hesabın var mı? giriş yap

  • piyano, gitar ya da flüt gibi pek çok enstrüman, antik çağlardan günümüze değin süren ve hiç bitmeyecek olan “en iyi tınıya ulaşma çabası”nın bir sonucu olarak biçimlenmiştir. çoğunlukla öncüllerinin eksiklerini gidermek için yapılan her yenilik mükemmele yakın ama geliştirilmeye de açık tasarımlar ortaya çıkarmıştır. pek çok kere rezonansı iyileştirmeye yönelik gerçekleşen bu yenilikler, hep mekanik olmuş ve ancak ardılları katkılarıyla son hallerine ulaşmıştır.

    bu açıdan bakılacak olursa, gitar, flüt ve hatta piyano bile tam olarak bir mucidin eseri, bir mucidin buluşudur diyemeyiz…

    binlerce yıl evvelki insanların bile, çekiç seslerine ya da rüzgârın ıslığına dair yorumları vardır. gözlemleri sayesinde edindikleri bilgileri zamanla organize edip, karışık, bütün ve uyumlu sesler çıkaran aletlere, enstrümanlara çevirdiler. bildiğimiz müzik aletleri, medeniyetin sabırla damıttığı bir sürecin eseri olmuştur hep.

    işte tüm bu evreleri yaşamamış hatta mucidi tarafından yaşatılmamış bir enstrüman; theremin. az evvel bahsettiklerime tamamen zıtlık teşkil eden bir enstrüman bu. zira medeniyete bıraksak hala keşfedilmemiş olabilirdi. bu sebepten theremin’i anlatırken mucidi lev sergeyevich termen’i icadından evvel anmak gerekir.

    her ne kadar medeniyetten hızlı davranıp manyetizmayı kullanarak bir enstrüman geliştirmiş, elektronik müziğin ilk enstrümanını icat etmiş olsa da gomidas’la birlikte geçtiğimiz yüzyılın kıymeti bilinmemiş iki müzik dehasından biridir kanımca lev termen.

    1914’te st. petersburg üniversitesinde fizik eğitimine başlayan termen, henüz 22 yaşındayken yani 1918’de basınç altındaki gazların yoğunluğunu ölçecek bir alet üzerinde çalıştığı sırada heterodin üreten osilatörler keşfediyor. tesadüf eseri bulduğu bu devrenin çok hassas bir algılama yeteneği olduğunu hatta ellerinin hareketlerinden dahi etkilendiğini fark ediyor. lev termen’i özel kılansa işte bu keşfi bir müzik aletine çevirmesiyle oluyor.

    hali hazırda bir çello öğrencisi de olan termen, keşfettiği uyarıcı tetikleme sistemini bir müzik eseri çalabilecek biçimde geliştiriyor. başlarda tek antenli ve sadece frekans üreten theremin 1919 yılına gelindiğinde günümüzde bile çok değişikliğe uğramamış son halini alıyor. buna göre, dik duran anten yatay eksendeki hareketlerin antene uzaklığını ölçüp frekans-nota olarak yorumlarken, bir diğer kapalı anten yine elin uzaklığına göre çıkacak sesin genlik miktarını belirliyordu. zamanla bu tasarıma ses dalgasına biçim de atayan parametreler eklendi. ve termen daha sonradan kendi adıyla anılacak olan bu enstrümana etherphone adını verdi.

    1921’de 8. rusya elektronik mühendisleri konferansında ilk prototipi tanıtılan theremin çok büyük ilgi çekti ve aynı konferansa katılan lenin’in desteğini de alarak 1927’den itibaren avrupa ve birleşik devletlerde tanıtılmaya başlandı. lenin bu buluşun bir elektrikselleşme devrimi olduğunu ve böyle bir icadın komünizmi güçlendireceğini düşünüyordu. 1927’ye kadar lev termen, lenin’in de desteğiyle 600 theremin yapıp, kendini de performans verecek kadar geliştiriyordu. ayrıca o bir bilim adamıydı ve 1921–1927 yılları arasında görüntü aktarımı ve televizyonun icadına fikir verecek çalışmalar daha yaptı. ancak bu çalışmaları rus hükümetinin çok gizli sınıfına dahil etmesi sebebiyle çok fazla bilinemedi.

