hesabın var mı? giriş yap

  • daha önce de söyleyenler olmuştur, ben de söyleyeyim...
    o bırakılan hava bölümlerinin iki ana amacı var.
    1- nakliye, istifleme ve hatta bakkaldan eve taşırken, hem kendileri hem başka şeylerle temas ettiklerinde maruz kaldıkları hafif basınçlar yüzünden kırılıp kırıntı haline gelmelerini (mümkün mertebe) engellemek ; yani bir nevi hava yastığı görevi,
    2- paketin delik patlak olup olmadığını ve dolayısıyla ürünün bayat olup olmadığını anlamak için. bastırırsın paketi hafifçe, baktın bi yerinden hava kaçmıyor, şiş şiş halen, demek ki paket delik değil ve de içindeki ürün bayatlamış değil; bunu anlarsın.
    öte yandan kimsenin de zaten "bu paket ağzına kadar dolu" iddiası yok. içinde şu kadar gram cips vardır yazar üzerinde ve evet, o kadar gram cips vardır. buradaki taahhüt, içinde kaç gram cips olduğudur. paketin boyu değildir.
    sen öyle her gördüğün şeyin boyuna göre karar verip onu ölçü alırsan, işin iş yani.

  • wick'in eğitim geçmişi spekülasyonlardan ibaret. fortis fortuna adiuvat dövmesi eski marine (spec ops) olduğunu ima ediyor ama lore'da bu resmi değil. yine de böyle ölümcül bir suikastçinin istihbarat eğitimi olmadığını varsaymak yanlış olur. bu açıdan bourne'dan tek farkı hitman olması. bourne malum, devletin yetiştirdiği bir ajan. wick devletten değil de askeriyeden direkt hitman'liğe geçmiş gibi görünüyor, verilen bilgilere göre.

    wick'in bildiği uzak doğu dövüş sanatları:

    brezilya jiu-jitsu
    judo
    jujutsu
    sombo
    aikido
    aiki-jitsu
    gun-jitsu
    car-fu
    shinobi-iri

    bourne'un dövüş eğitimi:

    jeet kune do
    krav maga
    escrima
    wing chun kung fu
    muay thai
    boks
    kali

    ikisi de yakın mesafe bıçak dövüşü ustası. ikisi de usta silahşör. sürücülükleri de yine profesyonel düzeyde.

    bu bağlamda yakın dövüşte kim galip gelir, onu bu dövüş sanatlarını bilenler kestirebilir bence. hangi dövüş sanatı diğerine daha üstün geliyor, biz bilemeyiz. öyle bir istatistik olsa bile kimse kesin bir sonuca varamaz. neticede işin içinde çok etken var. sadece kas gücü değil. taktik, zeka, içgüdü, öngörü vs de önemli. adam ani, zekice bir hamle yaparak, on dakikalık bir dövüşten sonra, rakibini öldürebilir yani. rakibin yorulmamış olması bir şey ifade etmiyor o yüzden.

    dövüş dışında kıyaslarsak; bourne daha fazla dil biliyor. acı eşiği, aldığı psikolojik eğitimlerden ötürü daha yüksek. mental olarak daha güçlü diyebiliriz yani. wick'den daha soğukkanlı ama görev bilinci var. haliyle görev dışı adam öldürmez. wick önüne kim çıkıyorsa içinden geçiyor bildiğin, lol. bourne daha çok sorgular o yüzden. neticede bu hayata devletime yardım ediyorum, ülkeme hizmet ediyorum diyerek girmiştir. wick ise baya bildiğin suç dünyasının adamı olmuştur.

    en iyisi dövüşmesinler bence. arkadaş olsunlar. anılarını paylaşsınlar, günbatımını falan seyredip biralarını içsinler yani, yazıktır.

  • muhteşem yüzyıl dizisinden öğrendiğimiz bir gerçek. rahmetli canı sıkıldığında alırmış kemanını çıkarmış balkona, tırmanırmış çatıya. o vernikli kelebek mobilya yemek masası rengindeki gıy gıy kemanıyla haremdekilerin aklını alırmış. alt kat komşusu hatice hanım ve saraydaki diğer kadınlar arasında inanılmaz popülermiş. pargalı çaldıkça onlar coşar, onlar coştukça pargalı vıccırı cıccıııık diye diye öttürürmüş kemanını. padişah sefer hazırlığı yapacak, pargalı balkonda gıy gıy saatinde. alt katta yine kompile harem kadınları toplanmış... şimdinin plajda gitar çalan adamı gibi düşünün:

    - akdeniiiiiiiizzzzz akşamlarıııııı bir başkaaaa oluuyooooorrrr....

    - pargalı çok tatlısın ya...

    - sağolun kızlar.. hadi bu sefer birlikte... heleeee biiiir deeee aylardaaaannn recep (hicri takvime göre yani) ise bir başkaaa ...

    kanuni'nin bu duruma bir süre sonra dayanamayıp onu hürrem'e şikayet ettiği, hürrem'in de pargalıyı kemanıyla dövdüğü söylenir. dizinin ilerleyen bölümlerinde buna yer verirler mi bilmiyorum. ama aslında gerçekçi yani. bir pargalıya bakın, bir hürrem'e. lisede sınıfın arkasında oturup sinirlendiğinde erkek döven aşırı gelişmiş kız tipi yok mu hürrem'de? böyle dişlerini sıka sıka sen görücek sülüman gelicik benim olucuk bilmem ne diyor... gözlerini belirttiğinde çok korkunç oluyor, adamı kündeye falan getirse mümkün değil nefes alamazsın. çok güçlü ve sağlıklı gözüküyor maşallah.

  • ev, araba, çocuk, eş, ohaaa .

    otuz yaşımı düşünüyorum da ev sahibi kirayı almaya geldiğinde ayakkabımın altındaki deliği göstermiştim. kadın üzülerek gidip 1 saat sonra 100 mark getirmişti bana, kocası vermiş "gitsin güzel bir bot alsın kendine" diye. ayakkabım bile yoktu lan.

    şimdi hepsi var, ayakkabıları da alsın diye yerden tavana kocaman ayakkabılığımız bile var. ama o 100 markı koşa koşa evinden alıp gelen ev sahibim yok artık. o kadın ayakkabımın altındaki deliği kapatmaya çalışıyordu, şimdi her yanınızdaki deliği açmaya ve bu açıkları bulmaya ve daha da ötesi bu açıkları daha üstteki başlara sergilemeye can atan iş arkadaşlarım var. ve bu açık peşindeki iş ortamının yarattığı garip aura sana iş araba ev olarak dönüyor (eş ve çocuğu sokmayalım bu dünyaya)

    bundan dolayıdır ki, ne kadar kaçabilirsen o kadar mutlusun. ama eninde sonunda insan yakalanıyor. çünkü diğeri de çıkmaz yol haline geliyor.