ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yurt dışında yaşayıp akp'ye oy veren seçmen
-
seviyorsan gel burada yaşa denilmesi gereken insandır. yurtdışında bütün özgürlüklerden yararlanmasını bil ama burada özgürlüklerin kısıtlanmasını karşıdan izle, yok öyle şey.
be ahlaksız be namussuz adi
-
başlığa girmeden kim tarafından söylendiğini kestirmenin zor olmadığı açıklama.
yeni mevduat sisteminin 12.5 milyar tl'lik zararı
-
link
çok rahat bir şekilde bakan tarafından açıklanan rakamdır. sayın bakanım , 12.5 milyar tl ne demek siz biliyor musunuz? hani bilmiyorsanız link yavuz sultan selim köprüsünün maliyetinin 8.5 milyar tl olduğunu görüyoruz.
hazineyi durduk yere böyle bir zarara uğratmanın amacı nedir ve nereye kadar bu sistemle hazineyi daha fazla borca sokmayı düşünüyorsunuz?
sonuç olarak , bize zam ve vergi olarak yansıtacağınız 12.5 milyar tl'yi millete faiz olarak dağıtmaktansa, bu meblağın , çiftçiye destek olmakla birlikte bütün tarım sorunlarını çözebileceğiniz bir miktar olduğunun farkına neden varmıyorsunuz?
süleyman'ı bir yerde görürsem döveceğim
-
puahahah hocaya kızamıyorum, adamlar siyaseti öyle rezil bir noktaya çekti ki anladıkları dil maalesef bu.
1995'te kartal anadolu lisesinde çekilen video
-
üst edit: videodaki selin hanım twitter hesabından açıklama yapmış. tık, tık videodaki gözlüklü öğrenci de şu beyefendiymiş. videoyu çeken ve yayınlayan gökhan bey için de şuradan... baklava desenli kazak giyen öğrenciyse şu beyefendiymiş.
ikinci videonun 24.dakikasında fıkra anlatan hoca tarihçi ekrem hüsem'miş. kocaali haber isimli haber sitesinde kendisinin yaşlı halinin olduğu fotoğrafın görülebileceği şöyle bir köşe yazısı da bulunuyor.
ikinci videoda merdivenlerden çıkan perihan hanım'ı bulamadık sözlük...
ve selin hanım dünyalar tatlısı bir insan. aynı videodaki gibi. umarım hayatı boyunca lisedeki gibi mutlu olur. o kadar çok mesaj aldım ki cevap veremediklerim olmuştur. videodaki kişilerden biri benim diyen olursa entry'i düzenlemeye devam ederim.
video
24 kasım 1995'te kartal anadolu lisesinde bir eşit ağırlık sınıfında öğrenciler tarafından çekilen videodur. 90'ların giyim tarzı video boyunca direkt göze çarpıyor. kenan doğulu'nun 90'larda popüler olan bir kereden hiçbir şey olmaz parçasını çok güzel söylemişler. videodaki kişiler şu an neredeyse 40 yaşına gelmiş çoluk çocuğa karışmıştır büyük ihtimalle. ayrıca kadın ve erkek öğrencilerin saç tarzlarını beğendiğim buram buram samimiyet ve nostalji kokan videodur.
videonun ikinci ve üçüncü bölümleri de vardır.
videoyu çeken ve yükleyen gökhan bey videonun dördüncü, beşinci ve altıncı bölümlerini de youtube'a yüklemiş. kendisi bu üç videonun 1994 yılında çekildiğini belirtmiş. aynı zamanda 1-2 hafta içinde toplanıp yeni bir video çekeceklermiş.
dördüncü bölüm
beşinci bölüm
altıncı bölüm
edit: hayattaki en büyük şansım bu ortama az çok benzer lise hayatımdır. bu yüzden lise zamanları çok büyük önem arz ediyor benim için. ayrıca videodaki zamanlarda verilen eğitimin kalitesi şu anki liselerin verdiği eğitim ve öğretimin kalitesinden kat kat yüksek olduğuna kalıbımı basarım.
edit 2: ikinci videonun 9. dakikasında malum şahıs mı değil mi diye düşünebilirsiniz. kendisi müdür yardımcısı osman kaymak'mış. aklınıza gelen kişi değildir rahat olun.*
edit 3: videodaki öğrencileri soranlar var; fakat hepsi benden yaşça büyük, hiçbirini tanımıyorum.
edit 4: videoda fahrettin koca, ekrem imamoğlu, ozan tufan gibi birçok kişinin olduğuna dair bir sürü mesaj aldım. ama hiçbiri ikinci videonun 9. dakikasındaki görüntü kadar beni şaşırtmadı.