    theremin rusya dışındaki ilk performanslarına avrupa ülkelerinde başladı. gittiği yerlerde rus büyükelçisi gibi karşılanan theremin, kendi ülkesinde gördüğü ilgiden çok daha fazlasını burada bulmuştu. öyle ki performanslar sırasında izdihamlar hatta paris’teki sahne sırasında polise ihtiyaç duyulan bir galeyan meydana geliyor. hayatlarında daha evvel ses yükseltmeye yarayan bir speaker görmemiş 1920’lerin izleyicisi arasında thereminden çıkan sesin ruhların sesi olduğu söylentisi yayılmış ve bu ilgiyi katbekat arttırmıştı.

    amerika’ya sarkan turne sonunda lev termen 1930ların ortasına kadar bir daha rusya’ya dönmüyor. zira burada yaptığı keşifler bir rejimin malı edilmiyor ya da devlet sahiplenip çok gizli damgasını vurarak yayılmasını engellemiyordu. ayrıca bireysel bir patent alma hakkı da vardı ve öyle yaptı. tanesi 500 dolardan satılan tam 3000 theremin üretti ancak icrası çok zor olduğu için hiçbir zaman ticari başarı kazanamadı.

    avrupa turnesi sırasında tanıştığı ve theremine ilgi duyan clara rockmore ile birleşik devletler’de de çalışmaya devam etti ve onunla birlikte çalışarak thereminin üstünde çeşitli değişikler ve düzeltmeler yaptı. bu yetenekli genç bayan 1998’de hayata gözlerini yumana dek melodik müzik icrasında kullanarak theremini ciddi bir enstrüman haline getirdi.

    1938’de birleşik devletler’deki çalışmalarını yarım bırakıp birden ortadan kaybolan lev termen 1947’ye kadar ortalarda hiç görülmüyor. bu ortadan kayboluşun sebebi tam bilinemese de rusya tarafından ajanlıkla suçlanıp kaçırıldığı ve 10 yıl kadar mahkûm tutulduğu söyleniyor. 1947’de moskova konservatuarında değişik thereminler ve çalma teknikleri üzerinde yeniden çalışmaya başlayan termen, bir yandan da kgb için elektronik aletler üretmeye devam ediyor. ancak theremin 1970’lere kadar seri üretime giremeyip, çok fazla sanatçı yetiştiremiyor.

    icra biçiminin dikkat çekici görselliği, çıkarttığı sesin kendine has tınısı ya da manyetik prensiple çalışan bir müzik aleti olmasına rağmen theremin yeterli sayıda icracıya sahip değil. çalım tekniğinin zor oluşu, hava sıcaklığındaki ani değişimlerde standart ses aralığını kaybedecek kadar hassas oluşu ya da enstrümanın portatif hale ancak son yıllarda gelmesi sebepleri yüzünden bir solo çalgı olabilecek kadar hala gelişmedi. günümüzde ise deneysel müzik, tonal ya da atonal doğaçlama sanatçılarınca yeniden aktifleşmeye başladı.

  • çocukluğumdan aklımda kalan garip fotoğraflardan biri.
    yaşım 12-13. karşı apartmanda - ama nası karşı bak, tam bizim evin hizasında. bizim evin ayna görüntüsü gibi düşün- birlikte yaşayan fantastik bir çift oturuyor. şimdi bundan 11 sene öncesine git. bak bakalım orda birlikte yaşayan çift denen şeyden kaç tane var. çevrede yarattığı yankıyı düşün. erkek olanın adını jose mariano koymuştum. (o zamanlar yayınlanan salak dizilerden birinin jönüydü ehehea) o yüzden bundan sonra kendisinden jose mariano diye bahsedeceğim.

