ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
21 aralık 2012
-
şirince köyünün muhtarı ben olsam yarın köyün elektirik şalterlerini ipneliğine kapatırım. ardından da vericen ses efektini ortama gel ondan sonra.
beşiktaş'ın 7 gol atması ona kazanma hakkı vermez
-
rizespor taraftarının haklı isyanı. ağların yırtık olması kuşku uyandırıcı. gollerin bazıları değil, neredeyse bütünü usulsüz. ayı gibi vuruyorlar toplara.
serdar ortaç'ın bilgisayarını haliç'e atan hırsız
-
besteler içinde ise amme hizmeti yapmış olan ve kamu güvenliği lehine hareket ettiğinden bahisle ceza almaması gereken hırsız.
besteler içinde yoksa boşa atmış ama.
oppenheimer'in gişede barbie'yi geçmesi
-
turkiye'de sinema izleyicisi kitlesinin cogunlugunun sinemaya meraklı kisiler olduğunu gösterir.
barbie genel izleyiciyi daha çok cezbedecek bir film, cocuklarin genc kızlarin ay barbiii diyerek gideceği bir film.
ama ulkemiz ne yazık ki ekonomik olarak berbat durumda olduğu için sinemaya gitmek bile bircok insan için luks haline geldi. ancak meraklisi gidebiliyor yani.
bu gise bunu gosteriyor. entelektueliz zekiyiz havalarına girmeyelim hic, fakiriz fakir.
kardeşlere yapılmış anlamsız eziyetler
-
en kötüsü abimin abime yaptığıdır.
büyük abim küçüğüne şemsiye verir. "al bak bu paraşüt, atla." der. öbürü şemsiyeyi açıp sıkıca tutar ve birinci kattan atlar akabinde yere çakılıp ağlamaya başlar.
edit: düşen abim mesaj attı, tom ve jerryde görmüştüm o zamanlar makul gelmişti dedi.
şarap vs rakı
-
yemeğe göre şarap seçilir, rakıya göre yemek seçilir.
beşiktaş'ın bu sezon renklilere koyacağı gerçeği
-
her sene özellikle eylül aylarında meydana çıkan gerçek. sonra aylardan mayıs oluyor tinerciler ''şerefliyiz biz yeaaa'' muhabbetlerine giriyor.
(bkz: beşiktaş taraftarı lig fikstürü)
stv'nin şampiyonlar ligi'ni yayınlaması
-
- messi, allah'ın bir lütfu sayın seyirciler. 4 kardeşi var ve 3'ü kur'an kursuna gidiyor. babası arjantin'de müezzin.
...
karadenizliyim yerine kuzeyliyim demek
1996-2019 arası popüler siteler sıralaması
-
anılarım, adeta bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti gitti sanki. internetle ilk tanışmamda karşıma çıkan arama motoru altavista'ydı. erciyes gibi karlı bir dağ vardı arka planında hatırladığım kadarıyla. usb bellek bir tarafa, cd nedir onu bilmiyorduk. ödevleri diskete atıyorduk. 2 mb bile değildi hafızası, a sürücü vardı bilgisayarlarda.* sene 99' filan olması gerek.
sonraki yıllarda kendi bilgisayarım olmuştu. messenger ile tanıştık. ahh o msn'li yıllar... winamp'tan laf soktuğumuz, ekranı titrete titrete bir hâl olduğumuz, webcam başında sabahladığımız zalım yıllar. ayça_22 oturum açtı.
dünyadaki bütün gençlerin toplandığını düşündüğüm bir myspace dönemi vardı ki benim yakalayabildiğim kadarıyla sosyal platformların atasıydı. blackberry çılgınlığı dünyayı sarmıştı mesela o yıllarda... sahiden ne asil telefondu yahu.
eskilerin yahoo'sunu bıraktık da niye google kullanıyoruz diye kendime sormuşumdur hep. tam olarak bu dönüşümün ne zaman gerçekleştiğini hatırlamıyorum kendi adıma. cevabını da bulmuş değilim. videonun akışında da google, bold pilot gibi 2005'ten sonra depara kalkmış gerçekten.
2008 sonrasında da sosyal medya interneti esir almış göründüğü gibi.
bu arada zararlı diye bizim devletin erişimi engellediği wikipedia, 2019 yılı itibariyle dünyanın en çok ziyaret edilen 5. sitesi konumunda. bilgiden bu kadar korkmayın! tedbirimizi aldık gerçi; grande vpn, grande muchos wikileaks !
video bitmeye yakın son sıradan listeye giren site, 2020'li yıllara büyük bir gözdağı vermiş sanki.* şu dünyada beş yıl sonra zirvede olursa şaşırmam.
not: baidu'nun ne olduğunu google'a sormak, 21. yüzyılda çinlilere yapılabilecek en büyük hakaret sanırım. ki ben bunu yaptım. allah affetsin artık.*
yaran facebook durum güncellemeleri
-
''adamın bir elinde telefon, diğer elinde tablet, önünde laptop açık. wireless hiç bu kadar sömürülmemişti. bağlan amk çakmakla da bağlan..''
telefon alarmını hiç ertelemeden kalkan adam
-
yaklaşık 4.5 senedir benim bu kişi.
aslında her şey kafada bitiyor, düzenli spor da şart tabii.
sabah 6.15 gibi uyanıyorum. zaman ayarlı kahve makinesi aldım, alarmla beraber kahvem hazır oluyor.
hızlıca kahvemi yudumlarken akşamdan hazırladığım spor çantamla fitness merkezine geçiyorum.
bu kısım çok kritik, en az 5 km koşmadan güne başladığımda, gün içinde bitkin oluyorum.
koşu bandında ter atarken çin ve abd piyasalarında gece neler olmuş hızlıca tahlil ediyorum.
spor sonrası da vitamin bar'da cornflakes’imi yerken gün içinde atılacak e-mailleri hazırlıyorum.
saat zaten 8.30 oluyor bu vakte kadar ve ofise geçiyorum.
güne erken başlamak, zinde uyanmak çok önemli ve tamamen motivasyon meselesi, abartılacak bir durum yok...
...demek isterdim ama snooze’un dibine vuruyorum sabahları, neredeyse uyku sürem kadar snooze ediyorum. heil snooze.
debe edit: yoğun talep üzerine kahve yapan çalar saat