22 kasım 2016 japonya depremi
-
tsunami yok 1 metreymiş yok 3 metreymiş, arkadaşlar bilmem farkında mısınız ama fukuşima nükleer tesisi 2011 yılında depremde hasar aldığından beri olaylar hala kontrol altına alınmış değil. durumun ciddiyetinden bir haber gelip "caponlara koymaz yea" diyerek olayı sulandırmaya çalışanları gördükçe gerçekten çok şaşırıyorum. geçen kazada az da olsa durumu kontrol almaya çalışıyorlardı şimdi elde kalan radyoaktif maddeleri soğutan sistem de bozulmuş. 2011'de ne olmuş, hala neler oluyor bir okuyun gözünüzü seveyim;
- 2011 yılından beri günde 300 ton radyoaktif atıklı su (soğutma suyu) okyanusa salınıyor.
- fukuşimadaki radyoaktivite o kadar yüksek ki, bunu durdurmak için kullanılan robotlar daha merkeze yaklaşamadan bozulup eriyorlar. tepco denen sik kafalılar "bu sorunu çözecek teknolojiye şu an sahip değiliz" deyip kenara çekildiler.
- daha sonra tepco'daki mallar buzdan bir duvar yapalım bari bu sızmayı önleyelim dediler, "olay kontrol altına alınacak" diye vızıklıyorlardı şimdi de okyanusa salınan suyu durdurabilmek için 4 seneye daha ihtiyacımız var diyorlar. sik anasını sik 4 sene ne ki, okyanusa pompalamaya devam...
(not: bununla ilgili haberler ve makaleler internetten kaldırıldı. konu ile ilgili bilgiye ulaşmanız artık biraz zor.)
- kazadan kısa süre sonra kanada ve amerika kıyılarında sudaki radyasyon oranı %300 olarak ölçüldü ve bu oran her sene katlanarak artıyor. kazaya yakın olan bölgelerdeki deniz canlılarının çoğu öldü, ya "hastalandı" ya da acaip değişimlerden geçiyorlar. kısaca şu an okyanus tümörlü balık kaynıyor. radyasyondan etkilenenler sadece deniz canlıları değil tabii ki.
http://i1.mirror.co.uk/…ukushima-mutant-flowers.jpg
http://www.themarysue.com/…tbutterflies-580x278.gif
http://www.dw.com/image/16166163_303.jpg
http://namarashhs2015.weebly.com/…/2136834_orig.jpg
http://s3.india.com/…tent/uploads/2015/07/bunny.jpg
http://www.secretsofthefed.com/…ut-article-size.jpg
- bütün bunlar sonucunda çoğu avrupa ülkesi, amerika ve japonya'dan gelen deniz ürünlerini ülkeye sokmama kararı aldı. ton balığı falan zaten hayal, unutun artık.
- 2011 yılındaki kaza nedeniyle kaliforniya'da yeni doğan bebeklerin kansere yakalanma riski 29 kat fazla. yetişkinlerde de kanser vakalarında artış gözlenmiş.
- olayı örtbas etmek için hükümetler ölçümleri normale yakın göstermeye çalıştığı da yazılanlar arasında.
kısaca dünyanın içine ettiler, 2-3 metrelik dalgaları değil bunları konuşmak gerekiyor. "aman inşallah kimse ölmemiştir" diyorsunuz iyi hoş da fukuşima'ya yakın yaşayanlar bugün depremde ölmese bile belki 10 sene sonra kanserden zaten ölecek. anlatabiliyor muyum sevgili arkadaşlar?
daha fazla bilgi almak isteyenler şu linklerden devam edebilir;
http://www.reuters.com/…ma-pm-idusbre97601k20130807
http://www.storyleak.com/…-prompts-fukushima-fears/
http://oregonstate.edu/…-local-extinctions-expected
http://time.com/…43/fukushima-disaster-food-safety/
http://www.globalresearch.ca/…rom-fukushima/5355280
http://www.integrativecanceranswers.com/…er-in-u-s/
https://www.rt.com/…na-radiation-tripled-fukushima/
(not: bilgilerde bir yanlışlık varsa lütfen uyarın, olayın üzüntüsü ve siniriyle hızlı bir şekilde yazdım.)
