ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
benzin ışığı yandıktan sonra araba kullanmak
-
şansınızı çok zorlarsanız benzin pompanızın canına okuyacak olay. özellikle kullandığınız araç 2000 cc ve üstü motora sahipse, üzerine birde septronik-otomatik vitesliyse depodaki benzine güvenilmemesi gerektiğini gösteren uyarı ışığıdır. gittiğiniz güzergahtaki birkaç yokuş, trafik yoğunluğu ve dur-kalklar bile sizi yolda bırakmaya yetebilir. en yakın benzinciye ulaşmaya çalışın aksi takdirde olmayan benzini vakumlamaya çalışan yakıt pompanız yanar olmadı en iyi ihtimalle yakıt deposunun dibindeki pisliklerden dolayı pompanın filtresi tıkanır. benzine vereceğiniz paranın birkaç katını çekiciye, tamirciye, parçaya vermenize neden olabilir.
borç para ile tüp bebek yapmak
-
bugün sosyal medyada denk geldiğim paylaşım ile haberdar olduğum durum. erkek asgari ücretli, kadın ev hanımı, kirada oturuyorlar. bebek sahibi olmak için çok çabalamışlar ama olmamış, onlar da 11 bin lira borç bularak tüp bebek tedavisine başlamışlar, yazılana göre tutmuş ama şimdi de annenin haftalık 300 liralık bir iğne olması ve çok iyi beslenmesi lazımmış. aldıkları 11 bin lirayı ödemek ve tedaviyi devam ettirebilmek için yardım istiyorlarmış. erkek şu an evin temel ihtiyaçlarını bile karşılamak da zorlanıyormuş. yardımlar illa para şeklinde olmak zorunda değilmiş, isteyen ilaçları ve gıdaları kendisi alabilirmiş falan, filan.
gerçekten aklım almıyor, mantığını kavrayamıyorum. bu nasıl bir şeydir? tamam evlat sahibi olmak istersin, bu bir güdüdür. ama arkadaş dünyaya getireceğiniz çocuğa bu kötülüğü niye yapıyorsunuz? bu ülkede hayat zaten zorken, siz kendiniz zor geçinirken, borç ile harç ile kendi yaşadığınız zor hayatı bir cana daha yaşatmaya nasıl vicdanınız el veriyor? ne desek boş, hem de bomboş.
edit: bir altta bana aklınca laf sokan dangalak emin ol o aile yapabilse 10 çocuk yapar, aile urfa'da yaşıyormuş. doğacak çocuğa belli bir yaşam standardı sunamayacak, sağlıklı besleyemecek, kaliteli bir eğitim aldıramayacak kişiler çocuk sahibi olmasın arkadaş. bunu söylediğim için bok kokan ağızları ile sürekli sağa sola hakaret yağdıran, illa gel bana küfret diye çaba gösteren beyinsizlerin farklı düşünüyor olması fikrimi değiştirmez.
edit2: devleti istediğin kadar suçla kardeşim, eleştir, de ki tüp bebek masraflarını devlet karşılasın ama şu anki durum bu, borç harç ile, kendileri geçinemiyorken, yardım toplayaral o hayata şu an bir bebeği dahil edecek olanlar ülke gerçeklerinin farkında olarak hareket etmeli.
harry potter'in ilk kupasının şaibeli olması
-
hogwarts'ta işlerin ne derece kirli işlediğini gözler önüne seren bir gerçektir.
--- spoiler ---
bilindiği üzere harry potter'in ilk senesinde bölüm kupasının sıralaması şöyleydi;
1. slytherin 472 puan
2. ravenclaw 426 puan
3. hufflepuff 352 puan
4. gryffindor 312 puan
bu sıralamaya göre bütün hogwarts süslenmiş, bütün odalar "saldır yılanım" flamalarıyla bezenmiş, her yer şanlı slytherin'in yeşili ve siyahı boyanmış, taraftar şampiyonluk kutlamalarına başlamışken tutuyor bu alçak hogwarts müdürü hiç bir kurala kanuna dayanmayan tamamen sikinin keyfine verilmiş puanlarla gryffindor'u şampiyonluğa ortak ediyor.
bütün sene haşaralılıklarıyla herkesi hayatından bezdiren, değerli hocamız severus snape'a, öz beöz slytherin çocuğu malfoy'a ve camiamıza ağza alınmayacak hakaretler eden hermione-ron-harry üçlüsüne sırayla 50, 50, 60 puan vererek adeta ulu orta kayırmacılık yapıyor.
ama işte allah'ın sopası yok. hesabını iyi yapamamış olacak ki bunak herif, şikeyi bile doğru düzgün yapamadan iki takımı 472 puana eşitlemiş oluyor.
bundan sonrası daha da evlere şenlik. kürsüde konuşurken yaptığı hatayı anlayan dumbledore, son bir kıvırmayla bütün sezon yokları oynayan nevile'e 10 puan daha yazıyor.
bu tiyatroya itirazlarıyla adeta çılgına dönen slytherin taraftarına ise hiç kulak asılmadan flamalar filan bir büyüyle değiştiriliyor.
böylesine şaibeli ve ahlaksız bir sonuçtan bile utanmayan gryffindor takımı ve bilhassa harry potter, sözüm ona tarafsız dumbledore ile objektiflere poz vererek kupayı kaldırıyor.
