hesabın var mı? giriş yap

  • çok enteresan aslında ünlü birisini dövmek falan. hani bizim buralarda pek yok, ünlü birisini konser vs. olmadan çok göremezsin. demek ki bolluk olunca istanbul gibi büyük şehirlerde ünlü de dövebiliyosun. mesela konya'da pavyonda, az sayıdaki barda olay çıkarsa yine ünlü birisi diye dövmez kimse. ne güzel bişey adamlarda ünlü dövme rahatlığı var, biz en fazla imza ister, selfi yaparız. sövse mesela abi ünlü bulaşmayın deriz, ünlü adamdır yapar deriz geçiştiririz meseleyi. vay amk ünlü dövüyo adamlar.

  • empati ile yaklaşmak gerek. yalan yok bende yaptım. yurt dışına çıkmak heyecan vericidir. ülke dışında yeni bir yer görmek ve bu listeyi uzatabilmek bir süre sonra keyifli bir hobiye ulaşır. araba kullanmayı yeni öğrendiğinizde bakkala bile araba ile gitmek istemek gibi, herkesi gideceği yere bırakmak istersiniz çünkü açlık vardır. zamanla arabadan bıkarsınız rutine döner ve artık araba gördüğünüzde içiniz şişer. aynı durum bu boarding pass fotoları içinde geçerli. başlarda heyecanla paylaşılır, ardından sıklık artarsa sıradan bir durum olduğu için aklınıza bile gelmez. ben bu tarzda paylaşımlara gülümseyerek bakıyorum. keşke daha fazla insan daha fazla ülke görse gezse. malumunuz çok gezen çok bilir. ayrıca herşeyin sanal olduğu bir ortamda insanlar ben yaşıyorum geziyorum sizden iyi gezip yiyip içiyorum kafasına girdiklerinde emin olun başka birşeyleri maskeliyorlardır. gülümseyin geçin. kafaya takmayın. insan içinde nefsini köreltemediği sürece tehlikeli bir hayvandır. kıskanır, kendi elinde olmayanı arzu eder, elinde olanı başkalarının gözüne sokarak egosunu okşamaya bayılır. siz umursamazsanız zamanla paylaşımlar azalır.
    yemeğini paylaşanlar, biletini paylaşanlar, arabalarını paylaşanlar... aslında yaşamlarını paylaşamadıkları için insanların gözüne bunu sokarak kendilerini iyi hissetmeye çalışırlar. fazla takmayın.

  • ceviz kurdu, cevize gireceği kadar bir delik açar ve cevizin içine girer. cevizin içi insan beynine benzer, kurt başlar cevizi yemeye. elbette ki buraya kadarı normal. yedikçe şişmanlar şişmanladıkça karnı büyür. yeterince doyunca yükünü tutunca! gitmek ister ama girdiği delikten çıkması mümkün değildir istese de çıkamaz. işin enteresan ve daha da kötü tarafı; içi yenilen cevizin kabuğu da kurumuş ve iyice sertleşmiştir. artık o deliği genişletmek de imkansızdır. kurtçuk oturup etrafına bakar, düşünür taşınır delikten geçip çıkmak için tek çaresi vardır; zayıflamayı beklemek. aç kaldıkça zayıflar, eski cılız haline döner. ve bir gün bitap düşmek üzere ilk başladığı gibi cevizden çıkar. ama çıktığında mevsim bitmiş, ortada aç ve cılız bir kurtçuk ile bir içsiz bomboş bir ceviz kabuğu kalmıştır.
    kimi insanlardaki para ve mal-mülk hırsı da ceviz kurdundaki iştaha benzer. hırsı yenip, artık yeter dediğinde baharlar ve yazlar bitmiş olur.

  • bunlar varlık kavgası. paraları olmasa birbirinden önce harcamak için kavga edebilirler miydi?

  • böyle saçma bir açıklama olabilir mi? açıklamaya bakın:

    ''bu sene 10 filmde sadece 3 filmde kadın izleyebildik. bu özellikle jürinin yarıdan fazlası kadın olan bir ekip için üzüntü verici oldu. umarım seneye 10 da 7 kadın filmi olur demek istiyorum.'' link

    bu kadar çelişkili ve mantıksız bir açıklama görmedim. eşitlikten dem vurup kadın jürinin kadınlara kayırma yapmasını bekleyip ve eşitlikten bahsedip seneye 5-5 e değil de 10 ödülün 7'si kadına gider demenin neresinde cinsiyet eşitliği var? artık usandık şu saçma sapan gereksiz cinsiyet duyarlarından oldu cinsiyet eşitliği olsun diye biz erkekler ezilelim altınız da ne kaldı eşitlikten yana o halde? resmen orada ödül alan 7 erkek oyuncunun emeklerini yok saymış. onlar kayrılarak bu ödülü aldı haketmedi demeye getiriyor. ne söylediğinin farkında değil artık bazı kadınlar. çok boktan bir popülizm var bu kadın konusunda amaç kadın erkek eşitliği değil amaç bu konudan ekmek çıkarmak. çoğu kimse kendisinin de ne dediğinin farkında değil.

  • kapanışta :

    sinan engin : burdan fırat aydınus'a da selam gönderiyorum. bugün çok güzel eyyam yaptı.
    rok : fırat eyyamus. fırat eyyamus mu demek istiyorsun sen şimdi ?
    se: yok canım, öyle demek istemiyorum.
    rok: ertem, ertem, (ertem bu sırada twitleri okumakta, rok'u duymamazlıktan gelmekte) ertem, ertem.
    ertem: efendim rasim.
    rok: fırat aydınus'a fırat eyyamus diyebilir miyiz ?
    ertem: hayır diyemeyiz.
    rok : niye diyemiyoruz ya ?