    şimdi bunlar çevredekilerden oldukça farklı bir çiftti. zira evli olmadıkları için, evde bir aşk havası süzülür dururdu. o yaz, açık balkon kapısından, onların hayatına dahil olmuştum. hatta sitece olmuştuk ahahaha. ama bunlardan onların haberi yoktu sanırım. çünkü öyle davranıyolardı. akşam olurdu, jose kapıdan koskoca bir çiçekle eve girer, karşı evde bir fransız güncel dizi filmi mutluluğu yaşanırdı. abla mütemadiyen jose'nin kucağındaydı. kucağa atlandıktan sonra, evde mutfaktan antreye, antreden yatak odasına doğru ışık geçişini takip etmek zor olmazdı. aynı zamanda tasarrufsever de bir çiftti bunlar.

    gene gecelerden bir gece, abla mutfakta yemek yapmaya başladı. yere kadar olan jaluzi sayesinde görünmediklerini zannediyolardı fakat biz hepsini görüyor, god bless their love diyerek ellerimizi birleştirip tanrıya yakarıyorduk. abla tezgahta bişeyler doğrarken (oha detaya gel) jose mutfağa girdi ve yemek yapan o kadına arkadan sarıldı. 1-2 sallandılar. sonra ne mi oldu? mutfaktan antreye, antreden yatak odasına bir ışık geçişi. yemekten haber alınamadı.

    bu saadet bir kaç yıl böyle sürdü. hatta üst komşunun oğlunun dediğine ve bizim de şahit olduğumuza göre (hohoahah kaçmaazz) o evde çok daha çılgın hikayeler yaşandı. diğer başka ablalar gibi. sonra, aniden evlendiler. eve bi mutsuzluk çökmüştü. çocukları oldu. aşk bitmişti. ne yemek yapan ablaya arkadan sarılma kalmıştı, ne çiçek, ne ot, ne kucağa alma ne de ışık geçişleri.

    hayatımda ilk kez bi aşkın ölümüne, bir ikilinin macerasever genç bi çiftten "amca ve teyze"ye geçişine şahit olmuştum. ilişkilere bakışımı etkileyecekti bu.

  • sinan özendir. daha bu yaşıma kadar "ben sinan özen'e uyuz oluyorum." diyen bir şahısa denk gelmedim. ki düşün pepe'yi bile yakalasa sinirinden skecek adamlar var bu ülkede.

  • tabii siz yine olayları unuttunuz. ben size hatırlatayım. 2011 yılında saab ile dalga geçen hükümet, üretimden kaldırılan arabanın haklarını almamıştı. ardından 2012 yılında, 1 (bir, iyi oku) milyon dolara çinliler satın aldı (nevs firması). 2015 yılında ise bizim zeki türk hükümeti gidip çinlilerden 40 (kırk, dikkat) milyon dolara satın aldılar.

    saab & gm işbirliği ile 2002'de üretilmeye başlanan ancak başarısız satış grafiği nedeniyle üretimden kaldırılan saab 9-3 (cadillac bls) otomobilin sadece kalıbı için ödendi bu para. o zamanlar sözlükte de olay olmuştu. "salak mıyız biz, ucuzken reddettik, niye başkasından 40 katına alıyoruz" diye. hayır, salak değiliz. hırsızlar tarafından yönetiliyoruz.

    2015 yılında hükümet bu rezilliği şov malzemesi yapınca saab firması isyan etti. "bizim türkiye ile bir anlaşmamız yok, saab ismini telaffuz etmeyin" diye:

    --------------------
    saab: nevs firması saab markasını temsil etmiyor, sadece otomobil tesisini aldı. bizim türkiye’de otomobil konusunda herhangi bir çalışmamız veya anlaşmamız yok. dolayısıyla türk bakanın ısrarla saab adını telaffuz etmesini anlayamıyoruz.
    --------------------

