hesabın var mı? giriş yap

  • bireyin kendi özüne, benliğine duyduğu saygıdır. insanın kendini olduğu gibi kabul etmesidir.

    bir anlamda kendi karakaterine, değer yargılarına, inançlarına uygun ve tutarlı hareket etmesi; yani kendi kendisiyle çelişmemesidir ki bu da kişinin kendisinden hoşnut olduğunu ve iç huzurunun bulunduğunu gösterir.

    özsaygı başkalarının değerlendirmelerinden bağımsız olarak insanın kendine verdiği değerdir.

    başkaları size saygı duymayabilir, saygı duymayışları belki kendi terbiyesizliklerindendir. ancak siz benliğinizle çelişir ve kendinize olan saygınızı yitirirseniz, işte o zaman değerinizi yitirirsiniz.

  • "-gelirken winston light alır mısınız?" notu üzerine almayı unutan kurye, yemekten sonra içersin deyip kendi sigarasından vermeyi teklif eder. yok önemli değil deyip geri çevrilir. 5 dakika sonra kapı çalar, yemekten sonra içilir der gene ve paketi uzatır. kıyamam be.

  • muğla’da toki yapılan yerde hergün ortak parkı domuzlar basıyordu. hatta bir gün gece büyük bir domuz dokunacak kadar bitişik geçti yanımdan, dondum kaldım.

    neyse dedim ki ben bu olayı çözeyim insanlar zarar görmesin (kahramanım ya...). önce belediyeyi aradım biz bakmıyoruz dediler.
    valilik, emniyet, jandarma, türk silahlı kuvvetleri, mit... biz bakmıyoruz dedi.

    e .mına koduğum yerinde insanları vahşi hayvanlardan koruyan bir devlet biriminin mutlaka olması gerekir diye düşünüyorum sağlıklı bir birey ve vatandaş olarak. en son milli parklar genel müdürlüğünün bu işe baktığını 3 saat arama sonunda öğrendim. telefondaki diyaloğumuz şöyle:

    - iyi günler hergün vahşi domuzlar siteye iniyor. çoluk çocuk zarar görecek.

    - beyefendi eğer şikayetçiyseniz mesai saatleri içinde silahlı ekip gönderiyoruz. denk gelirse öldürüyoruz.

    - ee domuzlar saat 7 gibi geliyor. mesai bitince…

    - o zaman gelemeyiz.

    -ne yapalım? biz öldürebilir miyiz?

    -hayır öldüremezsiniz, meskun mahal... ateş etmek yasak..

    -ee ne yapacağız?

    - tokinin etrafına duvar öreceksiniz?

    -iyi de araba yolundan yine girerler...

    -valla yapacak bir şey yok beyfendi. şikayetçiyseniz gelelim şimdi...

    o zaman şaşırmıştım. demek aslan sürüsü türkiye'de şehre inse, mesai dışı saatte bizi koruyacak bir devlet birimi yok.

    o nedenle bu amerikalıların yaptığı şey doğrudur. kendi önleminizi alın ama unutmayın şehirde vahşi hayvanlara ateş ederseniz tutuklanırsınız. "rambo 1" gibi bubi tuzağı ile yok etmelisiniz.

    edit: şu anda şöyle bir çözüm bulunmuş. bakmışlar domuzlardan kurtuluş yok. yöre halkı domuzları beslemeye başlamış.

    bir nevi evcilleştirmiş mi diyeyim tanrılara kurban mı veriyorlar diyeyim bilemedim. yorum sizin. ayıya göbek attıran milletimiz domuzu da çizgi film karakteri piglet'e dönüştürmeyi bilir zannediyorum.

  • ablası cheryl miller çok ünlü bir basketcidir ve şu anda da espn'de yorumculuk yapmaktadır. nba'e ilk geldiği sezon kötü bir sezon geçirince kendisiyle "ablasından daha kötü basket oynayan tek nba oyuncusu" diye dalga geçilmiştir. halbuki o zamanla rüştünü kanıtlamış, nba'de efsane denebilecek maçlar çıkartmıştır. en iyi hatırlanacak maçları 94-95 play-offlarında knicks karşısında takımı son 16.5 saniyede 105-99 geride iken üst üste 2 top çalıp 2 üçlük 2 serbest atış ile takımına 107-105 kazandırdığı maçtır. diğer efsane maçı ise 2001-2002 play-offlarında netse karşı oynadığı oyundur. ayrıca kendisinin normal sezon kariyer ortalaması 18.6 sayı iken play-offlarda bu ortalama 22.8'e çıkmaktadır. sırf bu istatistik bile onun nasıl zor maçların, zor şutların adamı olduğunu açıklamaya yeter.

  • çok antipatik bir tweet.

    yıldız haklı, hayko haksız. oturmuşsun tatil beldesindeki villanda; şehrin göbeğinde bile otursa sabahın 7'sinde o karanlıkta işe/okula giderken ''ulan inş köpek çetesi çıkmaz karşıma'' diyen insanlara twitter'da felsefe yapıyorsun.

  • ekmek almaya ekmekle gidilmeyeceği için, ve bu durum bir çocuğu öldürmeyi haklı çıkaramayacağı için salak salak tezlerle savunulamayacak saçmalık..

  • birçok annenin cahil, çocuğunun neye değer verdiğinden haberi olmayacak kadar ilgisiz ve çocuğunu birey olarak görmeyen, sahip olduklarına saygı duymayan kişiler olduğunu gösteren eşyalar.
    kusura bakmayın ama bu böyle. bir kere bir eşyanın maddi değeri olup olmadığını anlayamayanlara yorum bile yapmıyorum zaten. onun dışında ilgili bir anne çocuğunu tanır, değer verdiği şeyleri bilir. hadi onu da geçtim, çocuğunun eşyalarını ona sormadan atmayacak kadar ona birey olarak saygı duyar.
    okuduğum entryleri görünce yazarlarının yerine ben sinirlendim.