ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
atatürksüz anayasa istiyorum
-
ben de ezansız bir ülkede yaşamak istiyorum. her istediğimiz gerçekleşmiyor ama.
tanım: çöl bedevilerinin taleplerinden birisi. yallah arabistan'a. burası türk yurdu, arap çölü değil.
9 ekim 2016 izlanda türkiye maçı
hayvan gibi kullanılırken tedavülden kalkan ürün
-
(bkz: yumiyum)
hiçbi yerde yok artık. çocukken deli gibi tüketirdik bunları. tedavülden kalkmadıysa, bulabilen babasının hayrına yollasın bi koli, nolur lan.
miroslav stoch
-
bu adamın ismini duyunca aklıma iki anı gelir. nedense anlatasım geldi.
birincisi sanırım young boys maçıydı. izmir'de bir kahvehanede izliyordum. 0-1 gerideyken bu adam fırlayıp ceza sahasının içine girdi. sanıyorum fenerbahçe'nin ilk ciddi pozisyonuydu, kahvedeki herkes 'düş yere', 'atla ulan' diye bağırmaya başladı. stoch sanki bizimkileri duymuş gibi bıraktı kendini yere. ardından ikinci sarı kartını alıp oyun dışına atıldı. kahvede atla diye bağıran adamlar bu sefer ana avrat sövmeye başladı. çok ilginç bir manzaraydı.
ikincisi gençlerbirliği maçını antalyada bir otelde izliyordum. stoch ceza sahasının dışından birkaç şut denedi ama isabetli olamadı. önceki maçta türkiye milli takımına güzel bir gol atmıştı. izleyenler 'ulan anca türkiye'ye atarsın, bize gelince böyle vurursun' minvalinde bir şeyler söylemeye başladı. birkaç dakika sonra stoch fifa puskas ödülünü alan, yılın en güzel golünü attı.
gelmiş geçmiş en felsefi söz
-
-"bülent ersoy dünya starı olacaktı, önünü kestiler" - mustafa topaloğlu (2007)
vincent van gogh
-
hollanda'da anlatılan van gogh'un deliliği ve renkler hikayesinin bir versiyonu ise şöyledir;
gerçekte van gogh, sürekli hale gelen kulak çınlamasından şikayetçi olarak doktora gider, ancak doktor içine kapanık ve melankolik kişiliğinden dolayı "kafasının içinde sesler" duyduğuna kanaat getirir ve mani tedavisine başlar. bu arada doktor kendi geliştirdiği bir ilaçlı tedavi yöntemini de test etmeye can atmaktadır.
ancak van gogh
yüksek tansiyon hastasıdır ve bu yüzden kulağı çınlamaktadır. aldığı yanlış ilaçlar ve diyet uygulamaması çınlamayı iyice tetikler. hastalığı ilerler ve yüksek tansiyon sonucu mavi ve sarı renkleri patlar halde görür, tıpkı resimlerindeki gibi.
doktoru bunları muhtemel sanrılar olarak algılar ve teşhisi netleşir. özellikle de van gogh bir gün kafasındaki çınlamaya ve kulağındaki zonklamaya dayanamayacak hale gelip kulağını kesince, tüm şüpheler ortadan kalkar, van gogh delidir. öte yandan ilaç tedavisine cevap vermeyişi sürmektedir.
diğer bir deyişle van gogh sarı ve mavileri gördüğü gibi resmetmiştir ve deli değildir van gogh belki depresif, biraz melankolik çoğumuz gibi , ama sonu bir çoğumuzdan daha trajik bir insandır, ömrü tımarhanelerde tükenmiş, deliliğine ikna olacak kadar mütevazi...
içtim kapuçinoyu öptüm al pacino'yu
-
sabah kapucino icerken aklima gelip kendi kendimi yarmama sebep olan laf. (bkz: ictim $arabi optum arabi)
conrad mcrae
-
90'lı yılların ortasına tekabül eden efes pilsen'in efsanevi döneminin en akılda kalan oyuncusudur conrad mcrae. o dönemlerde; petar naumoski müthiş bir sorumluluk bilinciyle robot kıvamında koşar dururdu, milimetrik paslar atardı. ufuk sarıca temiz ahlaklı devlet memuru düsturuyla herdaim faydalı olur gösterişsizde olsa görevini yapardı. volkan aydın her maçtaki aynı hayvani savunma performansıyla benchden kendisini izleyen savunma manyağı aydın örs'ün bile gözlerini yaşartırdı. murat evliyaoğlu dennis rodman'ın biraz daha mutaasıbı misali takılırdı. vasily karasev nokta atışlarının yanında yeri gelir 30 dakika 4 faullü oynayıp karşı takımdan 3 adam attırarak maç sonuna kadar sahada kalmayı başarırdı.... ama tüm bu enfes isimlere rağmen ve aradan geçen zamana inat insan o dönemlerden en berrak conrad mcrae'yi hatırlıyor ve bu güzel insanın adamı koltuğundan zıplatan smaçlarını, tek pota mahalle maçlarındaki taklit edilmeye çalışılan tüm hareketlerini ve efsanevi bloklarını özlüyor... mekanın cennet olsun.
doğalgaz faturası düşürme yolları
-
çorapları pantolonun üstüne geçirip,elleri çaprazlama koltuk altına koyup,peteğin üstüne oturmak.
bu yöntem yaz mevsiminde ise kenelerden korur bilesiniz.
bu rekatı da tüm sevenler için kılalım diyen hoca
-
insan sevgisiyle dolu bi' hoca, cemaatini de bu şekilde yönlendiriyor. hümanist. evet.
şeyma subaşı
-
ben aslında acıdım.
şu 3 günlük dünyada, acun gibi parayı bulduktan sonra yıllardır hayatında olan kadını, karısını, 2 çocuğunun annesini aldatan, onu itibarsızlaştıran, üstelik diğer kadından çocuk yapıp zerre mahcubiyet duymayan bi adama kalmış insan (birey yazıp geri sildim, düşün)
bi de bu kadının erkek kardeşi ve babası acun'un ofisine gidip fotoğraf falan paylaşıyordu.
ben evli barklı bi adamdan türkiye'nin huzurunda çocuk yapacağım. adam erkek kardeşimi işe sokacak, babam sırf zengin diye bu adama yanlayacak falan...
kalibreleri o kadar belli ki...
hakkaten acıdım, allah kimseyi bu duruma düşürmesin.
debe editi: beyin kanseri bi anneye abd vizesi çağrısı
kaan boşnak'ın ifşa olması
-
yuzyuzeyken konussalardi keske
instagram takipçi sayısı insanın değerini gösterir
-
direkten dönen yazar başlığı..
sen bunu kutla kardeş.