ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bana iyi geliyorsun diyen kız
-
tedavisi bittikten sonra taburcu olacak kızdır.
21. yüzyıl hayratı olarak ücretsiz wi-fi
-
nasıl ki eski zamanlarda zengin insanlar hayır olsun diye köy arası yollara, belirli noktalara hayrat yaptırdıysa. yani çeşme yaptırıp o insanların susuzluğunun giderilmesine, serinlemelerine çare olup sevap kazandırdıysa, aynı olayın 21. yüzyıla uyarlaması.
belirli noktalara bir wifi router, modem konulup, üzerine artık aynı çeşmelerdeki gibi bir mermer ile, taş ile mehmet efendi hayratı gibi yazılar yazılsa, ruhuna el fatiha dense filan. ismi de mehmet efendi hayratı olsa wifi'ın ve mesela şifresiz olsa filan. bu gibi hayrına işler yapılabilir belirli noktalarda ve sahipleri de sevap kazanır, öldüyse arkalarından yaptırıldıysa filan da kabir azapları azalır, dua alırlar. degerlendirilmesi gereken bir fikir.
çin restoranı sendromu
-
monosodyum glutamatın zararlı olduğu asparagasını doğurmuş sendrom.
msg tartışmaları 1968 yılında kwok tarafından bilimsel bir dergiye (new england journal of medicine) gönderilen mektuplarla başlıyor. kwok 6 mektup süren yazışmaları sırasında kollarından sırtına yayılan bir hissizlik hali ile genel bir zayıflık ve çarpıntı semptomlarından bahsediyor. kwok mektuplarında bu belirtilerin çin yemeklerini pişirirken kullanılan şarabın alkolünden, sodyumdan ya da msg’den kaynaklandığını ileri sürüyor. bu belirtileri gösteren hastalığı ise “çin restoranı sendromu” olarak adlandırıyor. 1995 yılında faseb (amerikan deneysel biyoloji toplulukları federasyonu) aşağıda verilen belirtileri gösteren msg semptom kompleksi adı ile yeniden adlandırıyor.
ensede, kollarda ve göğüste yanma hissi
yüzde gerginlik
göğüs ağrısı
baş ağrısı
bulantı
çarpıntı
enseden kollara yayılan hissizlik
uyuşma
yüzde sıcaklık hissi
astım hastalarında bronkospazm (solunum yollarının daralması)
k.o.z. filminde muhsin yazıcıoğlu'nun ölüm sahnesi
-
kendileri yapmis gibi, oradaymiscasina anlatmalari ilginc olmus tabi.
kızını başörtü ile görünce çıldıran anne
-
sen doğur, büyüt, hayatını çocuğuna ada.. evlilik yaşına gelsin biricik kızın... sonra kızının salak olduğu gerçeğiyle karşılaş. nasıl bir reaksiyon bekliyordun ?
işi bırakıp ev hanımı olmak
-
ben de bırakmak istiyorum ama bu saatten sonra erkek halimle nasıl ev hanımı olacağım bilmiyorum.
sette çok eğlendik diyemeden ölüp gitmek
-
içimde ukte kalan durum.
ben de sette çocuklar gibi şen şakrak eğlenmek istiyorum ulan..
7 mayıs 2020 döviz kuru haberlerinin yasaklanması
-
(bkz: 1984 (george orwell romanı))
1946 devaluasyonu
-
% 120'lerle cumhuriyet tarihinin en yüksek oranlı devalüasyonu olan 7 eylül 1946 tarihli bu devalüasyonun arkasında yatan temel saik, ülke içi ekonomik dengelere ayar çekmekten ziyade, türkiye'nin uluslararası sistemle bütünleşmesini sağlamaktır. uluslararası sistem gibi alengirli laflarla süslediğime bakma! bildiğin kapitalizm bu.
türkiye'ye sokulmak istenen 4 ton dolar
-
(bkz: bir para birimi olarak ton)
bülent kayabaş
-
bülent kayabaş'ın anılarından...
'pendik tiyatrosu' adlı bir girişimde bulunmuştuk genç arkadaşlarla beraber. 1967'de, kemal'le ilk kez orada tanışıp samimi olduk.
paramız yoktu beş kuruşsuz dönemlerimizdi. geceleri yemek yedikten sonra, parasızlıktan çay bahçesine filan da gidemiyoruz. sabahı bekliyoruz fırınlar açılsın diye. fırından ekmek alıyoruz. o zamanlar ortalık o kadar sakin ki; manav domatesini biberini yerinde bırakıp gidiyor geceleri. biz de o domateslerden alıp tuza banarak yiyoruz. öyle geçiyor günler.
provalar oldu, oyunlar başladı derken biz hâlâ, devamlı domates alıyoruz aynı tezgâhtan; ama bayağı alıyoruz yani. "alıyoruz" dediğim, düpedüz çalıyoruz! yıllar sonra o kemal sunal, ben bülent kayabaş olduktan sonra, bu anıyı anlattık birbirimize. çok güldük, hüzünlendik, derken düştük kemal'le pendik yollarına, domateslerini çaldığımız o adamı bulmaya. bulduk da. tabii bu arada bayağı ünlü olmuşuz artık.
"vaaay!" dedi adam, "ne arıyorsunuz siz burada?"
"yahu mehmet amca" dedik, "biz böyle böyle, aşağı yukarı iki günde bir senin kasalarından domatesleri çalar, tuza banar yerdik."
adam durdu durdu, bir ağlamaya başladı ki sorma. "ne oldu amca?" dedik. "siz," dedi. "nasıl bana söylemezsiniz? siz bana neden gelmezsiniz? ben size ne domatesi, her gün yemek verirdim!" diye ağlıyor. biz ağlıyoruz, adam ağlıyor.
o zamanki insanların değeri, havanın, suyun, deniz kenarının tadı, her şey bir başkaydı. beş kuruşsuz da olsak, başka hiçbir sorun aklımızda yer etmezdi o dönemlerde.
şövalye yeminleri
-
anam avradim olsun na $u yuvarlak masaya benziyim ki bi dane dusman sağ koyarsam bütün şato beni siksin..
4 mayıs 2022 istanbul valiliği basın açıklaması
-
- evet beyler şimdi hep beraber biraz gaz alıyoruz.
+ ne diyelim başkanım?
- sen 300-500 göçmen yakaladık de, sen sınırları kale gibi koruyoruz de, sen bu arkadaşlar misafir zaten gidecekler de. hadi bakalım.
+ ama başkanım ümmet, himmet, ensar falan filan!
- şişti olm ortam kör müsün, onu sonra söyleriz.
okulda öğrenilmiş en unutulmaz bilgiler
-
atatürk 1881 yılında selanik'de doğdu. annesinin adı zübeyde hanım babasının adı ali rıza efendidir.