hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • adını bilmediğim, babasıyla birlikte "boyun eğme" tshirt'üyle yürüyen kk'nın oğluna bakıyorum sonra bilal erdoğan'a...

    kocasıyla birlikte yürüyen ve ," eşi olarak değil bir birey olarak yürüyorum " diyen boynunda yaşmağı,sırtında düz yeşil tshirtüyle selvi hanım'a bakıyorum sonra emine erdoğan'a...

    "adalet pankartı, atatürk posteri ve türk bayrağı dışında hiç bir şeyle gelmeyin, bu bir parti mitingi değil, herkesin adalete olan ihtiyacı için yürüyorum" diyen kılıçdaroğlu'na bakıyorum sonra, "biz lütfettiğimiz için yürüyebiliyorsunuz" diyen, herkesle ama herkesle kavgalı erdoğan'a bakıyorum...

    umarım bu ülkeye, umut, huzur, güler yüz, hoşgörü ve adalet hakim olur diyorum.

    şüphesiz ki türk siyasi tarihinin en büyük hareketlerinden biridir. ayağınıza, aklınıza sağlık...

  • gene iyidir. hatta çok iyidir... ben sms’le terk edilmişim. evet, edilmişim! anlatayım.

    yıllar önce...

    efendim, o ara sevgilim(bkz: tus)a hazırlanıyor, pek görmüyorum. istesem görürüm de, kafa beyin bırakmıyor... düşün, deneme sınavı anlatıyor!

    bir gün dedim ki; “sen sakin sakin çalış, zaten 1 ayın var, ne uyuduğun saat belli, ne uyandığın... konuşmak istedikçe sen beni ara.” (valla pislik yapmıyorum, seviyorum üstelik. ama elini yüzünü yıkayacak hali yok, nerde kalmış birlikte zaman geçirmek.)

    sınava girdi, memleketine gitti... aradım bakmadı... sınav sonuçlarının açıklandığını tesadüfen duydum... bir tuhaflık var! gene aradım, gene bakmadı. o ara benim de gündem yoğunlaştı. oturup da kritik edecek, dertlenecek kadar boş vaktim yok.

    (bak tarihi de unutmam) ekim’in 1’i... gündem durulmuş, aylak bir gün, boş beleş telefon kurcalıyorum. “uf amma da çok reklam sms’i gelmiş.”

    silerken silerken, bir sms serisi!

    bana bir sms’ler yazmış, bir laflar hazırlamış! hoş, lafı hep uzatırdı da, orda daha da uzatınca... başta konuyu da pek anlamadım! destan gibi... geçmişten günümüze! sonra sonra ayıktım, e ben meğerse 2 hafta önce terkedilmişim... terkedilmişim! haberim yok!

    demem o ki; whatsapp bence iyi. bir kere, takibi/farkedilmesi kolay. tamam, terkedilmek hepimize acı da;

    - vatan bilgisayar flash indirimi
    - bonus hesap ekstresi
    **terkedildiğim sms zinciri
    - şen kardeşler halı yıkama kampanyası

    arasında terkedilmek... daha bi acı değil mi kardeşlerim?!

    (edit: mesaj alıyorum, yanlış anlaşılmış. doktor olan ben değilim, o zamanlardaki sevgilim)

  • 45 bölüm izle 1 ay bekle, nasıl dayanacağız bilmiyorum.

    en iyisi spoiler manyağı olmadan kitaplarını bitirmek bir an önce.

  • 29 ekim'de açılacağı deklare edilmiş ve son hâlini de oldukça beğendiğim istanbul'un modern mimarisinin örnek yapılarından biri; ancak şehir belleği önemli. biraz bu yapının tarihine bakmak lazım. bu günlere nasıl gelindi?

    öncelikle tabanlıoğlu ailesinin damgasını vurduğu eserin ilki, modern türk mimarisinin sayılı örneklerinden biri olarak görüldü hep. bu yüzden mimarinin özgün hâline sadık ilerlemesi anlaşılabilir ve mantıklı. zaten oğul tabanlıoğlu projenin yürütücüsü ve teklif kendisine hükümetten gidiyor. kendisinin de ifade ettiği üzere aslında akp hükümetine iş yapmak istemiyor; ancak akm'yi bir aile meselesi olarak görüyor ve bana göre de iyi bir iş kotarıyor.

    tabanlıoğlu birkaç yıl önce financial times'a verdiği röportajda da istanbul büyükşehir belediyesi'nin izin vermesi durumunda yapıyla meydanı bütünleştirecek bir havuz projeleri olduğunu ve bunu hayata geçirmeleri durumunda bütün bir taksim'le mimari yapının tam entegre olacağını vurgulamış. zaten biliyoruz ki taksim meydanı için ibb'nin bir dönüşüm projesi var ve ısrarla aylardır bekletiliyor. proje onaylanırsa taksim meydanı'nda da büyük bir değişim olacak.

    akp'nin yapıya dönük ilk söylemini dönemin kültür bakanı atilla koç şekillendirmişti ve yapının ömrünü tamamladığı gerekçesiyle yıkılmasını istemişti. 2007 yılına gelindiğinde koruma kurulu bu talebi reddetti ve yapıyı 1. derece kültür varlığı olarak tescil etti.

    bu süreçten sonra da zaten koruma kurullarının yapısına müdahale edilmeye ve istenilen birçok karar için baskı kurulmaya başlandı. 2010 istanbul kültür başkenti projesi kapsamında bu sefer bir çeşit uzlaşı ile yenileme projesi ortaya atıldı ve tabanlıoğlu burada sürece tekrar müdahil oldu. bu proje gerçekleştirilemedi.

    2012 yılında bu sefer sabancı holding restorasyona destek olmak istedi ve 30 milyonluk hibe sağlayacağını açıkladı. gezi olayları sonrasında bu proje de iptal oldu ve zaten sonrasında restorasyonun fayda etmeyeceği, yapının tamamen yıkılıp yeniden yapılması gerektiği fikri ortaya atıldı.

    netice itibariyle akm 14 yıla yakın bir süredir kapalı ve çeşitli iktidar oyunlarının merkezi oldu. bugün sona gelindiğinde ortaya özgünlüğünü koruyan ve bununla birlikte geliştirilmiş bir yapı görüyoruz; ancak geçmişi de unutmamak gerekiyor. bununla birlikte akm laneti diye bir şey var. umarım teknik anlamda da her şey yolundadır ve herhangi bir kazaya mahal verilmez. kültür sanat camiasının yıllarca kullanabileceği, özlenen ortam tekrar taksim'de yeşerir ve bir dönüşümün de habercisi olur bu açılış.