hem sarması bir süreden sonra sizin için ayrı bir keyif olacak, hem de tütünün lezzetini daha iyi alacaksınız. elle sarma sigaralarda kesinlikle filtre kullanın (benim tercihimdir. fanatiklere selam olsun). tütünün içimini kolaylaştırır, sizi tıkamaz. zaten kendinizi zehirliyorsunuz bari filtreli için. aşağıda filtreli sigara sarımının bir örneğini bırakıyorum.

    https://www.youtube.com/watch?v=kywz6dsq5bk

    kağıtla ve filtre ile oynadığınız süre bu videonun süresini sakın geçmesin. eleman çok bile oynamış kağıt ile, bu süre sizin için maksimum süre olsun. elleriniz kolay terliyor ise kağıdın içinde tütünü yuvarlama süresini düşürün. hafif nemlenen, kırışan kağıdı sarmak zorlaşacaktır. bu videoda görünen o yuvarlama hareketini ne kadar çok yaparsanız, sigaranız o kadar biçimsiz sarılacaktır. tercihen 2-3 yuvarlamadan sonra filtreyi koyup, aynı yuvarlama hareketini filtreye yaparken kağıdı mümkün olduğu kadar gergin bir şekilde filtreye sarmanız gerekmekte. zamanla oturan bir alışkanlık, bir süreden sonra yoğun trafikte bile yapabilir hale geleceksiniz (benzetmemi mazur görün, sakın trafikte sarmayın, mutlaka tıklarsınız öndekine).

    15 yıllık tiryakisiniz diyelim (benim 17 sene olmuş) sigarayı bırakmanın en güzel yolu öyle direkt olarak kesip atmak falan değildir. şahsen sigara içmeyi çok seven ben, bırakamıyorum. sigarayı en güzel tütün ile bırakabilirsiniz. 3-4 kere bıraktım her biri 1 ay sürdü ama öncesinde tütün içerek bırakabildim. bırakamazsanız da en iyi ihtimalle sigaranın içinde yer alan yüzlerce zehirli maddeden kurtulmuş olursunuz. bir paket sigara 18 lira olmuş, o da ayrı bir zarar. ayda 550 lira sigara parası veriyoruz o da günde 1 paket içiyorsanız. benim 800-900'ü buluyordur rahat.

    tütünün kendi zararı dışında tek bir dezavantajı var (aslında mükemmel bir avantaj) her yerde çıkarıp yakamıyorsunuz. hadi şimdi 30-40 yaş aralığında insanlar bile ergenler gibi, toplumun kendini eleştireceğinden korkuyor. oysa kime ne? ben tütün içiyorum, evet fakirim ondan içiyorum? sanane?

    olmaz. her yerde çıkarıp saramazsınız tütünü. en güzel yanı da budur. sadece kendinizi rahat hissettiğinizde içersiniz. bu da günlük sigara kullanımınızı azaltır. sigarayı bırakma yolunda da bir adım daha atmış olursunuz.

  • ekip mahallede volta atmaktadir. ufukta hostes'in belirmesiyle kursat'tan oldurucu replik gelir:
    - abi masallah yengem de aygaz arabasi gibi butun gun sokaklarda..