buradan bu tiyatroyu kınıyorum. ve slytherin'in alnının akıyla kazandığı kupasının geri verilmesini talep ediyorum
--- spoiler ---
edit: bugün gryffindor'un yanında olan hufflepufflu ve ravenclawlı kardeslerime sesleniyorum; bu ateş üflemekle sönmez. adaletini bozduğunuz kantar birgün sizi de tartar.
edit2: arkadaşlar gerçek şampiyon slytherin'imizin asıl renklerinin yeşil gümüş olduğunu biliyorum. o seneki deplasman formasının yeşil-siyah olmasından ötürü öyle söyledim. siz bu algıcı gryffindor yosmalarına aldırmayın.
bankalar nasıl para kazanır
-
bir anıyla anlatayım.
mudi : benden neden havale kesiyorsunuz, ben müşterinizim ama?
memure: efendim, biz zaten müşterilerimizden para kazanıyoruz.
bende bir aydınlanma, mudi amcada bir sersemlik durumu oldu. e yani!
çalışma bakanının hiç çalışmamış olması
-
aile ve çalışma bakanı olan zehra zümrüt selçuk'un kariyerine baktığımızda, türkiyedeki çalışan sayısının en çok olduğu hiçbir sektörde çalışmış olmadığını görebiliriz...
değerli kariyerinde islam işbirliği teşkilatı'nda araştırma görevlisi, kadın ve demoktasi derneği 'nde ankara temsilciliği,satrançla büyüyorum derneği yönetim kurulu üyeliği gibi görevleri olmuş.
hal böyle iken sağlık çalışanlarının sorunlarını anlaması imkansız ve kaldı ki tutmuş vazife malullüğü gibi konulardan bahsedebiliyor...
endüstrinin yetiştirdiği binler hatta milyonlar olan bir ülkede bu hali ile çalışma bakanı olma sıfatını elde edebilmesi başlı başına bir liyakat skandalıdır...
edit. imla...
bir kürt olarak kobani'ye gidiyorum
ölünün arkasından helva yapıp yeme saçmalığı
-
" islâm öncesi arap geleneğidir " denilmiş.
türklerin bir kültürü geleneği yok zaten, her şeyimiz arap geleneği değil mi?
o yüzden millet bu geleneği dinî bir şey, vacip falan sanıyor.
ölen kişinin ardından helva yapılıp taziyede ikram edilmesi geleneği kadim bir türk geleneğidir. eski türkçede " süçig " yahut " çövenç " şeklinde ifade edilen helvanın yapımına herkes katkıda bulunur, böylece ölen kişinin ruhuna dostluklarını ilettiklerine inanırlardı.
hatta anadolu'nun çoğu yerinde olduğu gibi benim anneannem bile hâlâ bu taziye helvasına " yuğ aşı " demektedir.
" yağlaş " diyenler de vardır.
türkler, doğaya gösterdikleri saygı ve duydukları hayranlığı da bu gelenek ile göstermektedirler aynı zamanda.
su, un ve ateşin biraraya gelmesiyle elde edilen bu tatlının geride kalanlara dirilik ve güç verdiğine inanılır idi.
ayrıca ölen kişinin ardından tutulan yasın, merhumun mensup olduğu boyda ayrıştırıcı değil; birleştirici bir hâl aldığını da sembolize etmektedir bu gelenek.
yani ölenin ardından topluca helva yemek ona bir saygısızlık değil; büyük bir saygıdır!
hele hele bir arap geleneği hiç değildir!
sevgilisiyle 792 saat telefonla konuşan kız
-
sevgilisiyle 792 saat konuşan erkekle çıkmaktadır. arkadaş, şu cinsiyetçiliğinizden gına geldi.
nükleer bomba
-
1945-1998 yılları arasında dünyada 2053 tane nükleer patlama gerçekleşmiştir. bu nükleer patlamaların geneli nükleer bomba testlerinden oluşmaktadır.
bu patlamalardan ülkeler aşağıdaki dağılım ile sorumludur:
pakistan: 2 adet
hindistan: 4 adet
çin: 45 adet
birleşik krallık: 45 adet
fransa: 210 adet
sovyetler birliği: 715 adet
amerika birleşik devletleri: 1032 adet
video'da kuşbakışı görüntü ile bu patlamaların yerlerini kronolojik olarak görebilirsiniz.
1998 yılından sonra ise kuzey kore'nin 6 adet nükleer bomba testi yaptığı düşünülmekte, çin'in ise 1 adet nükleer bomba testi yaptığından şüphelenilmektedir.
yapılan en büyük 5 nükleer bomba testinin tamamı ise sovyetler birliği tarafından 1961-1962 yıllarında yapılmıştır. görsel
nükleer test görüntüleri:
sovyetler birliği: rds-3 1951
amerika birleşik deblerleri: operation hardtack i 1958
kaynak: ctbto.org - wiki 1 - wiki 2
anadolu partisi'nde istifa depremi
-
korkudan linke tıklayamıyorum. emine ülker tarhan istifa edip başka parti kurmamıştır umarım.
atilla taş'ın türk milletine yaptığı saygısızlık
-
eğer ki o kurt siyaset üstü bi simgeyse, türk milletinin simgesinden prim yapmaya çalışan partiler utansın o zaman.