ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ukrayna halkının türk halkından daha cesur oluşu
-
kısmen katıldığım gerçek.
birincisi ukrayna'da olaylara bakış çok farklı. bizde hakkını arayan herkes "anarşik" olarak isimlendirilir ve haklı olsa bile hakir görülür. işsiz kalıp başbakana-bakana haykıran adam bile partizanca saldırıya uğrar, sıradan vatandaş tarafından linç edilir. linç edenler de muhtemelen açlıktan ağzı kokanlardır.
ikincisi orada büyük oranda göstericiler şiddet kullandı. oradaki kullanımı sonuna kadar meşru görüyorum, haklı buluyorum. eğer bizim gibi "şiddet yok abi" modunda olsalardı sinek gibi ezileceklerdi. öte yandan biz şiddet kullansa idik muhtemelen paramiliter güçler oluşturulup ateşli silahlarla vurulacaktık.
sorun, korkaklık değil ama halkın hala tebaa psikolojisi ile devlete ve dolayısıyla güce tapmasıdır.
son hususta bir şeyler yazdım, dolu bakınızdır. (bkz: türk halkının tebaa psikolojisinden çıkamaması)
7 şubat 2016 beşiktaş'ın attığı gol
-
her kaleci hatası şike olsaydı beşiktaşımızın kalecisi tolga* soyadının hakkını fazlasıyla veren biri olurdu. şimdi dağılabilirsiniz liseliler.
koyun eti yemiyorum kokuyor terör örgütü
-
üniversitede bir kız arkadaş vardı, o da "ben kurban eti yiyemiyorum, kokuyor" dediğinde bu örgütten olduğunu düşünmüştüm. kurban bayramından 6 7 ay sonra bu dediği aklıma geldi, okula dönerken evde kalan etlerden yarım kilo aldım. kızı yemeğe davet ettim, markete gittik yarım kilo et aldık. ben eve geçip etleri değiştirdim, akşam yemeğe geldiğinde eti yiyemedi. çok ciddiyim eti yiyemedi, kokuyor dedi.
nasıl oluyor bilmiyorum ama anlıyorlar amk, terör örgütüne girince eğitim mi veriliyor noluyor bilmiyorum ama anlıyorlar.
düzeltme tarihçesi
-
son hali sayesinde farkettim ki sozlukte ciddi oranda bir entry'yi once turkce harflerle yazip sonra turkce harfleri cikaran bir kesim mevcut. gozlerime inanamadim.
soyle mesela: entry "şebekliğin lüzumu yok" iken "$ebekligin luzumu yok" olarak editleniyor. birden fazla yazarin bunu yaptigini gordum.
tamamen program yazma aliskanliklari ve hitnet gibi faktorlerden dolayi ingilizce klavyeye asina olmus haliyle turkce klavyede yazmakta zorlanan bunyemin ciktisindan ibaret, sozlukte de yerini uluslararasi karakter setlerinin oturmadigi donemde bulmus olan bu tercih 10 yilda oldu mu sana turkce harflerin uncool olduguna dair sosyal bir gudum? vay be demek ki toplumlar boyle sekilleniyomus, ideolojiler alttan alttan boyle yavas yavas empoze ediliyormus. vay bana vaylar bana.
hayir millet sozlukte basliklarda turkce harf kullanilmamasini ve ilk kusak yazarlarin ingilizce karakter setiyle entry girmesini boyle yorumladiysa, yonetimin yazar ucurmasini, caylaklik maylaklik, moderasyon gibi uygulamalari nasil yorumladi allah bilir.
sosyal sorumluluk da boyle bir seymis tanismis oldum.
niko bellic
-
adamdır. kuzeni roman'ın mektuplarına kanmakla beraber, intikamı için liberty city'e gelen bir sırptır. salak kuzenini her defasında beladan kurtarır, kuzeni hayatımı mahvettin deyince ses etmez, öyle de adamdır. herhangi bir gta karakteri değildir benim için. gerçek bir insandır. sözde amerikan rüyasını yaşamak için amerikaya gider ama aradığını bulamaz. tıpkı gerçek insanlar gibi. belkide hayatımda gördüğüm gerçeğe en yakın kurgu karakterdir. yeri ayrıdır. bakıldığında çoğu gta ana karakteri öyledir ama bu adam bir değişiktir. bu adam bambaşka hislere boğar adamı. yaptığı kötülükleri takdir etmezsiniz, ama buna zorlandığını görürsünüz. geçmişinden ne kadar kurtulmak istese de kurtulamadığını görürsünüz. bu adamı anlatmaya kelimeler yetmez. öyle bir adamdır.
futbolcunun adını söylemeden anlatmak
-
sağ ayağına 500 sayfa kitap yazılır, son satırına solaktı diye eklenir.
hıdrellez
-
her hıdrellez'de bir gülün altına dileğimi ya kağıda çiziyorum ya da çakıl taşlarıyla resmediyorum, ayrıca gülün dalına aynı dileği tutarak bir de kurdele bağlıyorum, ertesi sabah kağıdı, taşları ve kurdeleyi alıyorum ve denize ya da bir akarsuya atıyorum.
bunca sene her ne dilediysem oldu. mesela geçen sene ev diledim, gül ağacı bulamadığım için dut ağacının altına mavi mozaik taşlardan bir ev yaptım ve bu sene kendi evimde oturuyorum :)
sadece çocuk dileğim olmadı, ya tıbbi olaylara karışmıyorlar ya da çizdiğim bebeği kedi olarak algıladılar ve zaten bir kedim varken bir kedi daha geldi eve. adını maşuk koydum.
bir de bugün benim doğum günüm, annem "seni bana hızır ve ilyas getirdi" derdi ve ben kendimi çok özel hissederdim...
nokia'nın nasıl bittiğini anlamlandıramamak
-
çok basit, android işletim sistemini reddedip kendi boktan işletim sistemlerinde direttiklerinde
seçmenin %25'inin azerbaycan'a yerleşmesi
-
azerbaycan hakkında bilgi sahibi olmadan dile getirilen önermedir.
azerbayca'da dönen rüşvetin, üçkağıtın haddi hesabı yoktur. o yüzden %25 değil de %49 gitse çok daha çabuk uyum sağlar.
hem sırıtmazlar da!
2 metreden uzun insanların ekseriyetle iyi olması
-
o rakımda allaha yakın oluyorlar mübarekler, ondandır.
imamoğlu'nun gece yarısı mecidiyeköy'de gezmesi
-
koruma ordusu olmadan, az önce, üstelik canlı yayında gerçekleşmiştir.
youtube linki
iyi ki varsın ekrem başkan.
edit: gta’lı versiyonu da twitter’dan gelmiş