    2011- türkiye saab'ı reddediyor, dalga geçiyor

    2015- türkiye 40 milyon dolara satın alıyor

    2015- saab'ın isyanı

    cadillac bls wiki sayfası

    yabancı kaynaklarla türkiye'nin satın alma haberi

    edit: tipo, ek bilgi, yeni kaynaklar

  • - kütüphaneci kız!
    - la olum niye yere atıyon kitapları?
    - oh evet kütüphaneci kız!kız bana! daha fazla kız bana!
    - olum bak hepsini toplatırım allahıma
    - ooovhh oovh! söv bana!evet!evet!
    - mna koyim zaten alıyon alıyon getirmiyon kitapları
    - aaah geliyoooruuum geliyooruuum!
    - kitapları da getir

  • izmir'in ilçelerinden birine gitmiştim iş için, belediye binasında hesap işleri odasını arıyorum, baktım küçük bir odada bir kadın oturuyor, daldım odaya ve sordum kadına, kadın aniden panikle dışarı attı beni. meğer belediyenin hoparlörlerinden anons yapacakmış kadın, bütün ilçe benim "hesap işleri ne tarafta acabağağağğ" sesimle çınladı. ulusa seslendim lan resmen, keşke anlamlı bir şeyler söyleyebilseydim.

  • bim'den 1 lira 15 kuruş'a aldığım buono çikolata'nın dış kabını çıkartıp, üzerindeki metal kaplama ile üniversitedeki arkadaşlara ikram ediyorum. ederken de; "abimin isviçre'den gönderdiği meşhur bir isviçre çikolatası bu" diyorum. millet ise; "hayatımız boyunca böyle bir çikolata yemedik... bu nasıl bir lezzet, tabii gavur yapmış abi" diyor, bu sebeple de beni çok seviyor.

    bilemiyorum, ben mi daha büyük günah işliyorum yoksa onlar mı... gerçi; belki gerçekten de bu buono dünyanın en lezzetli çikolatasıdır, ama bu onun gaziantep'te üretildiği gerçeğini değiştirmiyor. yani gavur yapmamış beyler.

  • belki birilerinin işine yarar umuduyla kısaca bir tablo çıkarıyorum. paylaşılmayan bilgi çöptür mantığıyla bu konuda bildiklerimin yaklaşık kırkta birini ihtiyacı olanlarla paylaşıyorum, umarım kabul olur.

    1. koyu renkli, karmaşık kırmızılar

    örnek üzümler: malbec, syrah, bordeaux blend, mourvedre, petite syrah, cabernet sauvignon, meritage, touriga nacional, pinotage vs.

    güçlü eşleşmeler:
    dana ve kuzu eti
    her türlü ızgara ve mangal
    fırında uzun süre pişirilmiş soslu yemekler
    sert peynirler (cheddar, pecorino, manchego, asiago, parmesan)
    bol karabiberli yemekler

    olası alternatif eşleşmeler:
    patates
    unlu mamuller
    soslu makarnalar
    tortilla
    beyaz pirinç
    kompleks ekmek çeşitleri
    bol baharatlı yemekler
    kırmızı biber baskın yemekler (aleppo, chilli, ancho, chipotle vs)
    mantarlar
    domates ve patlıcan baskın yemekler
    soğan ve sarımsak baskın yemekler
    roquefort, gordonzola vb peynirler
    füme etler
    domuz eti
    işlenmiş etler (salam, sucuk, proscuitto vb)

    2. daha açık, damakta aromatik kırmızılar

    örnek üzümler: barbera, nebbiolo, sangiovese, tempranillo, merlot, zinfandel, cabernet franc vb.

    güçlü eşleşmeler:
    baskın aromalı yardımcı bitkiler (tarçın, zencefil, anason, kekik, safran vb)
    kırmızı biber baskın yemekler (aleppo, chilli, ancho, chipotle vs)
    mantarlar
    domates ve patlıcan baskın yemekler
    soğan ve sarımsak baskın yemekler
    roquefort, gordonzola vb peynirler
    füme etler
    domuz eti

    olası alternatif eşleşmeler:
    dana ve kuzu eti
    işlenmiş etler (salam, sucuk, proscuitto vb)
    kümes hayvanları
    ızgara ve mangal
    yumuşak peynirler
    kremalı yemekler
    sert peynirler (cheddar, pecorino, manchego, asiago, parmesan)
    fasulye ve akrabası olan sebzeler
    patates
    unlu mamuller
    soslu makarnalar
    tortilla
    beyaz pirinç
    kompleks ekmek çeşitleri