12 kasım 2021 metropoll anketi
-
2018 yılındaki seçimlerde yüzde 53.7 oy alan cumhur ittifakını yüzde 40 olarak, aynı seçimlerde yüzde 33.9 oy alan millet ittifakı partilerinin oy toplamını ise yüzde 41.2 olarak gösteren anket. yani ankete göre, seçimlerden sonra geçen üç buçuk yıllık sürede iki ittifak arasındaki yüzde 20'lik oy farkı kapanmış ve dahası millet ittifakı öne geçmiş durumda. bu sonuçlardan yola çıkarak mevcut muhalefet partileri adına umutsuzluk yayanları anlayamıyorum.
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
- vardiyali calisabilir misiniz?
- evet, ama sadece gunduz vardiyasinda calismak istiyorum*
alkol satışının yasaklanması gerekliliği
-
arap masallarıyla kafayı yemiş yobaz görmek istemiyorum yasaklansın.
kırılmak
-
hayat kırıklarla doludur. beklentiler ve gerçeklik birbirini tutmadığında, ricalar yankı bulmadığında, verilen sözler tutulmadığında içimizden gelen 'çıt' sesini duymuşuzdur hepimiz.
çoğu insan kırıkları sevmez. onları saklamaya, gizlemeye çalışır. bazen tekrar kırılmaktan korkar ve hayattan kaçınmaya, hayal kurmamaya başlar.
japonların çok sevdiğim bir sanatı var: kintsugi.
bu sanat kırılan nesnelerin kırıklarını altınla onarmak üzerine kurulu. kırıkları, çatlakları bırakın gizlemeyi, parlak bir altın rengiyle onararak görünür hale getiriyor kintsugi. çünkü nesne yaşanmışlıkla daha değerli hale geliyor. kırıklarına rağmen varlığını sürdürüyor. kintsugi, altınla kırıkları onore ediyor. yaşanmışlığı yüceltiyor ve bunu - en değerli madenlerden olan - altınla kutluyor.
depresyon tanısıyla takip ettiğim bir hastama bu felsefeden bahsetmiştim. geçenlerde geldiği seansta bana 'senelerdir ne kadar güçsüz olduğumu düşünürdüm. siz bana bunlardan bahsettikten sonra aslında bütün olanlara rağmen ne kadar güçlü olduğumu fark ettim' diyerek teşekkür etti. ilginç şekilde, bu konuşmanın aldığı ilaçlardan çok daha etkili olduğunu düşündüm o an.
gerçekten de kırıklarımız, bir anlamda bizim madalyalarımız. onlar bizim deneyimlerimiz, yaşamın tam içinde olduğumuzun kanıtı. onlarla var olmak aslında, onlara rağmen varlığımızı sürdürdüğümüzün ve ne kadar güçlü olduğumuzun ispatı.
bağdat baharat
-
kablelvuku tarafından (bkz: #53466324) 3 yumurtayı 2 yumurtaya düşürmeden de ticari kazanç (ya da kayıp) sağlayabileceğini öğrenmiş bir patrona sahip firma. patron öğrendiği şey için kablelvuku'ya borçlu iken, sanırım bu entry'i sildirmeye çalışıyormuş. patron'un orada lafı geçiyorsa, kablelvuku'nun da burada lafı geçiyor. orada pozisyonun yüzünden senin nazını çeken kablelvuku iken, burada da pozisyonun itibariyla sen onun nazını çekiyorsun. demek ki neymiş;
1- insan ilişkilerini -pozisyonun ne olursa olsun- mesafeli, saygılı yürütecekmişsin, paranın ve makamın getirdiği güç ve itibarla başkalarının onuruyla, gururuyla oyun hamuruyla oynar gibi oynamayacakmışsın, zira fernando pessoa ne demiş:
''kimseyle alay etme, asla kimseyi gülünç duruma düşürme, kalbinin en ücra köşesinde bile yapma bunu. insan yaşamı alaya alınmayacak kadar hüzünlü ve ciddidir.''
2- sana para/itibar kazandıran şey sadece çalışanların değil, bizzat senin tavırların imiş. an gelir, senin tek bir mimiğin, sana çalıştırdığın x işçinden daha fazla kazandırır ya da kaybettirir.
hayat mücadele. hayat zor.