hesabın var mı? giriş yap

  • al pacino'nun trafik polisine yakalandigi sahnede kör taklidi yapmanin ustune bir de kör oldugunu gizlemeye calisan bir kör taklidi yaptigi film.

  • geçmiş olsun kardeş. konsantre askerlik yapmışsınız. bu dediklerini kısa dönemlere 6 ayda uzun dönemlere 12 ayda günlere serpiştirerek yapıyorlar. sizin vakit dar olduğu için 21 günde ne yapabilirse yapmışlar. neyse yemişsin askerliği işte hürgeneral kardeşim. boşver unutursun zamanla...

  • nick bulmam lazim adlı troll'ün muharrem ince'nin miting başlıklarını ilk açan yazar olması durumudur.

    kendisi de bir troll olarak çoğu kişinin engelli listesinde olduğunu bildiği için, miting başlıklarını kendisi açarak sözlük ortamında muharrem ince'nin mitinglerine daha az entry girilmesini amaçlamaktadır.

    nick bulmam lazim adlı tipin başlıklarını engellerseniz muharrem ince'nin mitinginin başlığını da görmemiş oluyorsunuz.

    iyi düşünülmüş bir maaşlı yazar fikri ancak yemezler.

    (bkz: kekimi ye beni yeme)

    edit: nick bulmam lazim'ın engelini kaldırmak için buraya gidebilirsiniz. bunu belirtmemi isteyen eksi was here adlı susera teşekkürler.

  • şanslıdır. o gün ders yapılmaz, türkiye'nin sabahın köründeki maçları 55 ekran tv'den pür dikkat izlenirdi.

  • kendisinin kel kafasını öptüğümü söylemiş miydim?

    fenerbahçe'den kovulduktan sonra, türkiye'den ayrılmadan 2 gün önce acarkent'te yer alan evine gittim. zar zor ulaşabildiğim aslanlı ev tariflerinden yola çıkarak evini buldum. kapıda nakliye için bir kamyon, 3-4 tane taraftar, bedri baykam ve asistanı vardı. benim boynumda boyunluk, 10 gün önce talihsiz bir kaza ile boynumu kırmıştım. sağa sola robocop gibi bakınıyorum. sonra kamyona eşya taşıyan alex de souza geldi kapıya, ayağında terliklerle.

    tanıştım. alex de souza ile tanıştım. ben adımı söyledim. merhaba ben alex dedi. mütevazı kelimesinin içini dolduran bir adam. kendisine dert yandım, başkan aziz yıldırım ve aykut kocaman hakkında serzenişte bulundum. problem yok dedi. sanki kovulan benmişim gibi, o kadar sakin ve vefalıydı. o kadar fenerbahçeliydi. ve bir o kadar mutsuz ve üzgündü.

    ben aslında ingilizce konuşuruz diye düşünüyordum ama başından itibaren bütün sohbet türkçe gelişti. çocukları, eşini falan sordum. alex de souza'ya bildiğin halini, hatırını sordum yani. kendisi için hazırladığım ufak bir hediye verdim. sonunda nasıl oldu bilmiyorum, bir anda eğil kafandan öpücem dedim. güldü ve kafasını eğdi. ben alex'in kafasından öperken, bedri baykam'ın asistanı fotoğrafımızı çekiyordu. sanki iki eski arkadaşmış gibi tokalaştık, beraber atkı açtık, sarıldık ve vedalaştık.

    o anlar hayatımın unutulmaz anları arasında yerini aldı. gecenin bir vakti fitbol dergi'de samet güzel'in yazısını okurken geldi aklıma ve yazmak istedim. bu adam kesinlikle bir futbolcudan fazlası. ciddi anlamda duygusal ve iyi bir insan. saha içi ve saha dışında kesinlikle aynı yapıda olan, hayatımda arkadaşım olarak temasta kalmasını isteyebileceğim bir insan. yolu hep açık olsun.