    3. hafif kırmızılar:

    örnek üzümler: pinot noir, carignan, gamay, grenache vb.

    güçlü eşleşmeler:
    işlenmiş etler (salam, sucuk, proscuitto vb)
    kümes hayvanları
    kızartmalar
    yumuşak peynirler
    mantarlar

    olası alternatif eşleşmeler:
    patates
    kepekli ve esmer unlular
    baskın aromalı yardımcı bitkiler (tarçın, zencefil, anason, kekik, safran vb)
    unlu mamuller
    soslu makarnalar
    tortilla
    beyaz pirinç
    kompleks ekmek çeşitleri
    hafif baharatlar
    çerez ve kuruyemiş
    soğan ve sarımsak baskın yemekler
    füme etler
    ızgara ve mangal

    4. rose şaraplar

    güçlü eşleşmeler:
    kabak yemekleri
    kökü tüketilen sebzeler (pancar, havuç vs)

    olası alternatif eşleşmeler:
    geri kalan herşey.

    5. güçlü beyazlar

    örnek üzümler: chardonnay, semillion, viognier, marsanne, rousanne vb.

    güçlü eşleşmeler:
    yumuşak peynirler
    mantarlar
    karides
    ıstakoz
    yengeç
    kümes hayvanları

    olası alternatif eşleşmeler:
    pişmiş ve çiğ her türlü balık
    kızartmalar
    haşlamalar
    soğan ve sarımsak baskın yemekler
    sert peynirler (cheddar, pecorino, manchego, asiago, parmesan)
    kabak yemekleri
    kökü tüketilen sebzeler (pancar, havuç vs)
    çerez ve kuruyemiş
    hafif baharatlar
    soslu makarnalar
    tortilla
    beyaz pirinç
    kompleks ekmek çeşitleri
    patates

    6. hafif beyazlar

    örnek üzümler: sauvignon blanc, pinot blanc, albarino, vermentino, gargenega, pinot grigio vb.

    güçlü eşleşmeler:
    hafif baharatlar
    fasulye ve akrabaları
    yeşil sebzeler
    haşlamalar
    balıklar

    olası alternatif eşleşmeler:
    kümes hayvanları
    midye ve istiridye
    karides
    ıstakoz
    yengeç
    kızartmalar
    her türlü peynir
    soğan ve sarımsak baskın yemekler
    çerez ve kuruyemiş
    acılı yemekler
    unlu mamuller
    patates

    7. köpüklü şaraplar

    örnek: şampanya, prosecco, cremant, cava, metodo classico vb.

    güçlü eşleşmeler:
    istiridye
    havyar
    midye

    olası alternatif eşleşmeler:
    geri kalan herşey.

    8. tatlı şaraplar

    örnek üzümler: chenin blanc, riesling, gewurztraminer, moscato vb.

    güçlü eşleşmeler:
    meyveler
    tatlı sebzeler (tatlı patates, yucca, pancar vb)
    baskın baharatlar
    acılı yemekler
    çerez ve kuruyemiş
    hafif baharatlar
    soslu makarnalar
    tortilla
    beyaz pirinç
    kompleks ekmek çeşitleri
    işlenmiş etler (salam, sucuk, proscuitto vb)

    olası alternatif eşleşmeler:
    dondurmalar
    vanilya ve karamelli tatlılar
    her türlü baharat
    unlu mamuller
    kırmızı biber
    her türlü sebze
    her türlü peynir
    deniz ürünleri

    9. fortified şaraplar

    örnek: port, passito, sherry, madeira şarabı,muscat, pedro ximenez vb.

    güçlü eşleşmeler:
    çikolata
    kahve
    baskın baharatlar
    peynir çeşitleri

    olası alternatif eşleşmeler:
    füme etler
    meyveler
    tatlılar

    that's all i can.
    suda sağlık, şarapta hakikat vardır.